Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik Bölge Türkiye
Savunma Sanayisinde tarihi süreç
Savunma Sanayisinde tarihi süreç
Aliyev’den teşekkür
Aliyev’den teşekkür
Bakanlık bin 331 personel alacak
Bakanlık bin 331 personel alacak
Tekin’den öğrenci ve öğretmenlere sürpriz ziyaret
Tekin’den öğrenci ve öğretmenlere sürpriz ziyaret
14 Üniversiteye Rektör ataması
14 Üniversiteye Rektör ataması
HABERLER>ARAŞTIRMA
18 Haziran 2012 Pazartesi - 06:52

Kara tohumculuğun önemine vurgu yaptı

Sultan Sekisi toplantılarının bu yılki konusu “Bölgesel kalkınmada Tohumculuk” olarak belirlendi.

Kara tohumculuğun önemine vurgu yaptı

Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) tarafından geleneksel olarak düzenlenen Sultan Sekisi toplantılarının 19’ncusu bugün Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde yapıldı. Her yıl farklı konuları tema alan Sultan Sekisi toplantılarının bu yılki konusu “Bölgesel kalkınmada Tohumculuk” olarak belirlendi.
Panel öncesi konuşan ERVAK Başkanı Erdal Güzel, bölgenin en etkin sivil toplum kuruluşu olarak geleneksel hale getirdikleri Sultan Sekisi toplantıları ile Erzurum ve bölge için önemli olan bir konuyu masaya yatırarak ülke gündemine taşıdıklarını söyledi.
ERVAK olarak gündeme taşıdıkları DAP, kış Turizmi, Ovit, Hızlı Tren, Tabyalar gibi önemli konularda ciddi çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Güzel, bugünde tohumculuk konusunda bölge için önemli bir çalışmayı gündeme taşımak amacında olduklarını kaydetti. Bölge için tarım ve hayvancılığın önemine işaret eden Güzel, Erzurum ve bölgenin kalkınmasının an sektörlerinden birisinin tarım ve hayvancılık sektörü olacağını vurguladı.
Programda daha sonra “Bölgesel kalkınmada Tohumculuk” konulu panel düzenlendi. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu’nun yönettiği panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Kemalettin Kara, Prof. Dr. Binali Çomaklı, Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Seyit Ahmet Bağcı ve Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Şerafettin Çakal katıldı.
TOHUM, BİTKİSEL ÜRETİMİ DOĞRUDAN ETKİLEYEN ÖNEMLİ BİR GİRDİDİR
Prof. Dr. Kara, Tohumun, bitkisel üretimi doğrudan etkileyen önemli bir girdi olduğunu belirterek, “Diğer tarımsal girdilerin hepsine bir alternatif üretilebilirken tohumun alternatifi yoktur. Tüm şartları optimum seviyede tutsak elimizdeki tohumluğun genetik değeri kadar ürün alınabilir.
Bitkisel üretimde tohum ve tohumluk kavramlarını birbirinden ayırmak gerekir. Tohum, çiçeğin döllenmesi ile elde edilen üreme organıdır. Tohumluk ise bitkinin üretilmesinde kullanılan her türlü bitki kısmıdır. Tohum eşeysel bir organdır. Tohumluk ise hem eşeysel hem de kütlesel bir organ olabilir. Örneğin, değirmene giden buğday tanesi tohumdur, tarlaya ekilen buğday tanesi ise tohumluktur, tencereye giden patates yumrudur, tarlaya dikilen patates yumrusu tohumluktur” dedi.
ERZURUM’UNTOHUMLUK ÜRETİM POTANSİYELİ
Prof. Dr. Kara daha sonra şunları kaydetti;“Başarılı bir tohumluk üretimi programında hangi yörelerde tohumluk üretimi yapılacağına önceden karar verilmesi gereklidir. Ülkemizde tohumluk üretimi yapılacak yörelerin başına Erzurum ve Kars platosu gelmektedir.
