Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ibadet mekânlarının sorunlarını ve sorunlara yönelik çözüm önerilerini dernek başkanları ile paylaştı.
Herkes kendisi için binalar kurarken cami derneklerinin hayırsever milletimizle zor şartlarda, zor zamanlarda büyük fedakârlıklar göstererek ellerinde çantalarla gece-gündüz demeden kapı kapı dolaşarak Allah rızası için camiler inşa ettiklerini, Allah’ın evlerini yaşattıklarını; bu hizmetleriyle her birinin isimsiz birer kahraman olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, camilerin inşasında emeği geçenlerden ahirete irtihal edenlere Cenab-ı Hak’tan rahmet dileyerek, berhayat olanlara afiyet içerisinde hayırlı hizmetlerle dolu bir ömür sürmelerini niyaz etti.
CAMİLERİ HAYATIN MERKEZİNE TAŞIMAK
Camilerin inşasının ardından artık imarı için çalışılması gerektiğini vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı
Mehmet Görmez, inşa etmekle imar etmenin farklı konular olduğunu belirterek imar konusunda şunları söyledi:“Camileri hayatın merkezine taşıdığımız zaman camileri imar etmiş oluruz. Camilerimiz gençlerimizin, çocuklarımızın gelip rahatlıkla vakit geçirebildikleri, hatta ödevlerini yapabildikleri; kadınların erkekler kadar rahat camiye ibadet için gelebildikleri; ders halkalarının oluştuğu; sabah namazlarının büyük kalabalıklarla kılındığı cazibe merkezlerine, bilgi mekânlarına dönüştürüldüğü gün camilerimizi imar etmiş oluruz.”
CAMİLER SADECE İBADET MEKANI DEĞİL
Camilerin sadece ibadet mekânı olmadığını; aynı zamanda sevgi, bilgi ve birlik mekânı olduğunu dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, bizim medeniyetimizde camilerin daima hayatın merkezinde yer aldığını, istiklal ve bağımsızlığımızın sembolü olduğunu kaydetti.“Biz ezanı, mabedi ve mabedin dokunulmazlığını İstiklal Marşı’na yerleştirmiş yegâne milletiz.” diye konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez “Cami derneğiyle, cemaatiyle, mihrap görevlisiyle, müezziniyle, hep beraber birlik duygusu içerisinde aynı ailenin mensupları olarak camileri imar etmeliyiz. Gençlerimizi, çocuklarımız aramıza alarak, herkese ulaşarak, camiyi evlere, hanelere taşıyarak imar etmeliyiz” dedi.
Yeryüzünün tamamı mescit kılındığı halde Hz. Peygamber’in Medine’ye hicret yolunda Kuba’da; Medine’ye geldiğinde ise Medine’de ilk olarak Mescid inşa ettiğini; Mescid-i Nebevi’yi ilmek ilmek dokunan bir ümmet vücuda getirmede hayatın merkezine yerleştirdiğini; Mescid-i Nebevi’nin pek çok müesseseye kaynaklık ettiğini hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Modern hayatlar, modern şehirler, metropoller, megapoller kurulurken camiler, hayatın kıyısına, şehirlerin kıyılarına, köşelerine itildi. İhmal edildi. Oysa bizim medeniyetimiz camileri hayatın merkezine yerleştirdi. Bugün halkın yüzde 25’i köylerde; yüzde 75’i şehirlerde oturuyor. Buna karşın camilerin yüzde 25’i şehirlerde;yüzde 75’i ise köylerde. Bu büyük bir orantısızlık.” şeklinde konuştu.
ENGELLİLERE YÖNELİK DÜZENLEME
Engellilere yönelik düzenlemelerden abdest mekânlarına; kadınlara yönelik hizmetlerden ses sistemlerine kadar birçok konuyu ele alan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez 15 başlık altında ibadet mekânlarının sorunları ve cami derneklerinin çözüme nasıl katkı sağlayabilecekleri hakkında konuştu. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in konuşmasında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
“ALLAH’IN EVİNİN KAPISINA KİLİT VURMAK KİMSENİN HAKKI DEĞİLDİR.”
