Atatürk Üniversitesi Senatosu Asılsız Soykırım İddialarını telin etti. Kınama kararında, ‘Atatürk Üniversitesi olarak, özellikle son günlerde gündemde sıklıkla yer almaya başlayan sözde soykırım iddialarının, başta Vatikan ve Avrupa Parlamentosu olmak üzere, çeşitli devlet başkanları ve yöneticileri tarafından dillendirilmesini ve milletimizin mesnetsizce suçlanmasını şiddetle kınıyor ve telin ediyoruz. “denildi.
SENATO TELİN METNİ YAYIMLADI
Atatürk Üniversitesi Senatosu’nca yapılan açıklamada, ‘Tüm vicdanlı ve insaflı kesimler gibi bizler de, yüzyılı aşkın bir süredir uygulamaya konulan bir takım planlar gereği, halkları birbirine düşman eden, menfaatlerine ulaşabilme yolunda Ermenilere toprak vaatlerinde bulunup, çirkin hesaplar peşinde koşan emperyal güçlerin, bugün insanlık dersi vermeye çalışmalarını hayret ve ibretle izliyoruz.
Yüzyıllar boyunca sevinci ve acıyı birlikte yaşayıp, neşede ve kederde bir araya gelebilmeyi yaşam tarzları haline getiren Türkler ile Osmanlı Ermenileri ortak bir tarihin, kadim bir kültürün ve birlikte yaşama istenç ve iradesinin sahipleriyken, aynı zamanda emperyalist odakların ölüme ve sürgüne maruz bıraktığı modern çağın trajik kurbanları arasında yer almışlardır.
Bir tarafta çeşitli vaatlerle kandırılıp, kışkırtmalar sonucu çeteleşen ve isyan eylemlerinde bulunan, hatta Osmanlı Devleti’ne savaş açan Ermeniler, öte tarafta vatanlarını ve namuslarını her türlü mütecaviz saldırıdan korumaya çalışan, bunun için de çok ağır bedeller ödeyen Türkler. Bizler biliyoruz ki, emperyalizm, tarihin her safhasında zayıf ve küçük olanı çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kullanmış, hedefe ulaşmak adına her şeyi mubah görmüştür. Bu, dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir. “denildi.
BİZİM MEDENİYETİMİZ, İNSANCA YAŞAMI İNŞA HAREKETİDİR
Kararda, ‘Yine, insan hakları, barış, adalet, eşitlik ve özgürlük gibi kavramları sıklıkla kullanan, ama gerçekte hiç bir insani amaç gütmeden plan ve oyunlarını uygulamaya devam eden odakların, bugünse güçlenen ve küresel güç olma yolunda ilerleyen Türkiye’ye karşı ciddi bir blok oluşturduklarını da görüyor ve biliyoruz. Tarihi koşul ve gerçekleri göz ardı etmeden, objektif bir akıl ve temiz bir vicdanla tarihe yaklaşanların, inancımızda, kültürümüzde ve yaşam tarzımızda yakmanın, yıkmanın, yok sayıp ötekileştirmenin olmadığını; dahası soykırım gibi insanlık dışı bir eylemin bizlerin medeniyet tasavvurunda yer alamayacağını kavrayacaklarına eminiz. Eminiz! Çünkü bizim medeniyet anlayışımız hayatı imar, insanca yaşamı inşaa hareketidir. Bu, binlerce yıldır böyledir, sonsuza dek de böyle devam edecektir. Bu güven ve inanç eşliğinde herkesi bir kez daha tarihin ve vicdanın sesine kulak vermeye çağırıyor, salt mesnetsiz bir takım hatıralara dayanarak Türkiye’ye soykırım suçu isnat etmenin, yalan üzerine kurmaca bir tarih inşaa etmeye çalışmak olduğunu belirtmek istiyoruz. Bununla birlikte, tarihi gerçekler iddia edilenin tam aksine, on binlerce Müslüman Türk’ün katledildiğini belgelemektedir. Bu belgelere tanık olmak isteyenleri; kendilerine dayatılan kurmaca iddiaları dikkate alıp, tarihi gerçekleri görmezden gelenleri Erzurum’a davet ediyoruz.”denildi.
SADECE ERZURUM’DA ONLARCA TÜRK MEZARI VAR
‘Yakılan-yıkılan köylerin, saldırı, tecavüz ve katliamlara maruz kalan kadınların, kurşuna dizilen 3-5 aylık bebeklerin, kapalı alanlara doldurulup diri diri yakılan erkeklerin geriye bıraktıkları izler hala tazeliğini korumaktadır. “ vurgusunun yapıldığı telin kararında, ‘ Sadece Erzurum’da onlarca toplu mezar bulunmuştur. Yine, yerleri tespit edilen, ancak henüz açılmamış olan onlarca daha toplu mezar vardır. Ermeni çeteleri tarafından yapılan yıkıcı ve yok edici katliamların boyutu ancak yerinde tespit ile mümkündür. Gerçeklerle yüzleşmek isteyenlere çağrımız, Ermeni mezalimi milletimizin hafızasından henüz silinmemişken, belge ve kalıntılarla birlikte, Erzurum’daki her bir ailenin hatıralarına kulak vermeleridir. Zira Erzurum’da hemen her ailenin geçmişinde Ermeni çeteleri tarafından katledilen şehitler mevcuttur.” İfadeleri yer aldı.
GERÇEKLER HÜKMÜNÜ İCRA EDECEKTİR
Gerçeklerin er ya da geç hükmünü icra edeceği kaydının yer aldığı kınama metninde, ‘ Böyleyken, bu konunun parlamentolarda, katedrallerde, çeşitli kulis ve dehlizlerde gelecek tasarımları yapan bir takım odakların insafına bırakılamayacak kadar nazik ve önemli bir konu olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bugün isnatların ulaştığı boyut, yalanı doğru, karanlığı aydınlık gösterecek çizgiye ulaşmak üzeredir. Bu sebepten, Atatürk Üniversitesi Senatosu olarak buradan, bir kez daha dünya kamuoyuna çağrıda bulunuyoruz. Hakikate ulaşmak, ön yargılardan uzak, tarihin ve bilimin ışığında, bağımsız ve tarafsız uzmanların yapacakları araştırma ve incelemeyle mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak yıllardır tüm arşivlerimizi açmış bulunuyoruz. Tüm yaşananların nesnel tarihi verilerle ortaya çıkarılması için Atatürk Üniversitesi olarak da bilim insanlarına kapı aralıyoruz.
Bununla birlikte, acılar üzerinden çıkar hesapları yapan ve emperyal amaçlarla tarihsel gerçekleri çarpıtıp, bu topraklar üzerinden menfaat sağlamaya çalışanlara ise güçlü bir tarihsel bilinç, sarsılmaz bir inanç ve iradeyle karşı duracağımızı da herkesin bilmesini istiyoruz. “ vurgusu yapıldı.