Erzurum’da yetiştirilen kültür bitkileri içerisinde tohumluk üretimi yapılacak bitkilerin başında patates gelmektedir.Patates temel besin maddelerinden biridir. İnsan besini olarak bütün Avrupa ve Amerika'da, bizde ekmek ne ise oralarda da patates aynıdır. Patatesin beslenme değeri yüksek olup, yumurtadan sonra ikinci sırada bulunmaktadır.Gerek ülkemizde gerekse Erzurum ilinde, 1991ve 2000 yılları arasında patatesin dikim alanı yönünden dalgalanmalar görülmektedir. Ülkemiz de 2005 yılından sonra azalmaya başlayan dikim alanı 2010 yılında 138 866 hektar olurken, üretim 4 513 000 ton ve dekara verimi ise 3 251 kg olmuştur. Yine aynı yıl Doğu Anadolu Bölgesinde patatesin dikim alanı 76 627 dekar, üretim 184 378 ton ve dekara verim ise 2406.2 kg’dır. Erzurum’da ise patates dikim alanı 1991 yılından itibaren 1995 yılında kadar artış göstermiş, bu tarihten sonra ise tekrar azalmıştır. Erzurum’da 2010 yılında patatesin dikim alanı 29 459 dekar, üretim 65 525 ton ve dekara verim ise 2 224 kg olmuştur Erzurum’daki patatesin dikim alanı Türkiye’deki dikim alanın yüzde2.1’ini, Doğu Anadolu Bölgesindeki dikim alanın yüzde38.5’ini, üretim ise Türkiye’deki üretimin yüzde1.5’ini, Doğu Anadolu Bölgesindeki üretimin yüzde 35.5’ini oluşturmaktadır.
Türkiye de 2010 yılında patates dikim alanı yaklaşık 138 866 hektar’dır. Dekara dikilmesi gereken tohumluk miktarı ise 250-300 kg arasında olup, kullanılan tohumluğun 2-3 yılda bir yenilenmesi gerekmektedir. Bu nedenle ülkemizde ihtiyaç duyulan tohumluk miktarı yaklaşık 175 000 ton civarındadır. 2010 yılı sertifikalı tohumluk patates üretimi ve dağıtım miktarı ise 70 654 ton olurken, bu üretim miktarı ülkemizin tohumluk ihtiyacının ancak yüzde35-40’lık kısmını karşılamaktadır.
Doğu Anadolu Bölgemizde 2010 yılı verilerine göre patates dikim alanı 8 633 hektar ve ihtiyaç duyulan tohumluk miktarı yaklaşık 11 000 ton civarındadır. Bölgenin ihtiyacı olan yaklaşık 11 000 tonluk sertifikalı tohumluk patates miktarının ancak 1000 tonu TAREKS ve diğer firmalardan temin edilmiştir. Erzurum ilinin ise tohumluk patates ihtiyacı yaklaşık 7 365 ton iken, bu miktarın ancak TAREKS tarafından 234 tonu karşılanmıştır. Bu nedenle, Ülkemizin tohumluk ihtiyacının karşılanması için önemli tohumluk üretim merkezi durumunda olan Erzurum’un tohumluk patates üretimi yönünden potansiyeli ele alınmıştır.
ARAZİ VARLIĞI
Erzurum ilinin yüzölçümü 2 506 601 hektar’dır. Arazi konumu itibariyle yüzde 64’ü dağlar, yüzde30’si platolar, yüzde12’si yaylar ve yüzde 4’ünü ovalar oluşturmaktadır. Arazi kullanma kabiliyeti sınıfları dağılımına göre, topraklarının yüzde18.75’i tarımsal faaliyetlere, yüzde13.71’i de kontrollü (kısıtlı) tarımsal faaliyetlere uygundur. Geri kalan yüzde67.54’lük kısmı ise işlemeli tarıma uygun olmayan çayır mer’a ve boş arazilerden meydana gelmiştir.
Erzurum ilinde toplam tarım alanı 345 826 hektar olup, 231 536 hektarı ekilen tarla alanı, 111 890 hektarı nadas alanı, 792 hektarı sebze bahçelerinin ekim alanı ve 1 609 hektarı meyve bahçeleri alanlarıdır. Erzurum’da tarıma elverişli arazinin sadece 210 000 hektarı ekiliyor, geriye kalan yüzde 9.3’u kullanılmıyor. Tarıma elverişli arazinin 79 069 hektarında sulu tarım yapılmaktadır. Sulamanın yapılması nedeniyle de patates tohumluğu yetiştiriciliği için yeterli alan mevcuttur.