“Camilerimiz 24 saat açık kalabilmeli. İbadet ihtiyacı hisseden bir mü’min ne vakit olursa olsun camiye geldiğinde o kapıyı kilitli görmemeli. Namaz vaktinde açılıp sonrasında kapatılan, devlet dairesi mantığı ile çalışan bir cami, dünyada hiçbir İslam ülkesinde yoktur. Camileri bütün gün açık hale getirmeliyiz. Hiç bir endişe ve korku camilerin kilitli olmasını haklı kılmaz. Unutulmamalı ki hırsızlık endişesi ile camilerimizi kapalı tutarak yaptığımız hırsızlık, hırsızların camilerden götürdüklerinden daha büyük bir hırsızlıktır.”
“CAMİLERİMİZİ DEPREME DAYANIKLI OLARAK İNŞA ETMELİYİZ.”
“Camilerimizi inşa ederken depreme dayanıklı olarak inşa edilmesini sağlamak can güvenliği açısından en önemli hususlardan biridir. Evlerimizin depreme dayanıklılık testlerini nasıl yaptırıyor ve ona göre inşasını yapıyorsak ibadet mekânlarımız olan camilerin de bu husus göz önünde bulundurularak yapılması son derece önemlidir. Eğer bir camimiz deprem riski nedeniyle güvenlik açısından tehdit unsuru haline gelmişse uzman raporuyla tespit ettikten sonra onu yıkıp yeniden inşa etmeliyiz. Can güvenliği her şeyden önemlidir.”
“Camilerimizin yangın çıkışları yok. Büyük camilerde ibadetlerimizi yapıyoruz. Bu camilerimizden bazılarının tahliyesi 45 dakika sürebiliyor. Bir afet durumunda o camiyi hemen terk edebilecek şekilde camiyi inşa etmek can güvenliği açısından önemlidir.”
“KENTSEL DÖNÜŞÜM KAPSAMINDA CAMİLER DE İYİLEŞTİRİLMELİDİR.”
“Yüz bin, iki yüz bin kişilik şehirler kuruluyor. Ancak ibadet mekânı olarak camiler düşünülmüyor. Sonra bir derneğimiz kendisine görev edinip oraya bir cami yapmaya çalışıyor. Sonuçta sığıntı gibi camiler ortaya çıkıyor. Bunların olmaması lazım. Bugün kentsel dönüşüm kapsamında bütün şehirlerimiz yeni baştan gözden geçiriliyor. Bu kapsamda camilerin de mutlaka hem fiziki, hem de estetik açısından iyileştirilmesi gerekiyor.”
“CAMİLERİMİZ ZARAFET VE NEZAHET MEKÂNLARIDIR. CAMİLERİN TEMİZ TUTULMASI ÖNEMLİDİR.”
“Temizliğe önem veren bir medeniyetin mensupları olarak ibadet mekânlarımızın da temiz olması bize yakışandır. Camilerimizi bu anlamda da gözden geçirmek zorundayız. Hem abdest mekânlarının hem de ibadet mekânlarının temizliği bizim ruhumuza, inancımıza, medeniyetimize uygun olan davranıştır. Bunun için gerekli formülleri bulmalıyız. Nasıl temiz tutarız, bunun devamını nasıl sağlarız, hep birlikte düşünüp hareket etmek zorundayız. Yeni çıkan yasa ile artık mahalli idareler de camiler için harcama yapabilme yetkisi aldılar. Bu konuda mahalli idarelerden de gereken yardımı alabilmeliyiz.”
“YOL GÜZERGÂHLARINDAKİ MESCİTLER İBADETE ELVERİŞLİ HALE GETİRİLMELİ.”
“Yol güzergâhlarında güzel düşüncelerle inşa edilen mescitlerimiz var. Ancak bakımsız, izbe mekânlar. Belki kurulduğu günden bugüne hiç halısı değişmemiş. Seccadeleri kirli, bakımsız. Badana-boyası yapılmamış. Isıtma ve havalandırma sistemi yok. Bu mescitlerin nezih ortamlar haline getirilmesi gerekiyor. Bu konuda müftülerimize büyük görevler düşüyor.”
