Dolandırıcılar 2015'te Türkiye'de 48 milyon liralık hasılat elde etmiş! Telefon, çek senet, kredi yapılandırma, hediye kazanma, oto satış... İşte akılalmaz dolandırıcılık yöntemleri...
Türkiye'de binlerce kişi dolandırıcıların ağına düştü. Kimi büyük paralar kaybetti... Dolandırılanların arasında üniversite profesörleri de var, ev hanımları da... Dolandırıcıların kullandığı yöntemler ise "şeytanın bile aklına gelmeyecek" tarzda. İstanbul Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü, Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amiri Başkomiser Kıvanç Taşçı ise dolandırıcıların korkulu rüyası. Bugüne kadar onlarca dolandırıcı çetesini çökerten Başkomiser Taşçı ile tüm yönleriyle dolandırıcılığı anlattı. Vatan'dan Burak Kara'nın haberi şöyle:
HİPNOZ OLUYORSUNUZ...
Vatandaşları hipnoz eden kişiler bunlar.. Telefon açıyorlar size, çok güçlü bir senaryoları var. Bugüne kadar karakolun kapısından girmemiş namuslu Vatandaşlara kurdukları senaryoyu öyle bir anlatıyorlar ki, hipnoz oluyorsunuz! Ve tüm dediklerine inanmaya başlıyorsunuz. Hukuk biliyorlar, öyle terimler kullanıyorlar ki, sanıyorsunuz karşınızdaki gerçekten bir savcı ya da polis. Bir call center kuruyorlar, tüm mali bilgilerinizi size telefonda söylüyorlar.. İnandırıcı olmak için her yolu deniyorlar. Dolandırıcılık suçu komplike bir suç. Eğer suçlu profili ikna ediciyse bu konu da kabiliyete sahipse çok kolay bir şekilde kandırabiliyor. Zaten bu iknadan sonra ortaya çıkan bir suç tipi olduğu için farkındalık sonra oluşuyor. Mağduriyet sonrası farkındalık olduğundan ötürü teşebbüs sırasında görebilmek zor. Vatandaşın uyanık olması ve hukuki işlemleri iyi bilmesi gerekiyor. İyi niyetin suistimal edilmesi de var tabii.
Kuvvetli bir senaryo var ama değil mi?
Çok iyi senaryo var evet. En bariz vakalar çek-senet olayları. Bütün dolandırıcılık yöntemlerinin özü, iyi niyetli insanların duygularının suistimal edilmesidir. Bazı olaylarda vatandaşı tehditle -telefon gibi- panik içerisine sokuyor ve devlete her zaman bağlı olan topluluğumuz hemen taşın altına elini koyduğunu zannedip kanıyor. Öyle bir anlatıyorlar ki "Terör örgütleri hesabınıza girmiş, amacı dışında para transferi var" gibi argümanlarla hayali bir suça ortak ediyor vatandaşı. Panik buradan başlıyor. Bu adamlar profesyonelleri işin. Öyle bir şey yapıyorlar ki saniyesinde boş bırakmıyorlar sizi. Resmi polise bile inanmıyor vatandaş. "Ticaret yapıyorum, dolandırılmadım" diye kestirip atıyorlar.
Peki ne yapmalı vatandaş?
Hiçbir zaman bir devlet görevlisi, işin içerisinde terör ve asayiş varsa, vatandaşa bir sorumluluk atfeden bir iş vermesi mümkün değil. Vatandaşı ifadeye çağırmak ayrı mesele. Zaten gerektiğinde ifadeye, adli işleme başvurulur. Polisin bütün işlemleri tutanak halindedir. Vaka eğer olay yerinde gerçekleştiyse görevliler orada yapar görevini, diğer her şey kolluk biriminde yapılır. Polis vatandaşı hiçbir suçu aydınlatmak için kullanmaz. Vatandaş müracaat eder, "İşte bu adam beni dolandırmaya çalıştı" diye bilgi verir. O sırada suçüstü çalışması yapılır, vatandaşla beraber çalışılır.
