Başbakan Recep Tayip Erdoğan, İstanbul’a yapılacak 3. köprü ile ilgili bilgi vererek, “Asma köprü, bağlantı yolları dahil tüm otoyolun toplam yatırım tutarı yaklaşık 4.5 milyar lira olacak” dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, Necip Fazıl’ı ölümünün 30. yıldönümünde rahmetle anarak başladı. Üstat Necip Fazıl’ın ömrünün yazmakla ve nesillere istikamet geçirmekle geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, şairin eserleri kadar hayat öyküsünü de bir miras olarak bıraktığını ifade etti. Necip Fazıl’ın yaratana özlemini anlattığı ‘O An’ isimli şiiri okuyan Erdoğan, merhum şair ile tanışma ve yol yürüme bahtiyarlığına eriştiğinin altını da çizdi.
Grup toplantısında 27 Mayıs’a da değinen Erdoğan, 53. yıldönümünde, 27 Mayıs müdahalesinin ardından tertip bir mahkeme sureti ile idama mahkum edilen Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu rahmet andı.
“160 MÜDAHALESİNİN İLK YASAĞI, FETHİN YILDÖNÜMÜNÜN KUTLANMASI OLDU”
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinin 560. yıldönümünü kutlayan Erdoğan, Fetih Sultan Mehmet ve ordusunu rahmetle andığını ifade ederek, “Enteresan bir anekdotu hatırlatmak istiyorum. Merhum Menderes 1950’de milletten yetkiyi aldığında ilk icraatlarından birisi de İstanbul’un fetih yıldönümlerini kutlamak olmuştur. Maalesef 27 Mayıs 1960 müdahalesinin ilk yasakladığı kutlama İstanbul’un fetih yıldönümü kutlamalarını olmuştur. 53 yıllık süreçte bu yasağı da millet tarafından tepki ile karşılandı. Devletin ve hükümetlerin mesafeli duruşlarına rağmen 29 Mayıs’ı biz siyasi tarihimiz boyunca büyük coşku ile idrak etti” diye konuştu.
FETİH YILDÖNÜMÜNDE İSTANBUL’DA İKİ BÜYÜK ETKİNLİK
Fethin yıldönümünü İstanbul’da iki önemli etkinlikle kutlayacaklarını açıklayan Erdoğan, “İlk olarak Fetih yıldönümünde İstanbul’da 3. boğaz köprüsünün temelini atacağız. İkinci olarak; çocukluğumun geçtiği bölge, eskiden özellikle okçuluğun yaygınlaştırıldığı, aynı zamanda ordugah tipi bir caminin olduğu mahalli ele almak suretiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi orayı oluşturduğu bir vakıf ile yeniden asli işlevine döndürdü, oranın açılışını yapacağız” şeklinde konuştu.
“YAKLAŞIK 4.5 MİLYAR LİRA OLACAK”
Yeni boğaz köprüsü ile bilgi veren Erdoğan, “Köprü 2 x 5 şeritli olmak üzere 2 bin 164 metre uzunluğunda olacak karadaki bölümü ile birlikte. Bağlantı yolları ile birlikte proje 2 x 4 şerit olmak üzere 60 kilometreden oluşuyor. Asma köprü, bağlantı yolları dahil tüm otoyolun toplam yatırım tutarı yaklaşık 4.5 milyar lira olacak. 2.5 yılda bu köprüyü ve otoyolu tamamlamaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıldönümünü, Alparslan’ın Anadolu’ya girişinin bininci yıldönümü olan 2071 ve Fethin 600. yıldönümü olan 2053 yılını hedef tarih olarak ilan ettiklerini açıklayan Erdoğan, insana bakışlarının nasıl olduğunu açıklayarak, “Bir kere biz muhafazakar demokrat bir parti olarak insana yönelik tüm nitelendirmelerin tamamen karşısındayız. Bizim insana bakışımız son derece nettir, açıktır. Bizim için insan Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Eşref’i mahlukat, yani yaratılmışların en şereflisidir” ifadelerini kullanarak, insanı asla sadece maddi ihtiyaçları olan varlık olarak görmediklerini, manevi ihtiyaçları olan, ancak bu şekilde huzura erişebilen bir varlık olduğunu belirtti.
