Erzurum Kongresi ile bağımsızlık ateşinin yakıldığına vurgu yapılan mesajda Altıparmak, “Anadolu’da Milli Mücadeleyi organize etmek ve kurtuluş hareketini başlatmak üzere, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk; Amasya - Tokat - Sivas ve Erzincan illerine uğrayarak yetkililerle ve halkla çeşitli temaslarda bulunduktan sonra 03 Temmuz 1919’da Erzurum’a teşrif etmiştir. Erzurum Kongresi; 9 Temmuz 1919’da askerlik görevinden istifa eden Büyük Önder’in başkanlığında 23 Temmuz 1919 tarihinde gerçekleştirilmiştir. 94. yılını gururla kutladığımız bu tarihi Kongrede ülkemizin geleceğini tayin edecek çok önemli kararlar alınmış, vatanın bir bütün olduğu, parçalanamayacağı, manda ve himayenin kabul edilemeyeceği bütün cihana ilan edilmiştir. Erzurum kongresi ile bağımsızlık meşalesi yakılmış ve istiklal savaşı bu şehirde başlatılmıştır.” dedi
“Kurtuluş mücadelesi 19 Mayıs’ta Samsun’da başlamış, 23 Temmuz’da Erzurum’da ete kemiğe bürünmüştür.” Diyen Altıparmak, mesajında şu ifadelere yer verdi: Zira Mustafa Kemal’in Erzurum çalışmaları sırasında mücadelenin seyrini değiştirecek, gelişmeler yaşanmıştır. Atatürk’ün askerlik görevinden istifa etmesi, artık sade bir vatandaş olmasına karşın, bağımsızlık sevdalısı Yiğit Dadaşların onu bağırlarına basmaları ve ardından yürümeleri, daha da önemlisi 9. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın burada, Kolordusu ile emrinde olduğunu beyan etmesi bunlara birer örnektir.
Tarihi kökleri çok derinlerde olan büyük milletimizin, o gün verdiği mücadeleleri, yoklukları, yoksullukları ve bunun altındaki nedenleri çok iyi analiz etmeli ve sebeplerini hiçbir zaman unutmamalıyız. Geçmişteki kahramanlıklarımız elbette övünç kaynağımızıdır, ancak tarihimiz, büyük dersler çıkarmamız açısından da ayrı bir öneme sahiptir. O karanlık günleri tekrar yaşamamak için, en büyük yatırımı eğitime, bilime, sanata kısaca insana yapmalıyız. Çağımızda çok değerli olan bilgiyi ve teknolojiyi alan ülke değil satan ülke konumuna gelmeliyiz. Toplumların bilgi ile yükselebileceği gerçeğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Unutmamalıyız ki bu ülke, ecdadımızın bize yadigarı olmakla birlikte gelecek kuşaklarımızın da bir emanetidir.
Tarihin dönemeçlerinde önemli konuma sahip olan Erzurum’umuz bugün de globalleşen dünyada hak ettiği yerde olabilmek için mücadelesine devam etmektedir. Cumhuriyetin kurulmasından bu tarafa ülkemiz ve Erzurum önemli atılımlar gerçekleştirmiş, çağdaş, dünyaya ayak uydurabilen, teknolojik gelişmeleri yakından takip edebilen bir kent hüviyeti kazanmıştır. Artık ülkelerin değil kentlerin rekabet ettiği günümüzde Erzurum bu rekabetin gerisinde kalamaz. Bilginin en etkili ve yararlı bir silah olduğu dünyamızda ecdadımızdan aldığımız bayrağı sevgi ve barış iklimi altında zirveye ulaştırmak için yılmadan çalışacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm Erzurumluların bu mutlu ve tarihi gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.