“ALLAH’IN KADIN KULLARINI ALLAH’IN MESCİTLERİNDEN ALIKOYMAYIN!”
“Camilerimizi inşa ederken sadece erkeklere göre tasarlamışız. Kadınlar için ibadet mekânları oluşturmak konusunda henüz istenilen seviyede değiliz. Önceden inşa edilen camilerimizde gereken düzenlemeleri yapmalı; yeni inşa edilecek camilerimizi de kadınların en güzel şekilde ibadetlerini yapabilecekleri, rahatlıkla abdestlerini alabilecekleri ibadet mekânları olarak düzenlenmeliyiz. Osmanlı’da camilerin en güzel yerleri hünkâr mahfilleri ile kadınların ibadet edeceği mekânlardır. Biz de aynı estetik anlayışı ile hareket etmeliyiz."
“CAMİ VE KİTAP KADAR BİRBİRİNE YAKIŞAN BAŞKA BİR ŞEY YOKTUR.”
“Gençlerimiz ve çocuklarımız camiye geldiğinde caminin kütüphanesine geçip ödevini yapabilmeli. Orada oturup kitap okuyarak vakitlerini geçirebilmeli. Cami ve kitap kadar birbirine çok yakışan başka bir şey yoktur. Camilerimizde kilitli dolaplar ardına hapsedilen birkaç kitap yerine herkesin kullanımına açık, kolay ulaşılabilen, zengin içerikli kütüphaneler oluşturulmalıdır. Gençler orada oturup sohbetler yaparak, kitap okuyarak, bilgi merkezi olan camilerimizden faydalanabilmeli.”
“CAMİLERİMİZİ ENGELLİ KARDEŞLERİMİZE GÖRE DÜZENLEMELİYİZ.”
“Ülkemizde yaklaşık 7 milyon engelli vatandaşımız var. Bütün engelli grupları birlikte düşünüldüğünde bu rakam 10 milyon civarına ulaşıyor. Engelli kardeşlerimiz de camiye rahatlıkla gelerek ibadetlerini gönüllerinin arzu ettiği yerde ve şekilde yerine getirebilmeli. Engelli olunca insan ibadet yükümlülüğünden kurtulmuyor. İslam ibadet yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz kolaylaştırır sadece. Bir mahallede 3 engelli kardeşimiz olsa sadece onlar için dahi o mahallenin camisini onların kullanımına göre düzenlemek gerekir."
“CAMİLER REKLAM YAPILACAK MEKÂNLAR DEĞİLDİR.”
Camiler, reklam yapılacak mekânlar değildir. Camilerimizin estetiğini bozan, nezaketine, nezahetine yakışmayan ışıklarla bezeli tabelalardan, reklam içeren tablolardan mabetlerimizi arındıralım. İbadetin huzurunu bozacak, insanların dikkatlerini dağıtacak şekilde reklamlarla süslenmiş hiçbir şeyin camide bulunmaması gerekiyor.”
“ABDEST MEKÂNLARI İSLÂM’IN RUHUNA UYGUN HALE GETİRİLMELİ.”
“Abdest mekânları hem fiziksel yönüyle hem de temizlik yönüyle İslâm’ın ruhuna uygun hale getirilmeli. Son derece insani ihtiyaçlardan dolayı herhangi bir ücret alınmamalıdır. Bu konuda mahalli idareler destek çıkmalıdır.”
“CAMİLERE EN GÜZEL SES SİTEMLERİ KURULMALI.”
“Bundan 20 yıl önce kurulmuş bozuk bir ses sisteminden camilerimizi kurtarmalıyız. Böylesine bozuk bir sesle ibadet yapmak o ibadetin huzurunu ve huşusunu bozmaktadır. Camilerimizi en güzel ses cihazlarıyla donatmalıyız. Böylece okunan Kur’an’ın ve ezanın tadına varmalıyız.”
