Çünkü günlük hayatı doğrudan etkileyecek. İşlenen suçların, kişinin dini, dili, mezhebi, etnik kökeni, cinsiyeti, cinsel tercihi, teninin rengi, inancı, siyasi tercihleri, hayat görüşü veya yaşam tarzının doğrudan hedef alınması halinde nefret ve ayrımcılık suçu işlenmiş olacak. Bundan dolayı 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alabilecek. Bunun haricinde, adam öldürme, yaralama, tehdit, hakaret, cinsel taciz, mal varlığına ve ibadethanelere zarar verme gibi 20 civarında suçun nefret saikiyle işlenmesi durumunda da ceza katlanacak. Bundan böyle birine ‘Ermeni dölü’, ‘pis gavur’, ‘pis Kürt’, ‘pis Türk’, ‘hırsız çingene’ demek nefret suçu olarak cezalandırılacak. Aynı şekilde, hakaret amaçlı, nefret veya ayrımcılık kategorisine girecek şekilde birine, ‘Yezid’, ‘zenci’, ‘kör’, ‘topal’, ‘gerici’, ‘yobaz’, ‘kızılbaş’ demek de cezaya tabi olacak. Sırf çarşaf giyiyor diye bir kadına ‘kara fatma’, ‘ninja’ demek de suç sayılacak.
Bu ifadelerden bazıları mevcut TCK’ya göre zaten suç. Kanunun 125. maddesine göre hakaret suçlarına giriyor ve 1 yıldan 2 yıla kadar hapisle cezalandırıyor. Fakat buradaki önemli ayrıntı, bu hakaretlerin nefret ya da ayrımcılık amacıyla işlenmesi halinde cezanın artırılması. 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Yaşam tarzına saygı da, Türk Ceza Kanunu ile ilk kez güvence altına alınıyor. Yapılacak düzenlemelerin önemli başlıklarından biri de kamuda başörtüsü serbestiyeti. Bu bir yönetmelik değişikliği ile mümkün olacak. ‘Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’in 5. maddesi değiştirilecek. Bu tek başına yeterli değil. Yönetmelik değişmesine rağmen bir amirin başörtülü memuru engellemesi halinde bu da ayrımcılık suçuna girecek ve cezaya tabi olacak.