Aişe validemiz, "Şayet Kadir Gecesi'ne tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" diye Allah Resulü'ne sormuş, Fahr-i Kâinat Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de ona, "Ellâhümme inneke afüvvün, tuhibbu'l-afve fa'fü annî" (Allah'ım! Şüphesiz Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet.) (Tirmizi, Da'avât 89) duasını öğretmiştir.
Allah'a sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, Yüce Rabb'imizin rahmetiyle coşup, hususî mahiyetteki lütuf ve ihsanlarıyla gönüllerimize inşirah saldığı mübarek ve bereketli zaman dilimlerinde yaşıyoruz. Recep ve Şaban ayları ile bir hazırlık dönemi yaşayan ruhlarımız, Ramazan ayı ile birlikte nurlu ufuklara doğru pervaz ediyor...
Arayan bulur
Onbir ayın sultanı olan Ramazan ayı, Kur'an-ı Kerim'in inmeye başladığı "Kadir Gecesi"yle apayrı bir derinlik ve kıymet kazanır. Bu geceye şeref ve kıymetinin yüceliğinden dolayı Kadir Gecesi denilmiştir. Çünkü Kadir Gecesi, Cenab-ı Hakk'ın Kur'an–ı Kerim'i bir bütün olarak Levh–i Mahfuz'dan dünya semasına indirdiği veya Alâk Sûresi'nin ilk beş ayetinin Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e nazil olmaya başladığı gecedir.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de bu hakikat, Kadir Suresi'nin şu ayetleriyle bildirilmektedir: "Biz Kur'ân'ı indirdik Kadir Gecesi. Bilir misin nedir Kadir Gecesi? Bin aydan daha hayırlıdır Kadir Gecesi! O gece Rab'lerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner... Artık o gece bir esenliktir gider... Tâ tan ağarana kadar..." (Kadir, 97/1-5)
Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte Müslümanlar tarafından genellikle Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilmiştir. Peygamber Efendimiz (sas), hadis-i şeriflerinde Kadir Gecesi'nin Ramazan ayının son on günü içindeki tek rakamlı gecelerde aranmasını tavsiye buyurmuştur. (Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216)
Cuma gününde gizlenen "icabet saati", beş vakit içerisinde gizlenen "salât–ı vustâ", esmâ–i ilâhiye arasında gizlenen "ism–i âzam", bütün ibadetler içerisinde gizlenen "rıza–i İlahi", zaman içerisine gizlenen "kıyametin kopma vakti" ve bütün bir hayat içerisine gizlenen "ölüm vakti" gibi, Kadir Gecesi'nin Ramazan ayının içerisinde gizlenmesiyle, mü'minlerin gafletten uzaklaşıp hüşyar bir gönülle bu ayın tamamını dolu dolu geçirmeleri sağlanmak istenmiştir.
Efendimiz (sas)'den müjde
Kadir Gecesi, ümmet-i Muhammed'den başka hiçbir ümmete verilmeyen büyük bir nimettir. Hadis-i şeriflerde bildirildiğine göre, Efendimiz (sas)'e ümmetinin ömrü gösterilir. Rahmet Peygamberi (sas), önceki ümmetlerin ömrüne nisbetle kısa olduğu için, amelde onların uzun ömürde işlediklerine yetişemezler diye bu ömrü kısa bulur. Bunun üzerine yüce Rabbimiz kendisine bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ni verir. Nebiler Serveri (sas), Kadir Gecesi'nin faziletiyle ilgili ümmetine şu müjdeyi vermiştir: "Kadir Gecesi'ni, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, Teravih 1; Tirmizi, Savm 83) Hadis-i şerifin verdiği müjdeye erişmek isteyenlerin, bütün bir Ramazan ayını hatta bütün bir seneyi çok iyi değerlendirmeleri gerekmektedir. Zira bu gece, bütün sene boyunca yapılan ibadetlerin, hayr u hasenâtın mükâfatlarının toptan alındığı bir mükâfat gecesidir.