“SECCADE TİPİ HALILARDAN VAZGEÇMELİYİZ.”
“Biz namaza durduğumuz zaman omuzlarımız birbirine değerek ruhlarımız kaynaşarak ibadet ederiz. Seccade tipi halı safları kişiselleştirerek aradaki o birliği baltalıyor. Oysa cemaat olmak bedenlerimizin ve ruhlarımızın birlikte olması, kaynaşması ile olur. Seccade tipi halılardan vazgeçmeliyiz. Bizim böyle bir talebimiz olmazsa halı üreticileri de bu tip halıları üretmekten vazgeçerler."
“MİNARELER TEVHİDİN SEMBOLLERİDİR.”
“Minarelerimizdeki baz istasyonlarını temizlememiz gerekiyor. Tevhidin sembolü olan camilerimizi kirli ve çirkin görüntülere bürüyen baz istasyonlarından arındırmak gerekiyor. Minarelerimiz ezanın Allah’a yükseldiği mekânlardır. Minarelerimizi estetikten yoksun baz istasyonları ile çirkin hale getirmek doğru değildir.”
“İSLAM DÜNYASINDA MABETSİZ BÖLGELER VAR.”
“Camilerde toplanan yardımlar konusunda bir düzenleme getirmek zorundayız. Camilerde toplanan yardımlar İslâm dünyasında önemli hizmetlerde kullanılıyor. Mabedi olmayan bölgeler var. Buralara hizmetin götürülmesi, o bölgelere camiler yapılması son derece önemlidir. Bu hizmetler vatandaşların yardımları sayesinde devam ediyor. Toplanan yardımlar, insanların hayır işlemelerine vesile oluyor. Ancak toplanan yardımlar ihtiyaca binaen toplanmalı. Bu konuda gereken düzenlemelerin yapılması gerekiyor.”
“HEP BİRLİKTE CAMİLERİ İMAR EDECEĞİZ.”
“Cami derneği ile din görevlisi, dernek üyeleri, müftülük ve cemaat arasındaki ilişkilerimizin temel paydasının camiye hizmet olması gerekiyor. Sen-ben kavgasının olmaması, ilişkilerin karşılıklı sevgi ve saygı temelinde olması gerekiyor. Biz bir aileyiz. Hep birlikte camileri imar edeceğiz. Camileri güzelleştireceğiz. Bu toplantımız bunun başlangıcıdır. İnşallah önce metropol şehirlerimizden başlayarak aşama aşama bütün dernek yöneticileriyle istişare toplantıları yapmaya devam edeceğiz.”
“CAMİ DERNEKLERİ FEDARASYONU KURULMALI.”
“Bütün derneklerimizin bir çatı altında bir araya getirilmesi gerekiyor. Cami dernekleri federasyonunun kurulması gerekiyor. Cami derneklerinin bünyesinde çocuk kulüpleri, kadın faaliyetleri, aile çalışmaları, gençlik merkezleri gibi çalışmaların yapılması gerekiyor. Her cami derneğinin bir sivil toplum örgütü haline getirilmesi gerekiyor. Bütün bunların koordinesini yapacak ortak bir çatı gerekiyor."
İstanbul’un Anadolu yakasından 717 dernek Başkanının katıldığı istişare toplantısının ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez dernek başkanlarının sorunlarını dinledi.
Geniş katılımın olduğu istişare toplantısına Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Kemal Uludağ, İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir, İstanbul İl Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, Cami Hizmetleri Daire Başkanı Selahaddin Çelebi ve İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi yetkileri katıldı.
Toplantının ardından ikindi namazını Kartal ilçesi Atalar Camiinde eda eden Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, namazın ardından cemaate kısa bir konuşma yaptı. Camide Kur’an öğrenen çocuklarla bir araya geldi. Cami kompleksinde yer alan spor merkezi, bilgisayar sınıfı, kütüphane ile sosyal-kültürel içerikli hayrî hizmetler hakkında ilgililerden bilgi aldı. Kartal Müftülüğünü de ziyaret etti.