Karar mekanizmalarını temizledikten sonra aşağıya doğru çözülme başlar. Bizim için Yargıtay birinci derecede önemli. Biz burada son çeteyi çökertene kadar mücadeleyi sürdüreceğiz
İnternet konusunda 30 Mart'tan sonra atılacak adımlar var. Acaba dünya ne der, şu ne der, bu ne der bakmayız. İnanın bizim bu konuda kararlılığımız var. Biz milleti YouTube'a, Facebook'a yediremeyiz.
Biraz ağır ifade olacak ama, Bunlar cemaat örgütü değil, dini örgüt hiç değil. Bunlar siyasi örgüt. Hatta İntikam Timi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ulusal güvenliği tehdit eden Gülen örgütünü, "intikam timleri" olarak nitelendirerek, "Lamı cimi yok paralel yapıyı temizleyeceğiz" dedi. AK Parti Genel Merkezi'nde atv-aHaber ortak yayınında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Erdoğan şunları kaydetti:
NORMALDEN KONUŞUYORUM: Ben şu anda mesela güvenilir hat denilen telefonları kullanmıyorum, bıraktım. Şimdi artık normalden konuşuyorum, artık dinlerseniz dinleyin diyorum. İşin rezilliği çıktı. TÜBİTAK'ta adım atıyoruz işte buraları temizleyeceğiz. Bu işin lamı cimi yok mutlaka da bunun hesabını soracağız. İnlerine gireceğiz derken bunu milletim adına söylüyorum, şahsım adına değil. Muhalefet de bunun hesabını verecek.
YÜZBİNLERCE İNSAN DİNLENDİ: Casusluk, ajanlık bunların hepsine giriyor bu. Fakat şu anda bir kısım yargı adil bir kararı verebilecek durumda değil. Çünkü yargıyı da o şekilde dizayn etmişler. Bir defa bunun düzene sokulması lazım. Biz neden olaya HSYK'dan başladık, alt kademelerde bir defa cezai müeyyide uygulayamıyorsunuz. Sadece dinleme değil, ortam dinleme, görüntüleme bunların hepsini yaptılar. Biliyorum ki yüz binlerce insan bu ülkede dinlendi.
BİLİRKİŞİ DENEN BELA VAR: Yargıdaki durum ne olacak. Burada adil bir düzenleme yapmadığınız sürece netice almak mümkün değil. Bizim başımızda bilirkişi denilen bir bela var mesela. Nasıl bilirkişiye gönderecek? Bilirkişi istenilen noktada bir rapor gönderdiğinde iş bitmiştir. Hem kendini, hem de ajanı kurtarmış oluyor.
GÜVENLİK TEHDİT ALTINDA: Yargıda bir düzenlemenin yapılması şart. Bunun adımlarını atmadığımız sürece çok açık söylüyorum ulusal güvenliğimiz tehdit altındadır. Yargıdaki adımları atınca inanıyorum ki benim vatandaşım rahatlayacaktır. Diyelim ki benim enerji bakanım uluslararası konuşma yapıyor, adamlar bunu dinliyor. Onu da sonra kalkıp ona karşı kullanıyor. Bunlar yenilir yutulur şeyler değil.
KÂİNAT İMAMI VAR: Ben üst akıl diye değil de kâinat imamı diye birisini saydım. Önüme geldi baktım kâinat imamı var, kıtalar imamı var, o zaman zaten benim dengelerim sarsılmaya başladı. Çünkü iyi niyetimizin kurbanı olmuşuz. Karşımızdakileri de iyi niyetli sanıyorduk meğer öyle değilmiş.
OBAMA İSTEĞİME OLUMLU BAKTI: Sayın Obama ile de bu konuları konuştum ondan da umutluyum, gereken her şeyi konuştum. 'Ülkemdeki huzursuzluğun kaynağındaki kişi sizdedir, Pensilvanya'dadır' dedim, bu kadar açık söyledim 'gereğini de bekliyorum' dedim. 'Siz de buna karşı gerekli tavrı koymalısınız. Amerika'nın iç güvenliğini tehdit eden kişiler olduğunda benden nasıl bunları istiyorsanız, ben de sizden bunu isteme hakkına sahibim' dedim. Olumlu baktı, mesaj alınmıştır.
