Erzurum Kalesi’nde başlatılan kazı çalışmalarında hamam kalıntısı, banyo yapısı, çok sayıda tandır ve bununla ilişkili mutfak yapıları ortaya çıkarıldı.
Erzurum Müze Müdürü Hüsnü Genç’in kazı başkanlığını yürüttüğü, 2019 yılı sezonu Erzurum Kalesi Arkeolojik kazı çalışmaları yeniden başladı. Kaledeki kazı çalışmalarına 35 işçi, 8 arkeolog ve sanat tarihçisi görev alıyor.
Erzurum Kalesi kazı çalışmalarına ilk defa 1974 yılında başlanıldığını bu tarihten sonra ara ara küçük sondajlar şeklinde devam ettiğini dile getiren Sanat Tarihçisi Nihat Sefa Komesli, İhlas Haber Ajansı'na (İHA) yaptığı açıklamada, "İlk fiili ve sistemli kazı çalışmaları Kültür varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün maddi destekleriyle 2005 yılında başlanılmıştır. Bu yıl ki kazı çalışmaları ise yaklaşık 9 ay olarak planlanmıştır. Kazı çalışması Erzurum ve çevresinde bir sezonda yapılan en uzun kazı çalışması olması da dikkat çekmektedir” dedi.
Erzurum Bölgesi bulunduğu konum itibariyle tarih boyunca birçok medeniyetin uğrak noktası olduğunu dile getiren Nihat Sefa Komesli, “Bu medeniyetlerden günümüze kadar ulaşabilen çok sayıda kalıntı bulunmaktadır. Bu kalıntıların belki de en öne çıkanı mimari yapılardır. Erzurum Bölgesi tarihi bir geçiş güzergâhı olduğu için yapıların büyük bir kısmını da savunma amaçlı inşa edilen kaleler oluşturmaktadır. Ancak bu yapıların özellikle inşası uzun ve zahmetli bir çabanın sonucudur. Bu nedenle kullanılan malzeme ile örgü yöntemleri dönemsel ve bölgesel farklılıklar göstermektedir. Erzurum kalesindeki kazı çalışmalarında dikkat çeken mimari yapılar ise Osmanlı döneminden kalma mimari yapılar grubudur. Erzurum Kalesi içerinde bulunan ve arkeolojik kazılarla Gün yüzüne çıkarılan yoğun bir mimari kalıntı görülmektedir. Bu mimari yapı kalıntıları bir yerleşim planı dahilinde yapılmıştır. Bu mimari yapı bloğu içerisinde dikkat çeken ise iki adet taş zemin döşemeli kabul solonudur. Yine kazı çalışmalarında hamam kalıntısı, banyo yapısı, çok sayıda tandır ve bununla ilişkili mutfak yapıları görülmektedir. Bu yapılar sistemli ve anlamlı bir bütünlük içinde birbirine açılmaktadır. Bu kazı alanında yine iyi gelişmiş ve zamanın üst teknolojisi olarak değerlendirilebilecek künklerle döşenmiş atık ve temiz su şebekesi dikkat çekmektedir” diye konuştu.
Kazılar süresinde alandan çok sayıda top ve gülle mermileri ele geçtiğini bunların bir kısmının kalenin giriş bölümünde halkın ziyaretine açıldığını ifade eden Nihat Sefa Komesli, “Yine kaleden Osmanlı döneminde kullanıldığı düşünülen binlerce pipo parçası ele geçirilmiş olup bunların son dönemdeki Osmanlı askerleri tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. Bunlar dışında zamanında halkın ihtiyaçlarını gidermek için kullanmış oldukları ve pişmiş kilden yapılan çeşitli seramik parçaları bulunmuş olup bunlar yeşil sırlı tabaklar, kandiller, testiler ve güveçlerden oluşmaktadır. Yine alandan yer yer Saltuklu dönemi ve Bizans dönemine ait sikkelerde ele geçmektedir. Ele geçen bu malzemeler kazının bitimine müteakip konservasyon işlemi yapıldıktan sonra Erzurum arkeoloji müzesinde sergilenecektir. Erzurum kalesinin restorasyonu bitikten sonra bu eserler kaleye taşınarak kalede sergilenmesi planlanmaktadır” diye konuştu.
2019 yılı kazı sezonunda Erzurum kalesi kazısının bitirilmesinin planlandığını anlatan Nihat Sefa Komesli, “Kazı sonrası yoğun bir restorasyon faaliyetine başlanılacaktır. Ülkemizde de ilk defa yapılması planlanan 'yaşayan kale projesi' düşünülmekte olup açığa çıkarılacak olan bu mimari yapılara ilk gün kullanımında olduğu gibi işlev verilerek saray yapısının yeniden canlandırılması planlanmakta olup, bu yapının içerisi karşılama salonları, müze, sergi salonları şeklinde dizayn edilmesi planlanmaktadır. Bilindiği üzere Erzurum Kültür yolu projesinin içerisinde kalan Erzurum kalesi yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak mekanı olmuş durumdadır” diye konuştu.