Bu gecede Cenab–ı Hak, huzuruna gelen insanların hepsine, liyakatlerinin üstünde bol bol lütuf ve ihsanda bulunur. Kur'an-ı Kerim'in ilk defa bu gecede nazil olması, gecenin ehemmiyetini daha da artırır. Çünkü mazide olduğu gibi günümüzde ve gelecekte de insanlığın problemlerinin yegâne çözüm kaynağı Kur'an'dır. Nüzûlünden bu yana bin dört yüz küsur sene geçmiş olmasına rağmen Kur'an, hâlâ tazeliğini devam ettirmekte ve gündemdeki yerini korumaktadır.
Kur'an, ihtiva ettiği nurlu prensiplerle insanlığa saadet getirebilecek tek ve yegâne kaynaktır. Dolayısıyla insanlığın içinde bulunduğu buhranlar anaforundan kurtuluşu için Kur'an'ın, asrın idrakine göre yeniden yorumlanması ve ebed müjdeli mesajlarının hayatımıza hayat kılınması gerekmektedir.
bir ömre bedel GECE
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi, mü'minler için seksen üç sene gibi uzun bir ömre bedel olan kadr u kıymeti çok yüce bir gecedir. Bediüzzaman Hazretleri, Mektûbât isimli eserinde Ramazan ayının ve Kadir Gecesi'nin faziletini şöyle belirtmiştir: "Ramazan-ı Şerif'te amellerin sevapları bire bindir. Kur'ân-ı Hakîm'in nass-ı hadîs ile her bir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerif'te her bir harfin, on değil bin ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin her bir harfi binler ve Ramazan-ı Şerif'in cum'alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir'de otuz bin hasene sayılır. Evet, her bir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur'ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif'te mü'minlere kazandırır."
Kadir Gecesi'ni nasıl değerlendirelim?
1. Böylesine bereketli bir geceyi değerlendirmeye gündüzünden başlamalı, Kur'an okuyarak, tövbe istiğfarda bulunarak, kaza ve nafile namaz kılarak, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bol bol salât u selâm getirerek çok iyi değerlendirmeliyiz.
2. Sağlığı ve mesaisi müsait olanlarımız geceyi uyanık geçirmeli, vaaz ve sohbetlere katılmalıyız. Ayrıca bütün insanlığın hidayeti, ferdî, ailevî ve içtimaî planda mutluluğa kavuşması için Ezel ve Ebed Sultanı'na dua dua yalvarmalıyız.
3. Bu gece yapılan ibadetlere kat kat sevap verileceğine inanarak sadakalar vermeli, fakirleri ve yetimleri sevindirlmeliyiz; küs ve dargın olduklarımız varsa mutlaka barışmalıyız.
4. Şahsi ve hizmet hayatımızı muhasebe etmeli, geleceğe dair önemli kararlar almalı, daha önceki hedeflerimizi gözden geçirmeliyiz.
5. Ramazan'daki güzellikleri Ramazan'dan sonra da devam ettirmeli ve bütün bir yılı Ramazan bereketi içinde yaşamaya çalışmalıyız...
Bu gece tövbe ve dua gecesi
Kadir Gecesi, bir tövbe ve dua gecesidir. Nitekim Hz. Aişe validemiz, "Şayet Kadir Gecesi'ne tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" diye Efendimiz (sas)'e sormuş, Fahr-i Kâinat Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de ona, "Ellâhümme inneke afüvvün, tuhibbu'l-afve fa'fü annî" (Allah'ım! Şüphesiz Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet.) (Tirmizi, Da'avât 89) duasını öğretmiştir. Onun için bu gece, Kur'an'la bütünleşilmesi, tövbe ve istiğfarla günahlardan temizlenilmesi gereken bir gecedir. Bu mübarek gecede Rabb'imizin ihsan ettiği nimetlere şükredilmeli, insanlığın içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması için çokça dua edilmelidir.