Başbakan Tayyip Erdoğan Gezi Parkı olayları ile başlayan eylemlerin amacına ulaşamadığını ifade ederek, bu olayların arkasındaki tüm organizatörler ve provokatörler ile hukuk çerçevesinde hesaplaşacaklarını söyledi. AK Parti haftalık grubunda konuşan Erdoğan şu mesajları verdi:
Kazlıçeşme mitingi, esasen milletimizin son olaylar konusundaki hissiyatını çok güzel, çok anlamlı şekilde yansıtıyordu. 'Beni görmüyor musun, beni inkar mı ediyorsun?' diyordu. Bize sürekli, Taksim'deki toplanan insanların mesajını aldınız mı diye soranlar, acaba Sincan'daki yüz binlerin, Kazlıçeşme'deki bir milyonu aşkın insanın mesajını alabildiler mi?
3 haftadır hem millete, hem tüm dünyaya çok farklı bir Türkiye fotoğrafı verilmek isteniyor. Son derece organize ve örgütlü şekilde yapılıyor. Ülkemizin güçlü reklam şirketleri, belli sermaye grupları, faiz lobisi, içeride ve dışarıda belli örgütler bu iş için hazırlıklıydı. Şiddet, vandallık, barbarlık belli süzgeçlerden geçirilip, çarpıtılarak, masum, demokratik bir çevre eylemi gibi lanse edildi. Her şey çok profesyonelce hazırlanmıştı.
Uluslararası medya ve bazı uluslararası çevreler, bu tertibin içindeyken, olmayanları da ikna edecek, yalan haberlerle bu tertibin içine çekecek hazırlıklar önceden yapılmıştı. Yurt dışında, ördek avında tekneden düşerek yaralanan bir şahsın fotoğrafı, günlerce panzer altında kalan yaralı diye lanse edildi. Suriye'de yaralanan bir şahsın fotoğrafı, bizzat CHP'nin provokatör milletvekili tarafından Taksim'de çatışmalarda yaralandı diye servis edildi.
Bazı siyasetçiler, sanatçılar, medya kuruluşları, sivil toplum örgütleri, tüm bu yalanları hiç araştırmadan dolaşıma soktular ya da dolaşımda kalmasını sağladılar. Güvenlik güçleri, demokrasi ve hukuk sınırları içinde son derece sabırlı, sağduyulu şekilde, çok büyük şiddet eylemlerine karşı başarıyla mücadele verdi. Hatta polisimiz, çok kapsamlı ve sistemli bir şiddet hareketi karşısında tarihinde hiç olmadığı derecede demokratik bir tavır sergilemiş, demokrasi sınavından başarıyla geçmiştir.
Tek bir ağızdan hepsi aynı şeyi söylediler ve dünyaya polisimizi, adeta bu yönüyle lanse ettiler; şiddet uyguluyor. Bütün o terörist, anarşist isyancılar şiddet uyguluyor. Eğer Türkiye'nin gerçek hissiyatını anlamak istiyorlarsa buyursunlar bu hafta Kayseri, Samsun, Erzurum'a baksınlar.
Dün bazı sendikalar iş bırakma çağrısı yaptılar. Ne oldu? Hele hele Tabipler Birliğiyle alakalı söylüyorum, sen kanunsuz bir eyleme nasıl davet çıkarırsın, hastaneleri boşaltma gayreti içerisine nasıl girersin? Bunlar güya solcu. Ergenekon eylemlerinde, Cumhuriyet mitinglerinde, statükoyu savunan olaylarda, demokrasiye, milli iradeye yönelik her girişimde bunlar en ön saftadır. Bunlar baş provokatörlerdir, baş piyonlardır. Banka reklamlarında oynayıp kapitalizmi eleştirenler ne kadar solcuysa, işte bunlar da o kadar solcudur. Neyse ki maske artık düştü.
POLİSİN GÜCÜ ARTACAK
Polis kanunların kendisine verdiği yetki dahilinde, bundan sonra hiçbir hukuksuzluğa göz yummayacak ve gerekeni yapmaya devam edecek. Polisi daha da güçlendireceğiz ve bu olaylar karşısındaki müdahale gücünü artıracağız.
Meclis'teki partisi tarafından etkin şekilde temsil edilemediğini düşünen seçmen, sokaktan medet umar hale gelmiştir. CHP içinde CHP'nin yetersizliğini gören bazı milletvekilleri de son derece sorumsuz hatta son derece seviyesiz şekilde sokağı adres olarak göstermiş, sokakları bizzat terörize etmiştir.
Biz bu süreci inşallah hayra tebliğ edecek, Türkiye adına, milletimiz adına bu süreçten hayırlı dersler çıkaracağız. Her olanda hayır vardır. Bu süreçten ayrışmaların keskinleştiği bir sonucun çıkmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
Bu olayları inceliyoruz, araştıracağız. Arkasında kimlerin olduğunu, kimlerin lojistik destek sağladığını, kimlerin provokasyon yapıp, şiddet uyguladığını tek tek hukuk dairesinde belirleyeceğiz. Ancak bu olayları tüm boyutlarıyla analiz etmeye, tüm katmanları ortaya çıkartıp sorunları da çözmeye devam edeceğiz.
Kürt ve Türk, Alevi ve Sünni, tüm etnik kökenler, tüm inanç grupları birbirimizi hoşgörü içinde birbirimizi anlayarak, birbirimize empati kurarak, demokrasiyi ve özgürlükleri çok daha ileri seviyelere taşıyacağız. Mezhebi ne olursa olsun, bazı bu konuda tahrikler yapanlar var. Mezhep mensubu kardeşlerime de sesleniyorum: Lütfen oyuna gelmeyin, hassas olun.
'Amaç ülkeyi kısırlaştırmak'
Başbakan Tayyip Erdoğan, yıllarca sezaryen ve kürtajla cinayet işlendiğini vurgularken, "Halkımızı kısırlaştırdılar" dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın "Aile olmak" projesinin imza töreninde konuşan Erdoğan şöyle dedi: "Kadınlarımıza sesleniyorum bu oyunu bozun. Babalar, sizler de bu oyunun tarafı olmayın. Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü mekanizmalarını çalıştırdılar. Bunları yaparken de adeta cinayet işlediler. Dert bu milletin nüfusu azalsın, bu millet milletler yarışında geri kalsın ama bu oyunu artık bozuyoruz."