İçişleri Bakanı Efkan Ala, yeni bir anayasa çağrısında bulunarak, “Gelişen demokrasimizi, gelişen ekonomimizi yeni bir anayasa ile artık geri dönülmez biçimde garanti altına almalıyız” dedi.
Ankara Sanayi Odası (ASO) 21. Gündem Toplantısı, İçişleri Bakanı Ala’nın katılımı ile yapıldı. Toplantıda konuşan Bakan Ala, “Demokratikleşen ülkeler dünyada ekonomik yönden de gelişmiştir. Bu bir tesadüf değildir. Demokratikleşme, ekonomik gelişmenin her zaman bir adım önünde oluyor. Üretim iklimini oluşturan birinci sıradaki faktör demokrasidir. Demokrasiniz ne kadar kaliteli ve gelişmiş ise ekonominizde o kadar olur. O olmadan o olmuyor” dedi.
Demokrasi sağlanmadan istikrarın sağlanamayacağını kaydeden Ala, “İstikrar siyaset ile sağlanacak. Demokratik mekanizmalarla sağlanacak ki, o zaman gelişme potansiyeli ortaya çıksın ve hareketlenme başlasın. Türkiye bunun en güzel örneği, insan unsuruna yatırım yaptığınızda tahmin edemeyeceğiniz kapılar açılıyor ve gelişmeler sağlanabiliyor. 2002’den sonra bir şey daha keşfettik, siyasal makas değişikliği. Siyasetin sağladığı istikrar ama onunda artık sürdürülebilir olması lazım” diye konuştu.
Türkiye'de siyasal istikrarın sağlandığını ifade eden Bakan Ala, “Gelişen demokrasimizi, gelişen ekonomimizi yeni bir anayasa ile artık geri dönülmez biçimde garanti altına almalıyız. En önemli hedefimiz bu olmalı. Çünkü bugüne kadar ki düzeni 12 Eylül’de 1960 mantığı itibari ile kurgulanış, 1980’de tamamen yenilenmiş kendi mantığı içerisinde bir darbe hukuku içerisinde iş yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Birlikte hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Ala, “Biz Türkiye olarak kardeşim yeni bir anayasayı bugün siyasetten istiyoruz. Burada da o yönetsin bu yönetsin değil, halk kendi seçtikleri ile belli bir süre yönetsin ve devletin mekanizmalarını öyle kuralım ki oradan darbe, buradan muhtıra verilemez hale getirelim” ifadelerini kullandı.
Sanayicilerin ve firmaların hayatlarını etkileyen büyük sarsıntılara neden olabilecek bir süreçten geçildiğini ifade eden ASO Başkanı Nurettin Özdebir ise şunları dedi:
“Şubat’taki düşünülen olay gerçekleştirilseydi, Gezi olaylarında düşünülen olaylar gerçekleştirilseydi, arkasından 17-25 Aralık olayları gerçekleşseydi herhalde bugün hazirunun en azından yarısı başka şeylerle uğraşarak canını kurtarmak durumunda kalacaktı. Faiz oranları çok farklı yerlerde olacaktı.”
|