“FATİH’İN İSTANBUL’U FETHETTİĞİ YAŞTAKİ ÇOCUKLARIMIZA FATİH RUHUNU VERMEK ZORUNDAYIZ”
“Muhafazakar demokrat bir parti olarak insana maddi ihtiyaçları kadar manevi ihtiyaçlarını da sunmak, bunları tercih edebilecek özgür ortamı tesis etmek, bu manevi ihtiyaçları sağlayabilecek atmosferi oluşturmak için mükellefiz. Aynı zamanda biz insana tarihimi, öz kültürümüzü, geleneklerimizi, kendi öz değerlerimizi de tanıtmak özgür bir şekilde gençleri bu istikamette yönlendirmekle mükellefimiz” diyen Erdoğan, 2053’egiderken binlerce Fatih Mehmet, Ulubatlı Hasan, AK Şemseddin, Molla Gürani yetişmesini istediklerini ifade ederek, “Bizim Mimar Sinan’ın izinden yürüyen binlerce yeni mimara, Mimar Sinan’a ihtiyacımız var. Itri’nin izinden giden, onun yetiştiği medeniyetin iklimini teneffüs edebilen yüzlerce Itri yetiştirmek zorundayız. Çocuklara sadece bilgisayar vererek, ücretsiz kitap vererek, teknoloji sınıfları kurarak yeni Mimar Sinanlar, yeni Itri’ler yetiştiremeyiz. Biz çocuklarımıza ufuk vermek zorundayız. Çocuklarımıza hedefler göstermek zorundayız. Tarihten aldığımız misyonu genç nesillere bir tercih olarak sunmak, bir istikamet olarak göstermek zorundayız. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştaki çocuklarımıza Fatih ruhunu, anlayışını, o ideali, iklimi teneffüs ettirmek zorundayız. Bu sadece devletin yapacakları ile olacak iş değil. Hep birlikte el ele vererek dayanışma içinde bunu yapmak durumundayız” açıklamasında bulundu.
“BİZ HİÇBİR DAYATMANIN İÇİNDE DEĞİLİZ”
Erdoğan; konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Bir taraftan bu adımlar atılırken öbür tarafta medya farklı bir dünyayı yaşayacak olursa, dizi filmleri ile filmleri ile gençlerimize düşünmeyi değil, okumayı değil, çok daha farklı şekilde uygulamaları getirecek anlayışı telkin ederse biz bu aradığımız anlayışı bulamalıyız. Son 200 yıldır gençlerimiz, kendi öz değerlerinden kopartılmış, kendi medeniyetine, toprağına yabancılaştırılmış, özgüveni olmayan ithalci, taklitçi bir anlayışla yoğurulmuştur. Üstelik bu süreç kendi tabi mecrasında ilerleyen bir süreç olmamıştır, gençlerimize dayatma yapılmıştır, çocuklar formatlanmak istenmiştir. İnsanların tercih özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Bugün bizim her alanda yaptığımız, dayatmalara son vermek, tercih özgürlüğü sağlamak, istikamet ve ufuk çizmekten ibarettir. Çok açık söylüyorum, bu ülkede 10 yıllardır insanlara dayatmalar yapıldı, hem dayatma yapıldı hem de insanların tercih özgürlüğü ellerinden alındı. Biz hiçbir dayatmanın içinde değiliz fakat hiçbir zaman da dayatmaya müsamaha göstermeyiz. Biz ortaya tercihler koyarız. Biz tercih özgürlüğünü tesis eder, bunu sonuna kadar savunuruz. Çoğunluğun azınlığa hükmetmesine karşı çıkarız, aynı oranla azınlığın çoğunluğa dayatmalar yapmasının önünde dururuz.”
- "HEM REYHANLI SALDIRISI, HEM DE KAMPLARA YÖNELİK SALDIRI PLANLARI, SURİYE İÇİNDE İŞ ADAMI GÖRÜNTÜSÜNDE KARANLIK BİR ŞAHIS TARAFINDAN PLANLANDI"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Reyhanlı'daki saldırıyı planlayan ve Suriye'de bulunan iş adamı kılığındaki karanlık bir şahsın CHP ile irtibatlı olduğunu, CHP heyetini Şam'a götüren şahsın da bu iş adamı olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve milletvekillerinin, tehlikeli bir oyunun içinde figüran olarak yer aldığını söyleyen Başbakan Erdoğan, "CHP Genel Başkanı ve arkadaşları derhal ve derhal istifa etmelidir. Çünkü CHP'ye gönül verenler de bu genel başkandan kurtulmalıdır" dedi.
