Polisevinin balkonuna çıkan Aydemir, saat 22:00 civarında eline aldığı megafonla halkı, devlete sahip çıkmaya ve FETÖ'nün hain planlarına karşı durmaya çağırdı.
İlk Çağrı ve Halkın Toplanması
Kalkışmanın duyulmaya başladığı ilk anlarda ne olduğunu kimse tam olarak anlayamamıştı. Ancak İbrahim Aydemir'in megafonla yaptığı çağrı, kısa sürede etkisini gösterdi. Aydemir, "Erzurum’un yiğit insanları! Bu gece, milletimizin demokrasiye olan inancını ve vatan sevgisini gösterme gecesidir. FETÖ'nün hain kalkışmasına karşı hep birlikte dur demeliyiz. Şimdi, evlerinizden çıkın ve demokrasimize sahip çıkın!" sözleriyle vatandaşları sokaklara davet etti.
İlk başta birkaç kişi toplanmaya başlamışken, zamanla haberlerin de yayılmasıyla birlikte polisevinin önü kalabalıklaştı. İnsanlar, polis evinin önünde birikmeye başladılar ve kısa sürede onbinlerce kişi toplandı. İbrahim Aydemir, megafondan sonra eline bir mikrofon aldı ve ses sisteminin kurulmasını sağladı. Bu sefer, daha güçlü bir sesle halkı dik durmaya, ayakta kalmaya ve darbe girişimine karşı tepki vermeye çağırdı.
Erzurum'un Kahramanları
Gecenin ilerleyen saatlerinde, binlerce, on binlerce, yüz binlerce Erzurumlu, Cumhuriyet Caddesi'nde toplandı. Aydemir'in sesi, uzun süreli konuşmalar nedeniyle kısılmıştı. Ancak bu noktada diğer isimlerde devreye girdi. O dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ilahiyatçılardan Velihoca ve rahmetli Fakirullah Hoca da halka seslenerek, dik durmaları ve devlete sahip çıkmaları için çağrıda bulundular.
Cumhurbaşkanının Çağrısı ve Erzurum’un Direnişi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaların ardından halk, daha büyük bir şevkle Erzurum'un farklı ilçelerinden merkeze akın etti. Erzurum’da, o gece durmaksızın büyük bir infial oluştu ve halk, devlete olan bağlılığını ve demokrasiye olan inancını gösterdi.
İbrahim Aydemir’in bu cesur ve öncü çağrısı, belki de Türkiye'de halkı sokağa çağıran ilk isim olarak tarihe geçti. O gece, Erzurum’un kahramanı olarak anılan Aydemir, milletin gönlünde ayrı bir yer edindi. Bu tarihi an, Erzurum’un ve Türkiye'nin direniş simgesi olarak hafızalara kazındı.