ZENGİN FAKİR HERKES HEDEFTE
Mağdurların profili nasıl?
Zengin de fakir de maruz kalabiliyor dolandırıcılığa. Herhangi bir yaş, cinsiyet ve eğitimle seviyesiyle ilgili değil.
En çok hangi bölgede görülüyor?
Belirli bölgesi olmaz dolandırıcıların, her yerde varlar. İstanbul nüfus yoğunluğundan ötürü bu kadar göze batıyor. Yaşlılar birinci sıradaki hedef. Dolandırıcılar eskiden mobil telefondan arardı, şimdi ev telefonlarına yoğunlaşıyorlar, gündüzleri evde yaşlılar bulunduğu için. Daha sonra ilgili kişinin dışarı çıkmasını istiyorlar ya da kapıya kurye ile adam gönderip 3 liralık malı 100 liraya satıyorlar.
PARAYI ALMADAN İMZA ATMAYIN
Oto dolandırıcılığı çetesi, araçlarını satmak için internete ilan veren kişileri hedef alıyor. Bağlantıya geçilen kişi çetenin 15 günlüğüne açtığı, içinde sekreter ve birkaç yeni arabanın da bulunduğu "naylon galeriye" çağrılarak güven telkin ediliyor. Cuma gününü seçen çete kapanmasına yakın notere gidiyorlar. Satış yapıldıktan sonra ödemenin havale ile yapılacağı söyleniyor ve satıcıya bilgisayarda banka havale ekranı gösteriliyor. Çete "Ödemeyi yaptık, pazartesi para hesabınıza düşer" diyerek vatandaşı rahatlatıyor ve huzur içinde evine gönderiyorlar. Çete noterde satın alınan aracı hafta sonu ikinci ve üçüncü kişilere satılıyor. Vatandaş galeriye gidince ortada kimsenin olmadığını görüyor. Başkomiser Taşçı uyarıyor, "Paranızı almadan bir belgeyi imzalamayın!"
HİPNOZ İLE ALGI KAPANIYOR
Telefon dolandırıcılığı, nasıl yapıyor?
Telefonda kontör dolandırıcılığı yaklaşık 10 senelik bir mevzu. Ambiyans oluşturulmak adına vatandaşın, terör örgütleriyle bağlantılı olduğu, kendi kimlik bilgileriyle şirketler kurulduğu gibi pek çok şey telkinler ve tehditlerle panik duygusu yerleştirerek iş yürütülüyor. Psikolojiyi çözmüşler. Hipnotize olduğunuzdan dışarıya karşı algınızı kapatıyorsunuz. Arkadan telsiz, polis sesleri geliyor. Bu durumda nasıl hissedersiniz kendinizi düşünsenize. İşin özü bu; hipnoz ve psikolojinin çözülmesi.
Peki işi nasıl çökertiyorsunuz?
Biz illaki vakayı beklemiyoruz. Vatandaş eğer kolunu kaptırdıysa, telefonla irtibat kurduysa onu dahil engellemek için müdahale ediyoruz. Yeter ki bize bilgi verilsin. 100'ü geçkin çok tecrübeli personelimiz var. Tüm asayiş suçlarla ilgili sadece 500 personele çıkabilecek imkanımız var. Teknolojinin bütün imkanlarından faydalanıyoruz.
GÜVEN DUYMADIĞINIZ NUMARAYI AÇMAYIN
En yayın dolandırıcılık nedir?
İletişim dolandırıcılığı. İki numara da call center mevzusu. "Hediye çeki kazandınız, sigorta primizini yatırmadığınız için şu kadar cezayla karşılaşacaksınız" gibi manipülasyonlar mevcut. Skype üzerinden 155'ten arıyorlarmış gibi yapıyorlar. Numara değiştirme, farklı gösterme gibi durumlar da yaşanıyor. Telefonunuz çalıyor, 155 yazıyor! Açıyorsunuz polis diye dolandırıcı ile konuşuyorsunuz... Bu nedenle güven duymadığı hiçbir numaraya karşı kimlik ve kredi kartı bilginizi paylaşmayın diyoruz biz. Çünkü hiçbir banka müşterisinden tam bir kimlik bilgisi istemez.