SU VARLIĞI
Erzurum ilinin toplam su potansiyeli 6 145 milyar m3 olup, bunun 0.215 milyar m3’ünü yer altı suyu oluşturmaktadır. Sulu tarım yapılabilir arazinin ancak yüzde32.6’sı sulanabilmektedir. Erzurum’da sulanan arazinin 42 770 dekara göletler, 289 030 dekarı sulama amaçlı barajlar ve 157 620 dekarı yer altı sulama kuyuları vasıtası ile sulanmaktadır. Erzurum’da mevcut su kaynakları genellikle tarımsal amaçlar için kullanılabilir nitelikte oldukları belirlenmiştir. Erzurum’un toprak ve su varlığı bir bütün olarak düşünüldüğünde önemli bir potansiyele sahip olduğu anlaşılmaktadır.
EKOLOJİK FAKTÖRLER
Işık yoğunluğu: Denizden ilk 1000 m yükselişte ışığın kesafeti yüzde1 artmaktadır. Erzurum’un rakımının yüksek olması nedeniylede ışığın kesafeti fazladır. Yükseklere çıkıldıkça ışık yoğunlu arttığından, yumru veriminde bir artış olmaktadır.
Sıcaklık: İl genellinde şiddetli bir karasal iklim hâkimdir. Kışlar soğuk, sert ve karlı, ilkbaharları yağışlı, yazları ise sıcak ve kurak geçmektedir. Kış dönemi 6 aydan daha uzun bir süreyi kapsamakta, sıcaklık Ekim ayında düşmekte, Nisan ayında artmaya başlamaktadır. İl topraklarının kuzey kesimlerinde, yüksekliği yaklaşık 1000 ila 1500 metrelere inen vadi içleriyle çukur sahalarda iklim, büyük ölçüde sertliğini yitirir. Erzurum’da ilk donlar ekim ayının son haftasında, son donlar ise Nisan ayının ilk haftasında görülmektedir
Patatesin genç sürgünlerinin gelişmesi için ideal sıcaklık derecesi 23.9 0C olurken, yumru büyümesi için en uygun sıcaklık derecesi 15.5-18.3 0C arasındadır. 20 0C,’nin üzerine çıkan toprak sıcaklıkları yumru gelişmesini engeller, 28.8 0C sıcaklıkta ise yumru büyümesi durdurulmuş olur. Çizelge 2’de görüleceği gibi Erzurum’un 20 yıllık iklim verilerine göre; en soğuk ay ortalaması, -10.7 0C, en sıcak ay ortalaması 19.3 0C olmuştur. Erzurum’da patatesin yetişme mevsimi içerisinde (Mayıs-Ekim ayları) aylık sıcaklık ortalamalar incelendiğinde; patates yetiştirilmesi için en ideal sıcaklığın kuru madde birikimi için 18 0C olması arzu edilmekte, ayrıca temmuz ayı sıcaklık ortalaması 21 0 C dolayında veya biraz daha düşük sıcaklıklar ideal sıcaklık sayılmaktadır. 29-30 0C’yi geçen sıcaklıklar verimi azaltıcı rol oynar. Dolayısı ile tohumluk patates yetiştiriciliği yönünden ideal sıcaklık bulunmaktadır.
Yağış: Genel olarak bitkilerin tohum üretimi, orta yağışlı ve nemli bölgeler de, fazla yağışlı ve nemli bölgelere göre daha iyi yapılır. Birçok bitki, çiçeklenme ve tozlanma dönemlerinde güneşli ve kuru bir ortama gerek duyarlar. Tozlama, sisli ve bulutlu, yani nemli ve güneşsiz ortamda zor gerçekleşir. Tozlama sırasında aşırı sıcaklık ve nem çiçek tozlarının işlevini azaltır veya onları öldürür. Yağışı yetersiz olan bölgelerde de tohum tutma çok azalmaktadır.
Yıllık yağış tutarı 401.5 mm kadardır. Erzurum’da patatesin yetişme mevsimi içerisinde (Mayıs-Ekim ayları) toplam yağış miktarı incelendiğin; yetişme periyodu içerisinde 215.4 mm’lik yağış düşmektedir. Oysa patatesin sulamadan yetiştirilmesi için yılda 700-1000 mm yağışa ihtiyaç vardır. Patatesin yetişme mevsimi içerisindeki su tüketimi iklim şartları ve çeşit özelliğine göre 400-800 mm arasındadır. Erzurum’da tohumluk patates yetiştiriciliği açısında yağış yetersizliği söz konusudur. Sulama yapılmak suretiyle bu noksanlık giderilebilir.