Başbakan Erdoğan, TBMM'deki grup toplantısında alkol düzenlemesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Trafik terörünün en önemli sebeplerinden bir tanesinin alkol olduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Bunlara biz seyirci mi kalalım, tedbirlerimizi almayalım mı? Arkadaşlar kusura bakmayın, ben emeği geçenleri kutluyorum. Bu tarihi bir adımdır. İnanıyorum ki bizim trafik kazalarımızı da ciddi manada azaltacaktır" diye konuştu. Türkiye'de bazı sokaklara, bazı caddelere alkol yüzünden çocukların ve kadınların giremediğini anlatan Başbakan Erdoğan, kendisinin de Kasımpaşalı olduğunu, Beyoğlu'nun ara sokaklarını çok iyi bildiğini belirterek, bunlara karşı alınması gereken tedbirler olduğuna işaret etti.
ALKOL DÜZENLEMESİ
Bazı köşe yazarlarının alkol düzenlemesinin bir oldu bittiye getirildiğine dair yazıları olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ne oldu bittisi ya. Biz kaç yıldır bunun üzerinde çalışıyoruz ve bütün bu çalışmalardan sonra biz bu noktaya geldik. İşlerine geldiği zaman oldu bitti değil, işlerine gelmezse oldu bitti. Biz oldu bittiye getirmiyoruz. Gayet güzel bir şekilde bunların üzerinde çalışılmıştır, ehli olanlar bunların üzerinde çalışmıştır" diye konuştu.
ALKOL VE AİLE İÇİ ŞİDDET
Alkolün aile içi şiddette de rolü olduğunu anlatan Erdoğan, kendilerinin ise bataklığı kurutmaya çalıştıklarını ifade etti. Alkol düzenlemesine karşı çıkan CHP yönetimine 'Siz aynı şekilde' devam edin diyen Erdoğan, CHP'ye gönül verenlere ise "Sakın bunların izinden gitmeyin" diye seslendi. "Hiç kimse alkolü bir kimlik meselesi haline getirmemelidir. Çıkan düzenleme hiç kimsenin kimliğine, ideolojisine, yaşam tarzına yönelik bir müdahale değildir" diyen Başbakan Erdoğan, "Bunu bu şekilde algılayanlar yanılgı içindedir. Bunu bu şekilde lanse edenler art niyetlidir. İçeceksen yine alkolünü al, alkollü içkini al evinde iç. Aynı şekilde şu an bildirilen, belirtilenler ortada. Yine git neyi içeceksen iç. Buna karşı değiliz. Ama biz belli yerlerde belli saatlerde, camilere, okullara 100 metre mesafede buna müsaade etmiyoruz" şeklinde konuştu.
Gençliği sevdikleri için bu düzenlemeyi yaptıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu düzenleme bir yasak değildir. Bu düzenleme yaşam tarzlarına ve kimliklere bir müdahale değildir. Bu düzenleme çocuklarımız ve gençlerimiz için daha aydınlık ve sağlam gelecek için daha sağlıklı bir düzenlemedir" dedi. Başbakan Erdoğan ayrıca düzenlemeye destek veren MHP'ye de teşekkür etti.
"REYHANLI'DA 'BİNDİRİLMİŞ KITA' SÖZ KONUSU DEĞİL"
Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde de bombalı terör saldırısına maruz kalan Hatay'ın Reyhanlı ilçesine yaptığı ziyarete değindi. CHP'nin Reyhanlı'da alanda toplananlar için "Bindirilmiş kıta" benzetmesine tepki gösteren Erdoğan, "Ana muhalefetin genel başkanı 'bindirilmiş kıta' diyor. O sizin meşrebinizdir, mizacınızdır. Bizim bir defa toplantı anlayışlarımızda bindirilmiş kıta anlayışımız yoktur. Ama sen daha henüz genel müdürlükten sıyrılamadın, bu işlerden anlamazsın. Ve biz siyaseti nasıl yapacağımızı çok iyi biliriz. Ve bindirilmiş kıtalarla asal kendimizi kandırmayız. Reyhanlı'da da biz sadece Reyhanlı'nın ve Hatay'ın kendi insanlarıyla bu işi yaptık" diye konuştu. AK Parti'nin Reyhanlı'daki oy oranının yüzde 72 olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Bu ilçede bizim öyle bindirilmiş kıtaya vesaire hiç hiç ihtiyacımız yok" diye konuştu.
