Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Türkiye; milli güvenliğini hiçbir dış gücün onayına ihtiyaç duymadan, kendi bağımsız iradesiyle koruyacaktır. Türkiye'nin geleceği ne Kandil'de, ne Washington'da, ne de Tel Aviv'de yazılır" dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, gündemdeki gelişmeleri değerlendirmek üzere partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen basın toplantısında son günlerdeki cinayetler, orman yangınları ve terör örgütü PKK hakkında konuştu. Düzenlenen basın toplantısına ilçe başkanları ve parti üyeleri de katıldı.
"Orman yangınları, iklimimizi ve su kaynaklarımızı tehdit etmektedir"
Türkiye'de son aylarda baş gösteren orman yangınlarının sadece ağaçları değil, birçok konuyu etkilediğini belirten BBP Genel Başkanı Destici, "Orman yangınları, bütün dünya için, artık önemli ve öncelikli bir problemdir. 23,4 milyon hektar orman alanına sahibiz. Bu miktar, ülkemizin yüz ölçümünün yüzde 30'unu kaplıyor. Ormanlarımız; iklimsel, ekolojik ve ekonomik açıdan büyük bir zenginliğe sahip. Bununla birlikte, ülkemizin Akdeniz iklim kuşağında yer alması nedeniyle, ormanlarımızın yüzde 64'ü, yüksek yangın riski taşıyan bölgelerde bulunuyor. Ülkemizin orman yangınları açısından yüksek riskli bir bölgede bulunması nedeniyle, orman yangınlarıyla mücadeleye, yalnızca bir ‘söndürme faaliyeti' olarak değil; aynı zamanda ‘ulusal güvenlik', ‘ekolojik denge' ve ‘gelecek nesillerin yaşam hakkı' açılarından bakmalıyız. Ülkemiz bu konuda gerekli tedbirleri hızla almalıdır ve almaktadır. Orman yangınlarının yüzde 90'ından fazlası insan kaynaklıdır. Piknik ateşi, sigara izmariti, anız yakma ve dikkatsiz davranışlar büyük yangınlara sebep olabilmektedir. Vatandaşlarımızın dikkatli davranması, ormanlara giriş kısıtlamalarına uyması ve ormanlarımızı koruma bilinciyle hareket etmesi hayati önem taşımaktadır. Orman yangınları sadece ağaçları değil; iklimimizi, su kaynaklarımızı, biyolojik çeşitliliğimizi ve gelecek nesillerimizin yaşam hakkını tehdit etmektedir" diye konuştu.
"Katillerin, yaşları bahane edilerek korunmalarını toplum vicdanı asla kabul etmeyecektir"
Geçtiğimiz günlerde Ankara'da 14 ve 17 yaşındaki katillerin gerçekleştirdiği cinayet hakkında da konuşan Destici, "Ankara'da, kız kardeşini taciz eden 14 ve 17 yaşındaki iki caniye karşı duran 22 yaşındaki Hakan Çakır, alın teriyle ailesinin ve kendinin helal rızkını kazandığı dükkanında defalarca bıçaklanarak katledildi. Şahit olduğumuz vahşet, ‘sokak çetelerinin' ve ‘suçun yaşı olmaz' gerçeğinin son ve en acı örneklerinden biri olmuştur. Bu ölçüde vahşileşen, çeteleşen, kamu düzenini bozan katillerin, yaşları bahane edilerek, ‘suça sürüklenen çocuk' adı altında korunmalarını, toplum vicdanı asla kabul etmeyecektir. Benzer suçlarda belirgin bir artışla karşı karşıyayız. Söz konusu çeteleşmelerde, bugünkü ceza sisteminin 18 yaş altındaki suçlulara getirdiği korumacı tavrın, çeteler tarafından, milletimize karşı silah olarak kullanıldığını açık bir şekilde gözlemliyoruz. Ahmet Minguzzi ve Hakan Çakır cinayetlerinde olduğu gibi, bu cinayetleri gerçekleştiren organize suç yapılarında, ‘bazı yaş gruplarını peşinen suçsuz saymak' yerine, failin işlediği fiilin suç olduğunu idrak edip etmediklerinin esas alındığı bir yasal düzenlemeye gidilmelidir. Belirgin bir giyim tarzı ve davranış kalıplarına sahip olan, sosyal medyayı güç gösterisi yapmak ve korku uyandırmak için kullanan bu çetelerin tetikçilerinin ‘çocuk' kabul edilerek cezadan muaf tutulmaları ya da önemli ceza indirimlerine sahip olmaları, korkarız ki, ülkemizde, Güney Amerika benzeri bir çeteleşmelere neden olacaktır" şeklinde konuştu.
"PYD/YPG'nin devletleşme hedefine kesinlikle izin verilmeyecektir"
Terör örgütü PKK'nın silah bırakma ve kendini feshetme kararının arkasında daha farklı durumlar olduğunu ve geçmişteki hataların tekrardan yapılmaması gerektiğini belirten Destici, "Türkiye doğrudan egemenliğini hedef alan tehdit ve şantajlara karşı karşıyadır. ‘Çözüm Süreci' adı altında geçmişte yürütülen girişimlerin PYD/YPG yapılanmasına nasıl zemin hazırladığı bugün açık biçimde görülmektedir. Bu süreç, milletimizin vicdanında derin yaralar açmış ve terör örgütlerinin dış destekli planlarına hizmet etmiştir. Bugün aynı çevreler tarafından sıkça gündeme getirilen ‘Irak modeli' adı altındaki benzer senaryolar da aynı tehlikeyi barındırmaktadır" dedi.
Geçmişteki ‘1 koyup 3 alacağız' şeklinde maceracı yanlış ve hatalı dış politikaların Türkiye'nin stratejik çıkarlarına zarar verdiğini, bölgede istikrarsızlığı kalıcı hale getirdiğini söyleyen Destici, "Bu yaklaşımın Suriye'de tekrarlanmasına müsaade edilmesi mümkün değildir. Türkiye'nin tutumu net olmalıdır. PYD/YPG'nin özerklik ya da devletleşme hedefine kesinlikle izin verilmeyecektir. Türkiye; milli güvenliğini hiçbir dış gücün onayına ihtiyaç duymadan, kendi bağımsız iradesiyle koruyacaktır. Ne Tel Aviv kartı, ne Washington dayatmaları bu milletin iradesini değiştiremez. Çünkü Türkiye'nin geleceği ne Kandil'de, ne Washington'da, ne de Tel Aviv'de yazılır. Türkiye'nin kaderini ancak Yüce Allah yazar. Devletimizin siyaset ve güvenlik kurumlarının, milletimizin hassasiyetleriyle tam uyum içinde hareket ederek şantaj politikalarına karşı bağımsız ve kararlı bir duruş sergileyeceklerine inancımız tamdır" değerlendirmesini yaptı.