TOPRAK YAPISI
İl sınırları içerisinde Aşkale, Erzurum, Pasinler ve Hınıs ovaları bulunmaktadır. Erzurum’da iki tip toprak hâkimdir. Bunlar kestane rengi toprak (doğu, batı ve güney kesimleri) ve bazaltik topraklardır. Allüviyal topraklar Erzurum ilinde Aras ve Karasu nehirleri, az miktarda Çoruh ve kollarının yatakları boyunca lokal alanlarda bulunmaktadır. Yine Erzurum Merkez, Ilıca ve Pasinler ilçesinde bulunan geniş ve düz ovaları allüviyal topraklar oluşturmaktadır. Toprakları genellikle derindir. 0-50 cm arasındaki tesirli toprak derinliği 1 749 048 hektardır. Renk genellikle kahverengi ve koyu kahverengidir. Ovaların dağlara yakın kısımlarında etek pozisyon da tanımlanan alanlarda topraklar kaba bünyelidir. Ova tabanına yaklaştıkça toprak tekstürü incelir ve organik madde içeriği nispi olarak artar. Erzurum topraklarının PH’sı 6.5-7.5 arasında nötr topraklardır. Genel olarak pH'sı 4,5 altında ve 8,5'un üzerindeki topraklarda kültür bitkilerinin üretimi yapılmaz, optimum gelişme için pH: 6-7 olmalıdır. Dolayısı ile patates yetiştiriciliğinde toprak pH’sı yönünden herhangi bir problem yoktur. Tohumluk patates yetiştiriciliği yönünden “gevşek yapılı, iyi havalandırılmış ve en az 31 cm derinliğine kadar drenajı iyi olan alluviyal topraklar” ın uygun olması nedeniyle Erzurum ilinde yaklaşık 100 000 hektarlık alan da sulanmak şartı ile tohumluk patates tarımı yapılabilir.
Yükselti; hava sıcaklığını, rüzgâr hızını, ışık yoğunluğu ve kalitesini etkiler. Arazinin yükseklik kazanması ile ortalama sıcaklık düşer. Hava sıcaklığı her 100 metrede 0.6°C azalmaktadır. Bu nedenle yüksek yerlerde hava sıcaklığı düşük, buna karşın ışık yoğunluğu yüksektir.
Erzurum ilinin deniz seviyesinden yükseltisi 1500-1850 m arasında olup, dağlar ve platolar arasında ovalar ve vadiler bulunmaktadır. Rakımın yüksek olması sıcaklığın düşmesine, kış mevsiminin sert ve uzun süre ekside seyretmesine neden olacağı gibi, zararlı vektörlerin ve hastalık patojenlerinin varlıklarını sürdüremediği biyolojik bir kontrol mekanizmasının oluşmasını sağlamaktadır. Tohumluk patates üretimi için 1000 m üzerindeki rakımlar önerilmektedir. Dolayısı ile rakım yönünden Erzurum tohumluk patates üretimine en uygun yerlerden biridir.
HASTALIKLAR VE ZARARLILAR
Yabancı tozlana birçok bitki türü ve özellikle baklagiller etkin bir tozlanma için, çiçeklenme zamanında böceklerin bulunmasına gereksinme gösterirler. Bu bitkilerden tohum üretimi, büyük ölçüde böceklerin aktivesine bağlıdır. Bazı yabancı döllenebilen bitkilerde de böceklerin çiçekleri ziyaret etmesi tohum tutma oranını artırmaktadır. Ayrıca bazı hastalıkların taşınmasında etkili olmaktadır.
Düşük ve yüksek sıcaklıklar böceklerde çok etkilidir. Düşük sıcaklıklarda böcekler gelişmelerini daha uzun sürede tamamlarlar. Erzurum ilinin rakımının yüksek olması (1850 m), kış mevsiminin sert ve uzun süre ekside seyretmesini, zararlı vektörlerin ve hastalık patojenlerinin varlıklarını sürdüremediği biyolojik bir kontrol mekanizmasını oluşturmaktadır.
