Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için çalışmalara devam ettiklerini belirterek, “Bir tek sağlık çalışanına vurulan fiske ya da sözlü tacizi kendime yapılmış sayıyorum” dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, TGRT Haber’de Duygu Yener’in sorularını cevaplandırdı.
2012 yılını değerlendiren Akdağ, hükümet olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini söyledi. 2012 yılında bakanlığı açışından da başarılı bir yılı geride bıraktıklarını sözlerine ekleyen Akdağ, “Sağlık Bakanı olarak bütçeden daha fazla para kullanmak istedim. Bu yıl bütçede yüzde 20'ye yakın bir artışımız var” dedi.
“UÇAK FİLOMUZU GENİŞLETECEĞİZ”
Yener’e, 2013 planlarını da açıklayan Akdağ, şunları kaydetti: “Aşı takvimimize yeni bir aşı daha eklemiş olacağız su çiçeği, Uçak filomuzu genişleteceğiz. Yeni hastaneler inşaa ediliyor. Türkiye'de sağlığa çok fazla para ayırmıyoruz. Sağlık harcamalarını TÜİK yakında açıklayacak. OECD ülkeleri içinde sağlığa en az para harcayan ülke konumunu koruyacağımıza eminim.”
“TARTIŞMALARIN İÇİNDE DEĞİLİM”
“Türkiye'de ki siyasi yapı muhalefet her istediğini söyler hakaret edebilir. Çok hafif cevap verirseniz meclis karışır” diyen Akdağ, yerine göre sabrettiklerini dile getirdi. Zaman zaman sabrın bir sınırı olduğunu kaydeden Akdağ, “Gerginliği iki taraflı artırmamak lazım. 10 yıllık parlamento tecrübemden şunu görüyorum muhalefetin çok ağır ithamları yüzünden çıkıyor kavgalar. Zaman kaybettiriyor memleketin yapacak çok şey var, İşleri yavaşlatırsak iktidar başarısız olur. Ülkeye yapılacak hizmetin gecikmesi anlamına gelir” diye konuştu.
“BİR TEK SAĞLIK ÇALIŞANINA VURULAN FİSKE YA DA SÖZLÜ TACİZİ KENDİME YAPILMIŞ SAYIYORUM”
2012 yılında önemli tedbirler aldıklarını belirten Akdağ, ‘Beyaz Kod’ oluşturduklarını söyledi.
Akdağ, “Sağlık çalışanlarının 133 nolu telefonla ulaşabiliyor. İster sözel, ister fiziksel şiddet olsun şiddete uğramış olan sağlık çalışanını korumak anlamında bir kanun yaptık. Kamuda ilk defa oldu. Kamera güvenlik sistemlerinin geliştirilmesi ve personelimizin öfke konusunda tedbirler almasına devam edeceğiz. Cezaların caydırıcı olması konusunda Adalet Bakanlığı
ile çalışıyoruz. Bir tek sağlık çalışanına vurulan fiske ya da sözlü tacizi kendime yapılmış sayıyorum” dedi.
“AKDAĞ’DAN İTİRAFLAR”
TGRT Haber muhabiri Duygu Yener’e itiraflarda da bulunan Akdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
“Evle ilgili bir itirafta bulunayım. Kilosunu kontrol etmek durumunda olan iki kişi var. Ben ve bir çocuğum kilo alıyoruz. Yemeği biraz daha seviyoruz. Az yemek durumundayız. Eşim ve diğer çocuklarda az yiyorlar. Onlar, benimle ve kardeşleri ile bize destek oluyorlar. Mesela ben mutfakta çok kalmamaya çalışıyorum. Ben sabrederek çözüyorum. Yemeğe tuzluk alıp döken kimse kalmadı ailede. Yemeklere normal ölçüde tuz katılıyor. Yemekte tuz azaltıldı. Bizim kültürümüzde tadına bakmadan tuzlağa elini uzatan bir toplumuz.”
“ŞİZOFEN HASTALARI FİŞLEME”
Şizofren hastaların fişlendiği iddialarını da cevaplandıran Akdağ, Bakanlığı’nın öyle bir çalışmasının olmadığını söyledi. Şizofren hastaların sosyal bir toplumda yaşayan üreten ve normal hayatını devam ettiren kişiler olduğuna işaret eden Akdağ, “Aslında psikiyatrik sorunu olan kişi kesinlikle damgalanmamalıdır. Bir şizofren cinayet işleyebilir, normal bir insanda işliyor, Bu haberleri yaparken çok dikkatli olmak lazım. Medyamızın sağlık okur yazarlığını geliştirmesi lazım. Şizofreni hastalığı olan kardeşlerimizi aslında damgalıyoruz. Fişleme konusunda hassasız hiçbir vatandaşın sağlık bilgisinin kendisinin istemediği bir kişinin eline geçmemesi için çalışıyoruz. Vatandaşlarımız endişe etmesinler. Vatandaşların mahrem sağlık bilgilerinin çok büyük bir çaba içerisindeyiz” diye konuştu.