Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin belediyecilik anlayışı ile kimsenin yarışamayacağını belirterek, “Biz sadece bugünün şehirlerine, bugünün insanına, bugünün Türkiye’sine karşı sorumlu değiliz. Bizler bugünden yarını imar etmenin sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz” dedi. Başbakan Erdoğan, konuşmasında Said-i Nursi’den örnekler vermesi de dikkat çekti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Genel Merkez Seçim İşleri Başkanlığı Marmara Bölge Toplantısı’na katıldı. Başbakan Erdoğan toplantıda aralarında İstanbul’un da bulunduğu 21 ilin daha belediye başkan adaylarını açıkladı.
Ak Parti’nin yerel seçimlere iki büyük avantajla girdiğinin altını çizen Erdoğan, “Seçimlere belediyecilik alanındaki büyük tecrübemizle giriyoruz. Bizi bizden ziyade anlatacak eserlerimizle, yatırımlarımızla giriyoruz. Ak Parti lafla seçime girmiyor, projeleriyle seçime giriyor. Ak Parti demokrasinin yerelde başladığına inanmış buna ilke edinmiştir. Yerelden yola çıkarak geneli kucaklayan bir anlayış sergileyerek yoluna devam etmiştir. Siyaset anlayışımızda bu var. Ak Parti 1994’de İstanbul’da başlayan belediyecilik sürecini önemli bir tecrübe olarak almış, bunun üzerine geneli, ulusalı ve küreseli bina etmiştir. Bizim 1994’ten itibaren eşsiz bir İstanbul tecrübemiz var. Birçok şehrimizde 2 dönem 3 dönem hizmet veren, her seçimde memnuniyeti arttırmış şekilde yoluna devam eden çok sayıda başarılı belediye başkanımız var” dedi.
AK Parti’nin belediyecilik anlayışı ile kimsenin yarışmayacağını söyleyen Erdoğan, “Sorunlara çözüm getirme, vizyon oluşturma anlamında hiçbir siyasi parti AK Parti ile aynı kulvarda yarışamaz. Belediyecilik diğerlerinin nazırında bir rant kapısı olabilir, bizim nazarımızda sadece millete hizmet kapısıdır. Belediyecilik diğerlerinin nazarında makam vesilesi olabilir, bizim nazarımızda sadece millete hizmetkarlıktır, şehre olan aşktır” diye konuştu.
Ak Parti’nin yerel yönetim anlayışının eşinin dostunun cebini değil milletin hazinesini doldurmak olduğunu söyleyen Erdoğan, “Biz yerel yönetimi cepleri doldurmak olarak telakki etseydik, bugüne kadar devraldığımız okullar ve derslik sayısını arttırabilir miydik?Kitabı bile bulamayan yavrularımıza her eğitim öğretim yılında sıralarının üzerine ücretsiz kitap koyabilir miydik? Acaba biz yerel yönetimleri bir rant kapısı olarak görseydik, Fatih projesi denilen akıllı tahta ve tablet bilgisayara geçebilir miydik? Göreve geldiğimizde hastanelerde ilaç alamayan vatandaşım, şimdi ilaç alamama durumu ile karşı karşıya kalıyor mu? Şu anda yeri geldiğinde hastasını yurt dışına bile gönderebilen bir Türkiye var. 17 tane ambulans helikopterler, bunun yanında 4 tane jet ambulansla hizmet veren bir sağlık anlayışı var. İnsanların köpeklerin çektiği kızak ile hastaları hastanelere yetiştiren bir Türkiye’den, artık paletli , 4 çekerli ambulanslarla artık bir sağlık anlayışı var. Doğumu yaklaşan bir kardeşimize kalkıp şehirde onu misafir etmek suretiyle orada doğumunu gerçekleştirin köyüne gönderen bir sağlık anlayışı var. Göreve geldiğimizde 6 bin 100 kilometre duble yolu olan Türkiye’ye biz şu ana kadar 17 bin kilometre duble yol ilave ettik. Bunlar ne ile oldu. Eğer cebini dolduran bir iktidar olsa bunları yapabilir miydi? İşte buyurun Marmaray gibi dev bir proje güven temin ettiği için, teminatı olan bir Türkiye’de yapılıyor. 3. Köprü yapılıyor ve Marmaray’ın güneyinde tüp geçit daha yapılıyor” şeklinde konuştu.
Konuşmasında Haliç’ten örnekler veren Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) eleştirdi.
Halic’i şimdi haline getiren AK Parti’nin belediyecilik anlayışı olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, “Boğazdan halice dağları deldik, boğazın suyunu halice aktardık. Bu ne ile oluyor. Artık biz kokan bir CHP zihniyetinden pırıl pırıl bir halici meydana getirdik. Bizden önce burada CHP zihniyeti belediyedeydi. O zaman kokuşmuş bir zihniyet vardı. Şimdi tertemiz bir haliç var ve herkes burada balık avlıyor. Yeri geliyor yüzüyorlar. Artık burada güzel bir mekan oluştu. Artık düğünler yapılabiliyor burada, uluslar arası kongrelere burası ev sahipliği yapıyor. Buraya durup dururken gelmedik. Bu bir aşkın, bir sevdanın ürünüdür. İnşallah daha da güzelleri olacak” ifadelerini kullandı.