ŞEHİT AİLELERİ
Bombalı terör saldırısında şehit olanların ailelerinin tam bir metanet içinde olduğunu, sabırla acıya dayandıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, kadere iman etmiş olanlarda metanetin görülebileceğine vurgu yaptı. 17 yaşında oğlunu kaybeden Ahmet Tuna isimli bir vatandaşın şehit olan oğlu Oğulcan Tuna'nın isminin bir okulda yaşatılmasını istediğini anlatan Erdoğan, Oğulcan'ın adının okuduğu okula verileceğini söyledi. Erdoğan ayrıca Oğulcan gibi hayatını kaybeden diğer 3 öğrencinin isimlerinin de Reyhanlı'daki okullara verilerek yaşatılacağını söyledi.
Başbakan Erdoğan, Reyhanlı'da patlayan bombaların ardından hemen hükümete ve hükümetin Suriye politikasına yönelik eleştiriler yapıldığını hatırlatarak, başta CHP ve bazı muhalefet partilerinin genel başkanlarının hem Hatay'ı, hem de Türkiye'yi tedirgin edecek, tahrik edecek bazı girişimlerde bulunduklarını söyledi. Reyhanlı'da yansıtıldığı gibi gergin bir ortamın olmadığına vurgu yapan Erdoğan, Reyhanlı halkının alçak saldırılar sonrasında metanetlerini koruduklarını belirtti. Erdoğan, "Hataytaki bu atmosferi bozmak, Hatay'daki hoşgörü ortamını zedelemek üzere başta CHP ve CHP milletvekilleri olmak üzere bu bölgede çok ağır ve tehlikeli tahrik girişimlerinin yaşandığını biliyoruz ve bunları çok dikkatli şekilde takip ediyoruz" diyerek, Hatay'da tehlikeli bir oyunun oynanmak istendiğini belirtti. Burada siyasi bir mezhepçilik yapılmaya çalışıldığını ve kimsenin bu oyuna gelmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan,"Hatay'da Gazeteci, Tüccar, İşadamı kılığındaki bazı karanlık şahısların ajanlık derecesindeki, vatana ihanet derecesindeki faaliyetleri tespit edilmiştir. Bunlar tutuklanarak yargıya teslim edildi. Maalesef bu şahısların CHP içindeki bazı milletvekilleriyle irtibatları da tüm delilleriyle, belgeleriyle tasdiklendi. Örneğin CHP'ye yakın bir gazetenin Hatay temsilcisi ajanlık yaptığına dair çok bariz delillerle şu an tutuklanmış durumda" şeklinde konuştu.
CHP’YE UYARI
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu ve CHP milletvekillerini uyaran Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Buradan CHP Genel Başkanı'nı ve milletvekillerini Türkiye'ye karşı oynanan bu oyunlardan dikkatle savunmaları konusuna uyarıyorum. CHP Suriye konusunda tarafsız kalma hakkına elbette sahiptir. Bizi desteklemeyebilir. Bizi eleştirme hakkına da sahiptir ama Türkiye aleyhine, Türkiye düşmanı bir ülkeyle birlikte tavır takınamaz, tehlikeli oyunların içinde taşeron olarak yer alamaz. Buna biz de müsaade etmeyiz, millet de müsaade etmez, yargı da müsaade etmemelidir."