Erzurum’da Tohumluk Patates Yetiştiriciliğinin Sorunları ve Çözüm Önerileri
Erzurum ve Kars platosu tohumluk üretimi için uygun olmasına rağmen tohumluk patates üretimi yapılmamaktadır. Tohumluk patates üretimi yapılamamasının nedenleri ve bazı çözüm önerileri aşağıda sıralanmıştır:
*Geçmişte Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünde tohumluk patates yetiştiriciliği ile ilgili yeterli uzman elemanlarının bulunmaması,
*Erzurum ve Kars platosunun tohumluk patates üretimi açısından öneminin “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı”ndaki ilgili birimlere iyi bir şekilde anlatılmaması,
*Ülkemizde tohumluk üretim sistemlerinin oluşturulmaması,
*Tohumlukla ilgili bir alt yapının olmaması,
*Bölgede özel sektöre ait bu konu ile ilgili bir birimin bulunmaması,
*Patates yetiştiricilerin tohumluk patates ticaretinin önemini bilmemesi ve bilse de pazarlayamama endişesinin olması,
*Patates yetiştiriciliği yapan çiftçilerimizin, patates yetiştiriciliği konusunda oldukça deneyime sahip olmasına rağmen tohumluk patates yetiştiriciliği konusunda yeteri kadar deneyimleri bulunmamaktadır. Dolayısıyla tohumluk patates yetiştiricilerine “Patates Üreticileri Birliği”nin önderliğinde, bu konudaki uzmanlar tarafından tohumluk patates yetiştiriciliği hakkında seminer ve kurslar verilmelidir.
*Geçmişte patates yetiştiricilerinin örgütlenmemesi, (2011 yılında Pasinler’de kurulan “Patates Üreticileri Birliği” çatısı altında toplanması gerekir. Bu birlik tarafından tohumluk patates yetiştiricilerin sorunları rahatlıkla çözülebilir).
*Yörede tohumluk yetiştiriciliği yapılacak yerlerin belirlenmesi,
*Tohumluk patates yetiştiriciliği yapacak olan patates yetiştiricilerin üretim girdilerini sağlamak amacıyla devlet teşviklerinden desteklenmeli,
*Hasat edilen ürünün pazarlanıncaya kadar modern bir depoda kalması gerekmektedir. Erzurum ilinde 1 adet ve Pasinler ilçesinde 2 adet modern depo bulunmaktadır. Bu depoların kapasitesi yetersiz kalmaktadır. Bu depolama sorununu çözmek için Pasinler ilçesinde 5 000 tonluk depo planlanmıştır.
*Ülkemizin ve bölgemizin patates tohumluk sorununu çözmek ve konu ile ilgili araştırmalar yapmak için Erzurum’da da “Patates Araştırma Enstitüsünün” kurulması gerekir.
*Patates tohumluk üretim programlarında; kısa, orta ve uzun vadeli tohumluk üretim programları uygulanmalıdır.
Erzurum ve Kars ilinin rakımının yüksek olması, kış mevsiminin sert ve uzun süre ekside seyretmesi, dolayısı ile zararlı vektörlerin ve hastalık patojenlerinin varlıklarını sürdüremediği biyolojik bir kontrol mekanizmasının oluşması, bununla beraber, patatesin yetişme mevsimi döneminde gündüzlerin sıcak ve güneşli, gecelerin ise serin geçmesi, toprak yapısının uygun olması, yeterli miktarda su kaynaklarının bulunması da Erzurum ve Kars platosu tohumluk patates üretimi için ideal koşulları sağlamaktadır. Ayrıca tohumluk patates tarımının yürütülmesi, karşılaşılabilecek sorunların çözülmesi için Erzurum ilinde “Patates Araştırma Enstitüsünün” kurulması gerekmektedir. Ayrıca tohumculukla uğraşan özel sektörün bölgeye gelmesini teşvik edilmesi gerekir.”
ÜLKEMİZDE YEM BİTKİLERİ TARIMININ DURUMU
Diğer panelist Prof. Dr. Binali Çomaklı ise Ülkemizde Yem Bitkileri Tarımının Durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“Ülkemizde resmi rakamlara göre 600.000 ha civarında olan yem bitkileri ekim alanının son yıllarda yem bitkileri teşvikleri ile beraber bir milyon ha’ın üzerine çıktığı tahmin edilmektedir. Bu durumuyla tarla tarımı içerindeki yem bitkileri ekim alanı yüzde2-5 oranındadır. Halbuki tarımda ilerlemiş ülkelerde bu oran yüzde25-60 oranında değişmektedir. Örneğin bu oran Avustralya’da yüzde53.6, ABD’de yüzde38.8, İngiltere’de yüzde38.4 ve Almanya’da yüzde30.2 dir.” Diyen Prof. Dr. Çomaklı, “Halihazırda ülkemizde yaygın olarak yetiştirilen yem bitkileri yonca, korunga, fiğ ve burçaktır. Bu bitkilerin ekim alanı yaklaşık 1 milyon hektar civarındadır” dedi.
