Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren, “Dağlık Karabağ, Güney Kafkasya’nın 20 yıldır çözüm bekleyen bir sorunudur” dedi.
Ermenistan tarafından 1992-1993 yıllarında işgal edilen Azerbaycan toprakları konusu ile Dağlık Karabağ’ın yaklaşık 20 yıldır Güney Kafkasya’nın çözüm bekleyen sorunlarından biri olarak durduğunu anlatan Hikmet Eren, Ermenilerin Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinin başladığı 1980’li yılların sonlarına doğru Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’den toprak talebinde bulunduğuna dikkati çekti.
Hikmet Eren, SSCB’nin yıkılışını takip eden süreçte Ermenilerin Karabağ bölgesinin dağlık kısmına yönelik taleplerini açıktan dillendirmeye başladığını belirterek şunları söyledi: “1988 yılına gelindiğinde tek taraflı olarak gerçekleştirdikleri referandumla bağımsızlık kararı almış, hemen sonrasında da önce Dağlık Karabağ bölgesindeki Türkleri göçe zorlamışlar ardından da Sovyet destekli Ermeni işgalleri başlamıştır.’’ Bu işgal neticesinde Dağlık Karabağ ile DKÖB’yi çevreleyen yedi Azerbaycan şehrini işgal edildiğini belirten Eren, bu işgal sonrasında 5 Mayıs 1994’te Bişkek’te bir araya getirilen taraflar arasında ateşkes antlaşması imzalandığını belirtti. Yaklaşık 20 yıldır devam eden işgal sürecinde taraflar arasında gerginliğin artarak devam ettiğine dikkat çeken Hikmet Eren, tarafların, uzlaşma noktasında bir arpa boyu dahi yol kat edemeyişinin en önemli sebebinin Erivan yönetiminin taviz vermeyen tavrı olduğunu anlattı.
Tarafları uzlaştırma noktasında uluslararası örgütlerin tutumunu değerlendiren Hikmet Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin konuyla ilgili almış olduğu kararları uygulamadaki başarısızlığı gerek BM Güvenlik Konseyi’nin sorunun barışçıl yönlerden çözümü için yetki verdiği ve eş başkanlıkları Rusya, ABD ve Fransa’dan oluşan AGİT(AGİK) Minsk Grubu’nun başarısızlığı dikkat çekicidir. Taraflar, 2008-2012 yılları arasında devlet başkanları nezdinde 14 defa bir araya gelmiş olmasına rağmen görüşmelerde bir ilerleme kaydedilememiştir.”
5 Mayıs 1994 de imzalanan ateşkes antlaşmasının sorunun çözülmüş olması anlamına gelmediğine dikkat çeken Hikmet Eren, şunları söyledi: “Her iki tarafın kamuoyu taviz verme konusunda hassasiyete sahip konumdalar. Azerbaycan toplumu bölgenin hukuki ve tarihi olarak kendisine ait olduğunu öne sürmektedir. Buna karşılık, Ermenistan toplumu şu an toprakları -işgal yolu ile de olsa- kendi elinde bulundurmanın avantajını kullanmakta ve Büyük Ermenistan’ın bir parçası olarak gördüğü Karabağ bölgesini bırakmak istememektedir.Ermenistan bölge devletlerinden Rusya’nın askeri dahil açık desteğine sahipti ve İran tarafından da desteklenmekteydi. Azerbaycan ise, Rusya kadar güçlü olmasa da, Türkiye’nin tam açık askeri destek hariç diğer tüm alanlarda desteğini almaktaydı. Diğer önemli bir etken de, Azerbaycan’ın doğal zenginliklere, Ermenistan’ın ise Batı devletlerinde güçlü lobiye sahip olmasıydı. Hukuk Azerbaycan’dan, Batı kamuoyları Ermenistan’dan yana tavır takınmıştır.”