"REYHANLI SALDIRISIN PLANLAYAN KARANLIK ŞAHIS, CHP HEYETİNİ ŞAM'A GÖTÜREN ŞAHSIN TA KENDİSİDİR"
Başbakan Erdoğan konuşmasının son bölümünde ise Reyhanlı saldırısına ilişkin önemli bilgiler açıkladı. Reyhanlı saldırısını gerçekleştiren ve saldırının planını yapan bir iş adamının CHP ile irtibatlı olduğunu, CHP heyetini Şam'a götürdüğünü, Esad'la gerçekleşen görüşmelere girdiğini belirten Erdoğan, CHP Genel Başkanı'nın bu bağlantıyı açıklaması gerektiğini ve derhal istifa etmesi gerektiğini söyledi. Başbakan Erdoğan elindeki belgelerle ilgili olarak şöyle konuştu:
"CHP'nin tavrı suçu örtmek, suçluyu gizlemek, hedefi başka yönlere saptırmak üzerine kuruluydu. Bununla da kalmadılar, Reyhanlı saldırısının ardından hem Hatay'ı, hem de Reyhanlı'ya tarhik etmek için ellerinden geleni yaptılar. Kendi yandaş medyalarıyla, sosyal medya üzerinden son derece örgütlü psikolojik bir harekata giriştiler. CHP'nin bu saldırgan ruh halinin sebebi nihayet ortaya çıktı. Bakın ben bugün burada sizlerle çok çok önemli, aynı zamanda tarihi nitelikte bazı bilgileri paylaşacağım. Ekranları başında bizi izleyen aziz milletimin buraya özellikle dikkatlerini çekiyorum. Özellikle CHP'ye oy vermiş kardeşlerimin CHP'ye gönül vermiş kardeşlerimin CHP'nin başında nasıl bir kadronun olduğunu görmelerini ve anlamalarını özellikle rica ediyorum. Zira Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir siyasi parti böyle bir karanlık ilişkinin, hem de ucu dışarıda olan böyle bir komplonun içinde bugüne kadar yer almamıştır. CHP'nin başındaki zaatın bize 'teröristbaşı' diyecek kadar edebini, izanını, şuurunu kaybetmesi işte bu karanlık senaryolarda yer almanın getirdiği suçluluk psikolojisidir.
Son dönemde CHP'li milletvekillerinden oluşan 2 heyet Suriye'ye gitti. Suriye'nin gayri resmi rejimiyle, eli kanlı Beşar Esed'le görüştü. Utanmadan, sıkılmadan fotoğraflar çektirildi. Ve bunlar da dünyaya yayınlatıldı. Mayıs içinde emniyet ve istihbarat güçlerimiz hem Reyhanlı saldırısı hem de plan aşamasındaki bazı saldırılarla ilgili operasyonlar yaptılar. Plan aşamasındaki saldırılar; mülteci kamplarında bomba patlatmak, mülteci kamplarındaki bazı Suriyelileri öldürmek ya da kaçırmak üzerine kurulmuştur. Güvenlik güçlerimizin ve istihbarat birimlerimizin başarılı çalışmalarıyla bu saldırılar gerçekleşmeden önlendi. Hem Reyhanlı saldırısı, hem de kamplara yönelik saldırı planları Suriye içinde iş adamı görüntüsünde karanlık bir şahıs tarafından planlandı. Bu adam şuanda Suriye tarafında. Ama geçmişinde bu da Hataylı. Ve bu şahsın babası da Hafız Esed'in babasıyla arkadaştır. Bu işin uzantısı var. Ve şimdi oğluyla bu süreci sürdürüyorlar. Ama oğlunun Türkiye'ye gelme endişesi var. Çünkü geldiği anda ne olacağını biliyor. Maalesef Hatay'da ihanet içindeki bazı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu karanlık planlarda işbirlikçi ve maşa olarak kullanıldı. CHP'ye yakın bir gazetenin şuanda tutuklu olan bir muhabiri bu karanlık şahısla sürekli irtibat halindeydi. Ve defalarca bilgi ve belge sızdırdı. CHP'li bir milletvekilinin yakın akrabası, bu karanlık senaryoların, bu karanlık örgütlerin içinde yer aldı. Geliyorum asıl meseleye... 