Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, Mısır’daki darbeye sessiz kalması nedeniyle sert sözlerle eleştirdi.
Bozdağ, “Ben İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olsam, çıkardım derdim ki ‘bu zulüm karşısında İslam ülkelerini işbirliğine davet ediyorum’. Eğer işbirliğine yanaşmazlarsa çıkar derdim ki ‘ben İslam adına böylesi bir işbirliği teşkilatının böylesi zulüm karşısında sessiz kalmasının onursuzluğunu taşıyamam’. İstifamı basardım oradan ayrılırdım” derken, Çelik, “İİT böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek. Yoksa teşkilatta herkes parası kadar mı etkin? Yoksa General Sisi’ye giden paralarla İİT’nin suskunluk kaynağı aynı mı? Danimarka’nın, Hollanda’nın sesi İİT’ndan daha gür çıkıyorsa bu ne iştir?” ifadesini kullandı.
İhsanoğlu da twitter üzerinden verdiği yanıtta, “Göreve geldiğimiz günden beri sicilimizin ne olduğu çok meydandadır. Bunu takip etme imkanı olmayanlar farklı kanaatler ifade ediyorlar. Dün BM güvenlik konseyi 3 üyesi istediği için toplanmıştır. Teşkilatımızda şu ana kadar hiçbir devlet resmen bir talepte bulunmamıştır” ifadesini kullandı.
Ne yaptığını bilen var mı?
Çelik, sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
“İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi’yi suçlamıştı.
Prof. Dr. İhsanoğlu’nun İİT Genel Sekreteri seçilmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın büyük çabalarını hatırladıkça yazık diyorum. İİT böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek. Yoksa teşkilatta herkes parası kadar mı etkin? Yoksa General Sisi’ye giden paralarla İİT’nin suskunluk kaynağı aynı mı? Danimarka’nın, Hollanda’nın sesi İİT’ndan daha gür çıkıyorsa bu ne iştir?”
‘Kabul edilemez’
Bozdağ ise dün Kanal 24’te yaptığı değerlendirmede, “İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Mısır’daki zulüm karşısında sessiz kalması kabul edilemez. İslam İşbirliği Teşkilatı, kralların çıkarlarının değil İslam’ın teşkilatıdır. Ben İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olsam, çıkardım derdim ki ‘bu zulüm karşısında İslam ülkelerini işbirliğine davet ediyorum’. Eğer işbirliğine yanaşmazlarsa çıkar derdim ki ‘ben İslam adına böylesi bir işbirliği teşkilatının böylesi zulüm karşısında sessiz kalmasının onursuzluğunu taşıyamam’. İstifamı basardım oradan ayrılırdım. İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü Mısır’da var mı?” ifadelerini kullandı.
İhtiyaç üzerine
İhsanoğlu ise sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden yaptığı açıklamada, artan eleştiriler nedeniyle açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirterek, önceki gün NTV’ye verdiği demeçteki bazı ifadeleri aktardı.
İhsanoğlu, NTV’deki konuşmasını anımsattığı mesajın altına da “Tekrar açıklamakta fayda var ki 57 ülkenin üye olduğu İİT yapısı gereği sadece Genel Sekreter demek değildir. Her şeyden önce üye devletlerin ortaklaşa belirlediği politikaların sonucu olarak İİT’nin tavrı ortaya çıkar. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” diye yazdı. İhsanoğlu’nun NTV’ye yaptığı, dün yeniden anımsattığı sözleri şöyle:
MISIR’DA DOĞDUM: Mısır’da yaşananlar vahşettir. Böylesi bir kıyımın karşısında insanın kalbi dağlanıyor ve tüm vicdanınızla reddediyorsunuz. Mısır’da doğmuş ve büyümüş biri olarak benim hislerim ortalama bir Türk vatandaşının hissiyatının çok ötesindedir. Zira ben bu Mısır’ı çok yakından tanıdım ve sevdim. İki ülkenin tarihi bağlarını bilen birisi olarak benim üzüntülerim daha fazladır.
BM’DEN GERİ DEĞİLİZ: Mısır’da olayların 2011 senesinde başladığı günlerde yine teşkilatımız herkesin önünde beyanatlar vermiştir. Dün Fransa İngiltere ve Avustralya’nın talebi üzerine BM güvenlik konseyi toplanıp bir açıklama yapmıştır. Olayların başlamasından bir gün sonra bizim yaptığımız açıklama BM güvenlik konseyinin dün yaptığı açıklamanın gerisinde değildir.
KONSENSÜS LAZIM: Bazı vatandaşlarımız ve dostlarımız bunun ötesinde ifadeler de bulunmamızı istiyorlar herkesin söylediğinden daha fazlasını söylemeye hakkı olan ama bu pozisyonda bulunan biri olarak müşterek bir karar olmadığı sürece açıklama yapmak için devletlerin konsensusunu ve mekanizmaların harekete geçirilmesini beklemem lazımdır.
İİT’NİN?YAPISI: Yeni hükümet kurulunca yeni bakana Cumhurbaşkanı Mursi’nin serbest bırakılması yönünde taleplerimizi bir açıklama ile ifade ettik. Bütün bu olaylar ve açıklamalar ele alınmadan insanlar bizi nasıl böyle eleştirebilirler ve kolay hüküm verebilirler ona şaşırıyorum. Tekrar açıklamakta fayda vardır ki 57 ülkenin üyesi olduğu İİT yapısı gereği sadece Genel Sekreter demek değildir. Her şeyden önce üye devletlerin ortaklaşa belirdikleri politikaların sonucu olarak İİT’nin tavrı ortaya çıkar.