Bu anlamlı proje Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca tüm illerde de uygulanabilecek sosyal bir proje olarak ön plana çıkıyor.
YAZICI’NIN HAYAT HİKAYESİ PROJEYLE ÖRTÜŞÜYOR
Bu güzel projenin mimarı olan Vali Abdulkadir Yazıcı’nın hayat hikayesi de projeyle örtüşüyor.
Vali Yazıcı, henüz ilkokul 5’inci sınıfa giderken babasını kaybetmiş. Erzurum’un sert iklimine, yaşamın tüm zorlukları da eklenince babasızlığı yüreğinde hissetmiş. Zorluklara aldırış etmeden çalışan Yazıcı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini tamamlayarak Kaymakam olarak ülkeye hizmet etmeye başlamış.
Vali Yazıcı’nın Türkiye’nin farklı illerinde Vali Yardımcılığı ve kaymakamlık görevlerinde çok sayıda projeye imza atmış.
VALİ KONAĞI'NDA ÇOCUKLARLA MEVLİD KANDİLİ
İstanbul Bayrampaşa İlçesi kaymakamıyken hazırladığı bu projeyle yüzlerce yetim çocuğu baba şefkatiyle tanıştıran Vali Yazıcı, projenin ikinci ayağını Yozgat’a taşıyarak 2 bin yetim ve annesinin sorunlarını dinliyor.
Öyle ki Mevlid Kandili gibi manevi günlerde ve diğer zamanlarda da Vali Konağı’nı bu çocuklara açarak programlar düzenliyor.
ONLARA MODEL OLUYOR
Çocukları kimsesizlik atmosferinden uzaklaştıran Vali Yazıcı, onlara çalıştıkları zaman başaramayacakları hiçbir şeyin olmayacağını anlatıyor ve yaşayan bir örnek olarak da karşılarında duruyor.
Çocukların maddiyattan çok manevi desteğe ihtiyaç duyduğunu ifade eden Yazıcı, bu sebeple geliştirdikleri proje ile tüm devlet kurumlarında yetim ve dul kadına pozitif ayrımcılık yapılması için çalıştıklarını söyledi.
Bu proje ile babası vefat etmiş, 18 yaşının altında bulunan çocuklar ve annelerin ihtiyaçlarını belirlediklerini vurgulayan Yazıcı, “Bu ihtiyaçlar doğrultusunda çalışmalar planlanması ve uygulanması amacıyla; ilgili tüm kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği halinde hareket edilerek, çocuklarımıza ve annelerimize psiko-sosyal destek vermeyi amaçlıyoruz”diye konuştu.
PEYGAMBERİMİZ DE YETİMDİ
Peygamberimizin de yetim olduğunu anımsatan Vali Yazıcı, "Efendimizin, yetim çocuklara ayrı bir şefkati vardı. Onlara çok güzel davranır her türlü sorunlarıyla ilgilenirdi. Evinin kapıları yetim çocuklar için sonuna kadar açıktı. Kendisi de yetim olarak büyüdüğü için, yetimliğin ne kadar acı ve zor olduğunu biliyordu. Yetimlere olan merhametinden dolayı, devamlı olarak onları korur, haksızlığa uğradıkları zaman haklarını arardı. Biz de Hami-Yet Projemiz ile çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmek istiyoruz. Bizim de en büyük sevinç kaynağımız bu olacak” dedi.
ANNELERE MESLEK EDİNDİRİLİYOR
Yazıcı, Hami-Yet annelerine yönelik açılan “Aşçı Yardımcılığı ve İpek Bez Dokumacılığı kursu ile de annelerin kendi ayakları üzerinde durmaları için meslek edindirdiklerini kaydetti.
Yazıcı, “3 ay sürecek bu kursumuza 15 Hami-Yet annemiz devam ediyor. Haftada 30 saat ders gören annelerimiz kurs bitiminde Aşçı Yardımcılığı Belgesi alacak. Bu belgeyi aldıktan sonra dilerlerse aşçılık kursuna da devam ederek kendilerini bu alanda geliştirecekler. İŞKUR’un meslek edindirme kursları kapsamında yürütülen bu çalışmada annelerimiz kurs süresince cüz-i de olsa bir gelir elde ederken aynı zamanda iyi bir meslek sahibi de olabilecek” dedi.
Hami-Yet annelerine yönelik İpek Dokumacılığı Kursu da düzenlediklerini vurgulayan Yazıcı, Yozgat'ın unutulmaya yüz tutmuş el dokuma sanatlarının, kültürel motiflerinin Hami-yet anneleri ile yeniden canlandırıldığını söyledi.
Kilim, halı, bez dokumacılığının Yozgat’ın yöresel sanatları arasında yer aldığını vurgulayan Yazıcı, kentin dokuma türleri arasındaki İpek bez dokumacılığının Hami-yet anneleriyle hayat bulduğunu vurguladı. Habervaktim