TELEFONU KAPATIN VE POLİSİ ARAYIN
Dolandırıcı nasıl ikna ediyor?
Dolandırıcılık yöntemlerine hakim bir polis arkadaşımızı bile az kalsın kandırıyorlarmış. Telefon çalmış. memur arkadaş açmış. Dolandırıcı konuya girmiş. Arkadaşımız bir süre dinlemiş bakmış ki dolandırıcı öyle şeyler söylüyor etkisinde kalıyor, kendine gelip, "Utanmıyor musun masum insanları dolandırmaya" diye çıkışmış. Pişkin dolandırıcı "abi nasıl anladın" diye soruca "ben polisim" cevabını almış. Dolandırıcı "abi valla biz fakirden almıyoruz, zenginleri dolandırıyoruz" demiş ve telefonu kapatmış. Vatandaş dolandırıcı ile asla konuşmamalı, sizi hipnotize ediyorlar, telefonu kapatın ve polisi arayın.
KREDİ KARTINIZI BOŞALTIYORLAR
Call-center'dan arayan birisi sizi aradı ve bütün bilgilerinizi istedi.
Vermeyin! "Sağlık sigortası", "kredi dosya masrafı", "hediye çeki kazandınız" gibi para isteyen şahıslar var. Bu yöntemler iki şekilde gerçekleşiyor: Birincisi kargolar vasıtasıyla, kapıdan satış yöntemiyle. Adam kapına kadar geliyor size teslim edilen paketi veriyor. Adam parayı alıp götürüyor 10 TL'lik malı 100 TL'ye alıyorsunuz! İkincisi ise sanal pos yöntemi. Kredi kartı bilgileriniz alınıyor ve yurt dışında belirli şirketler üzerinden sizin kartlarınız boşaltılıyor. Bir bakıyorsunuz Amerika'da Singapur'da harcamalar yapmışsınız!
CALL-CENTER KURUP 70 KİŞİ ÇALIŞTIRDILAR
Dolandırıcılar İstanbul'da kurdukları call center ofisinden binlerce kişiyi kredi kartı borçları yapılandırması ve dosya masraflarını geri alınması vaadiyle kandırdılar. Çete, danışmanlık şirketi altında Kağıthane'de bir call center merkezi kurudu. Call center ofisine de 70 kişiyi ilan vererek işe aldılar. Çalışanlar arama listesinde nüfus bilgileri olan vatandaşları aramaya başladı. Onlara, "Kredi kartı borcunuzu yapılandıracağız, avukatlarımız devreye girecek, borçlarınızdan kolayca kurtulacaksınız" diyerek vaatte bulundular. Vatandaşlardan kart bilgileri şifreleri istendi, kabul edenler tüm bilgilerini call center'a verdi. Dolandırıcılar kendi çetelerinden iki kişiyi de avukat olarak vatandaşlara tanıttı. Vaatleri kabul eden kişiler bu sahte avukatlara yönlendirildi. Sahte avukatlar noterlerden vekaletname aldı. İşlemler karşılığında yüzde 20 ile 40 arasında komisyon alındı. Bütün bunlar yapılırken, alınan kart bilgileri kullanılarak başvuru sahibi vatandaşların hesapları boşaltıldı. Dolandırıcılık olayı yapılırken danışmanlık şirketinin ismi sık sık değiştirildi çalışanlar da 2 ayda bir işten çıkarılıp yerine yenileri alındı. Sistem öyle kusursuz işliyordu ki altı ay içinde binlerce mağdura ait dosyalar birikti. Dolandırıcılar toplam 6 milyon lira vurgun yaptı ve sonunda yakayı ele verdi..