KOÇ'LA GÖRÜŞME: Barzani benden böyle bir ricada bulundu. Tabii Koç Grubu'nun Kuzey Irak'ta da yatırımları var bu yatırımları sebebiyle orada bağlantıları oluyor. Ama bizim aslında randevu olayı Ali beyden geldi. Ali beyden gelince son zamanlarda Fenerbahçe falan benimle görüşecek dedim. Özel kaleme dedim, o zaman abi kardeş beraber gelsin dedim. Geldiler, biz açıkçası Hürriyet Gazetesi'ndeki o söyleşiye de hiç girmedik. Hatta Kuzey Irak'la ilgili konulara da girmedik, ağırlıklı olarak Kocaeli Yeniköy'de büyük bir yatırımlarından bahsetti, 400- 500 milyon dolar civarımda yatırım.
AYDIN DOĞAN'A RANDEVU ZOR: Aydın Doğan'ın zorlaştı işi, o daha farklı yerleri devreye sokması lazım. Çünkü şu andaki yayın politikalarıyla bir defa çok çok ahlaki olmayan yollara giriyorlar. Özellikle köşe yazarları vs ile hiç ahlak diye bir şey yok. Zaten paralel yapının bir yayın organı gibi çalışma içinde. Biz şimdi bunlara buyurun gelsinler konuşalım diyemeyiz. Bu bir defa benim yaradılışıma, fıtratıma ters.
YOUTUBE'A YEDİRMEYİZ: İnternet yasası getirdik, buna malum çevreler itiraz etti. Çünkü onlar çomağı soktuğumuzu gördüler, ona isyan ettiler. O alanda 30 Mart'tan sonra atacağımız başka adımlar var. Acaba dünya ne der, şu ne der, bu ne der inanın benim ve bazı arkadaşlarımızın bu konuda kararlılığı var. Biz milleti YouTube'a Facebook'a yediremeyiz. Kapatılmaları dahil. Bu kurumlar kazançları için, her türlü haksızlığı, her türlü ajanlığı teşvik ediyor. Böyle bir özgürlük anlayışı olamaz. Bizim ilk hedefte amacımız karar mekanizmalarını temizlemek.
MİLGEM İHALESİ: Başka bir dava ve yine pazıl ve bizim normal hat o. Bizim Denizciler Odası böyle böyle bizi filanca ihaleden mahrum ettiler diyor. Öyle deyince ben dedim ki Metin bey yapacağın tek şey var, dava aç dedim ve dava açtı ve neticede davayı kazandı ve o ihale iptal edildi. Ve burada rekabet koşulları oluşmamış ve bu şu anda Türkiye'de en büyük kızağa sahip olan firma budur. Bir ikinci firma yok. Böyle birisini sen dışarıda bırakıyorsun, rekabet koşullarını yok farz ediyorsun ve ihaleyi adrese teslim vermek istiyorsun. Ben 5 gemi yapacağım yerde niye 4 gemi yapayım.
ALEVİ İFADESİ: Büyük ihtimalle o da bir montaj. Şu anda Hatay'da bir seçim var, malum orada Nusayrilerin belli bir ağırlığı var ve onları tahrik için oraya bir montaj koymuş olabilirler.
ÇOK HIRSLI ÇALIŞTILAR: Anayasa referandumunda bunların çok hırslı bir çalışması oldu. Biz ne zaman uyandık, bu MİT müsteşarımızla alakalı olaydan sonra. O zamandan sonra biz yoğurdu üfleyerek yemeye başladık.
NE DERSE DESİN: Ben orada da ikili telefon görüşmelerinin dinlenmediğine inanmıyorum. Sayın cumhurbaşkanımız ne derse desin. Arşivde bekliyor vakti saati geldiğinde onları da açıklarlar.