2 kez Şam'a giden CHP heyetine rehberlik ve aracılık eden kişi, hem Reyhanlı saldırısını hem de kamplara yönelik bombalama, öldürme ve kaçırma girişimlerini planlayan şahsın ta kendisidir. Bakın taksicilerden, şoförlerden, seyahat şirketlerinden CHP'nin başındaki şahsın pişkince bahsettiği develerden bahsetmiyorum. CHP heyetlerini alan, Lazkiye'ye götüren, oradan Şam'a götüren, Esed'le yapılan görüşmelerde yer alan hatta aynı fotoğraf karesinde poz veren şahıs Türkiye içindeki karanlık girişimleri planlayan şahıstır. Emniyet ve istihbarat birimlerimiz bu karanlık şahsın Türkiye'deki uzantılarını tespit etmiş, gözaltına almış, yargıya teslim etmiştir. İfadeler, fotoğraflar, tüm deliller şuanda yargının elindedir. CHP Genel Başkanı ve bazı arkadaşları boğazlarına kadar çamura batmış durumdadır. CHP'nin Genel Başkanı, şunu bilmelisin; benim istihbarat teşkilatımın elinde deve fotoğrafları yok. Otomobillerin fotoğrafları var, plakalarıyla birlikte... Ama sen develer üzerinde turistik ziyaret yapıyorsan o ayır bir konu. CHP Genel Başkanı ve milletvekilleri son derece tehlikeli bir oyunun içinde figüran olarak yer almışlardır. CHP Genel Başkanı'nın ahlaksızca, edepsizce yaptığı saldırılar, Reyhanlı ve diğer karanlık olaylarla ilgili irtibatı örtmeye, karartmaya yetmez. CHP bu meseleyle, bu iddialarla ilgili derhal tatmin edici açıklama yapmak zorundadır, lafla değil, bilgiyle, belgeyle. Biz belge gösteriyoruz. Hatta CHP Genel Başkanı ve arkadaşları derhal ve derhal istifa etmelidir. Çünkü CHP'ye gönül verenler de bu genel başkandan kurtulmalıdır. Bu mesele son derece önemlidir. Maalesef CHP sübut etmiş bir takım ajanlık faaliyetlerine, vatana ihanet griişmlerine bulaşmış bunlarla irtibatlı hale gelmiş, getirilmiştir. Tekrar ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi tarihinde hiçbir partiyle, hiçbir siyasi kadroyla bir başka ülkenin rejimi arasında böyle bir irtibat olmamıştı. Bu kara lekeyi CHP'ye, Türkiye'nin siyasi tarihine süren bu genel başkanı, bu kadroyu şiddetle kınıyorum."
AK PARTİLİ HANDE ÖZSAN BOZATLI AVRUPA BÖLGELER MECLİSİ BAŞKANI SEÇİLDİ
Başbakan Erdoğan konuşmasının sonunda hayatını kaybeden Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel'e Allah'tan rahmet dilerken, Süleyman Demirel'e de başsağlığı diledi. Erdoğan daha sonra ise Avrupa Bölgeler Meclisi Başkanı seçilen AK Parti İstanbul İl Genel Meclisi Üyesi Doktor Hande Özsan Bozatlı'yı kürsüye davet etti. Doktor Hande Özsan Bozatlı'nın kürsüye gelişi sırasında bir korumanın Bozatlı'yı engellediğini gören Erdoğan, "Bırak, bırak" diye korumayı uyardı. Başbakan Erdoğan'a çiçek takdim eden ve kısa bir konuşma yapan Hande Özsan Bozatlı, konuşması sırasında çok heyecanlı olduğunu belirterek, "Şu an çok büyük gurur duyuyorum, ülkemle gurur duyuyorum, Sayın Başbakanımla gurur duyurum. Partimle gurur duyuyorum, bana destek veren herkesle gurur duyuyorum. Allah bizi utandırmasın" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan da Bozatlı'yı tebrik ederek, daha sonra sözü Süper Lig'e yükselen Torku Konyaspor'u da tebrik etti. Torku Spor'un Manisaspor'u yenerek Süper Lig'e çıktığına gönderme yapan Erdoğan, salonda bulunan Bülent Arınç'ı da güldürecek şekilde "Manisa herhalde düzelemeyecek. Nasıl olsa şuanda Manisa'yı temsil eden Akhisarspor var süper ligde" dedi.
Başbakan Erdoğan, grup toplantısının sonunda partiye katılanlara rozetlerini taktı.