Salonu dolduran AK Parti adaylarına seslenen Erdoğan, şunları söyledi:
“Değerli aday arkadaşlarım şunu bilmenizi istiyorum. Biz sadece bugünün şehirlerine, bugünün insanına, bugünün Türkiye’sine karşı sorumlu değiliz. Bizler bugünden yarını imar etmenin sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz. Bugünden öyle adımlar atmalıyız ki yarınlar aydınlansın. Bugünden öyle bir vizyon ortaya koymalıyız ki yarınlar o süzgecin içinden geçerek süzülerek bugünden çok daha iyi olsun. Bizim neslimiz maalesef yıkımların şahidi olmuş bir şehirdir. Biz şehirlerin yıkıldığına, gönüllerin yıkıldığına şahit olduk. Tarihi eserlerin, estetiğin yıkıldığına şahit olduk. Kültürümüzün, medeniyetimizin, dilimizin, değerlerimizin yıkımına şahit olduk. Hem yerelde hem Türkiye genelinde yıkımları durdurmanın, tahribata son vermenin mücadelesini verdik. Şu andan itibaren yapıma, inşaya, adeta yeniden bir dirilişe ağırlık vermek, bizden sonraki nesillerin yıkıma değil yeniden inşaya şahit olmalarını tesis etmek zorundayız. 30 Mart bir milat olmalıdır Türkiye için Türk milleti için”
Konuşmasına Said-i Nursi’nin sözlerinden örnek vererek devam eden Erdoğan, “Büyük mütefekkir Said-i Nursi anlamlı bir ilkeyi ortaya koyuyor. ‘Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından sevk ve lezzet alır’ Hayata bakışımız kadar şehirlere bakışımız da bu güzel sözün anlamı üzerine yükselmelidir. Çocuklarımız sokağa çıktıklarında ruhlarını incitecek en küçük bir çirkinliğe şahit olmasın. Kadınlar sokağa çıktıklarında güvenlerini zedeleyecek bir olumsuzlukla karşılaşmasın. Yaşlılarımız artık belediye otobüslerine ücretsiz binecekler Kimlik kartına gerek yok. Nüfus kağıdını gösterdiği anda seyahatini yapabilmeli. Niye saygımızın gereği bu. Engelli kardeşlerimiz sokağa çıktıklarında hiçbir engelle karşılaşmasın. Bun defalarca ifade ettim. Parklarda bahçelerde güven içinde oynayan çocuğun hayat algısı ile çamurun tehlikenin içinde büyüyen çocuğun hayat algısı aynı değildir. Sokakları caddeleri dönüştürürken sadece şekli düzenlemeler yapmıyor, özellikle çocuklarımızın tasavvurunu değiştiriyoruz. Şehirlerimiz göze ve gönüllere hitap edecek bir kimliğe kavuşmalı. Bugünden geleceğin adımları atılmalıdır. Otomobiller için değil insanlar için şehir tasarlayacağız. Elbette trafik akacak, trafik soruları çözülecek. Elbette raylı sistemler, yollar inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de raylı sistemlerin Gazi Mustafa Kemal Atatürk zamanından sonra ilk defa kendileri tarafından inşa edildiğini söyleyen Erdoğan, “Bizden önce gelenler raylı sistem yapamadı bu ülkede. 10. Yıl marşını okurlar. 10. Yıl marşını okumakla raylı sistem tesis edilmiyor ki. Ne yaptın onu söyle. Bu ülkede Türkiye’nin dört bir yanını demir ağlarla ören iktidar biziz . Onlar laf ürettiler biz ise icraat. Toplu taşıma sistemi en modern anlamda şehirlerimizi taşıyacağız. Ben İstanbul’a belediye başkanı olduğumda Macarların otobüsleri vardı İstanbul’da. Oturduğunuz yerden yağla kalkarsınız. Biz bir değişime gittik Mercedes’ler falan getirdik. Şimdi İstanbulumuzda özellikle metrobüs sistemi ile çok farklı bir toplu taşıma kültürü gelişmeye başladı. Bu kültürü inşa etmek AK Partili belediyeciliğe nasip oldu. Otomobillerin kolayca gelip geçeceği değil yayaların kolayca geçeği bir şehir tasarımını egemen kılacağız. Tasavvur birkaç yılda oluşmaz. Yitik değerlerimizi öyle birkaç yıl içinde inşa etmenin zorluğunu hepimiz biliyoruz. Çocuklarımıza inşallah daha yaşanabilir şehirler kadar bir medeniyet mirasını da inşallah emanet etmiş olacağız” şeklinde konuştu.