ATILACAK ADIMLAR: Karar mekanizmalarını temizlendikten sonra aşağıya doğru çözülme başlar. Ve bir yandan da bunların yargıya sevki... Bunlar yine hukuk içinde olacak. Bizim için Yargıtay birinci derecede önemli. Biz burada son çeteyi çökertene kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Çünkü bu cemaat falan değil. Altta saf temiz olanlar var ya onlar cemaat. Azerbaycan'daki bazı okullara el konuldu. Pakistan'da da olabilir.
PARALEL YAPININ TUZAĞI: Balyoz olayı çok farklı, Ergenekon çok farklı. Balyoz'da çok hızlı gittiler ama Ergenekon'da hâlâ 6-7 ay oldu gerekçe hazırlanmadı. Bu manidar, düşündürücü ve bu yine paralel yapının bir tuzağı. İlker Paşa'yla ilgili de yine aynı şekilde hâlâ onun da alt mahkemede gerekçesi hazırlanmadığı için üst mahkemeye itirazını yapamıyor.
İLKER BAŞBUĞ KARARI: Bu olayın şu anda bir hızı var, hassasiyeti var dolayısıyla da oradaki nöbetçi ağır ceza mahkemesi konuyla ilgili kararı verecek. İnşallah hayırlı bir şekilde; çünkü benim de başından beri temennim şu olmuştur; tutuksuz yargılanması şeklinde ve mevcut mahkemelerde değil, Yüce Divan'da yargılanması şeklinde.
UKRAYNA'DAKİ OLAYLAR: Bu da bir merkezden yönetiliyor, gerek bizde Gezi olaylarındaki karakterler, kullanılan figürler Ukrayna'da da var. TV'lerde falan bunları izledik. Benzer şeyler kısmen bakıyorsunuz Mısır'da, Brezilya'da falan da uyguluyorlar.
SÜREÇ OLUMLU GİDİYOR: Çözüm süreciyle alakalı aldığımız neticeleri olumlu değerlendiriyoruz. Demokratikleşme paketinin de bölgeye getirdiği bir hava var.
BU YAPIYI İNTİKAM TİMİ GİBİ GÖRÜYORUM
İNTİKAM TİMLERİ: Ben biraz da bu paralel yapıyı, intikam timleri olarak görüyorum. Şu gizli tanık olayı, şu son olaylar, 17 ve 25 Aralık olaylarında toplanan, getirilenler hep gizli tanık şeyiyle getiriliyorlar. Gizli tanık statüsünde de bir çalışma var. İmzasız ihbar mektupları çok tehlikeli. Eğer bu işte ciddiyse adam atar imzasını gelir.
BÜYÜK KOPUŞLAR BAŞLADI: Cemaetten büyük kopuşlar başladı. Siz insana kulluğu köleliği, rabbe kulluğun yerine getirmeye kalkarsanız orada baltayı taşa vurursunuz.
CHP CEMAATLE İTTİFAK YAPIYOR: CHP kimle olursa olsun ittifakı yapar. Adamın ihtiyacı var. Zannediyor ki ben bununla ittifak yaparsam İstanbul'u, Ankara'yı alacağım, derdi bu. Şu seçimlerin hemen akabinde önceliklerim bellidir, o önceliklerin üzerinde yoğunlaşacağız.
GÜNDE ALTI SAAT UYUYORUM
Başbakan Erdoğan, programın sonunda Başyazarımız Mehmet Barlas'ın "günde kaç saat uyuyorsunuz ve ne yiyorsunuz?" şeklindeki sorusuna "Bu ara 6-7 saat. Üstüne çıkamıyoruz. Çünkü mitinglerden geliyorum dosyalar hazır başlıyoruz imza atmaya. Onları da yapmak zorundayız" cevabını verdi. Sağlığını korumak için bol bol bal yediğini ifade eden Erdoğan, "Onda eksiğimiz olmaz tabii. Bunu mutlaka yiyoruz, günde üç öğün. Bugün şimdi Malatya'dan gelirken Malatyalılar evlerinde hazırlamışlar uçakta sağ olsunlar onların mönüsünü yedik" dedi.