YEM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNİN TARIMSAL YÖNDEN ÖNEMİ:
Prof. Dr. Çomaklı daha sonra şunları söyledi;
“Yem bitkileri tarımı bir çok açıdan tarımın temel problemlerine çözüm sağladığı için son derece önem arz etmektedir. İşkembeli hayvanların beslenmesinde kaliteli kaba yemlere mutlaka ihtiyaç vardır nitekim bu hayvanların yem ihtiyacının yüzde70 ile 90’ını kaba yemler oluşturmaktadır. Bir yerli sığırın (250 kg canlı ağırlığa sahip) günde 5-6 kg kaliteli kaba yeme ihtiyacı vardır. Fakat ülkemizde kaba yemlerin büyük çoğunluğunu bitki atıkları yani saman oluşturmaktadır. Halbuki samanın besin değeri son derece düşüktür. Nitekim kaliteli yonca otunda yüzde20 civarında ham protein bulunurken samanda bu oran yüzde4’ün altındadır.
YEM BİTKİLERİNDE SERTİFİKALI TOHUMLUK ÜRETİMİ
Tarımsal üretimin artırılması, yaygınlaştırılması ve nitelik sorunlarının çözülmesinde ilk adım yeterli sertifikalı tohumluğun üretilmesi ve bunun yetiştiriciye sunulmasıdır. Yem bitkileri üretiminde de bu koşullar geçerlidir. Ancak ülkemizde sertifikalı tohumluk üretimi ve kullanımı çok düşük düzeylerdedir. Üreticiye sunulan diğer bir deyim ile tedarik edilen sertifikalı tohumluk miktarı, kullanılması gereken tohumluk miktarının yıllara göre en fazla yüzde 5 ile yüzde 25 ini oluşturmaktadır.
Bitkisel üretimde başarının birinci şartı kaliteli tohumluk kullanmaktır. Kaliteli bir tohumlukta çimlenme oranı yüksek olur, diğer çeşit ve yabancı ot tohumları içermez, taneler iri ve dolgundur, tohumla yayılan hastalık ve böceklerle bulaşık değildir. Bu nedenle ekim yaparken gelişigüzel üretilmiş tohumları kullanmak zararlıdır. Bunun yerine özel olarak yetiştirilmiş sertifikalı tohumluklar kullanılmalıdır. Sertifikalı demek tohumun tohumluk özelliklerinin garantili olduğunu gösterir. Böyle bir materyal ile üretim yapmak karlılığı arttırır. Zaten konu ile ilgili bir atasözü şöyle der:
TOHUMLUK ÜRETİMİ
Yem bitkilerinde tohumluk üretimi, ot üretimlerinden farklıdır. Tohum üretimini özel olarak ekilmiş tarlalarda yapmak gerekir. Tohumluk ekimler; iyice ufalanmış ve bastırılmış tohum yatağına geniş sıra aralıkları ile seyrek yapılmalıdır (Resim 7). Seyrek ekimlerde bitkiler daha fazla dallanır ve daha çok çiçek açarlar. Güneş ışığının, bitkinin dalları arasına girmesi kolaylaşır. Arılar ve tozlayıcı böcekler bitki dalları arasına daha kolay girip çiçeklere rahatlıkla ulaşırlar. Sulama ve yabancı ot mücadelesi daha kolay olur. Bitkilerde daha az yatma ve gölgeleme olduğu için yaprak hastalıkları azalır, bakla ve tohum çürümeleri engellenir. Olgunlaşan bitkilerin kuruması daha kolay olur.
TOHUMLUK ÜRETİMİ YAPILACAK YERLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Tohum üretimi yapılacak bir bölgede ilkbahar aylarının serin ve yağışlı olması, yaz aylarının ise bol güneşli, nispi rutubeti düşük, sıcak ve kurak seyretmesi gerekir. Tohum üretimi yapılan yerlerde, bitkilerin çiçeklenme dönemlerinde tozlayıcı böceklerin faaliyetinin de yoğun olması istenir. Bu sayılan özellikler yönünden Doğu Anadolu Bölgesi tohum üretimine son derece uygundur.
Yem bitkileri tohum üretiminde başarılı olmak için, bitkileri su tutma kapasitesi yüksek olan orta verimli topraklara ekmek gerekir. Verimi yüksek tarlalarda bitkiler fazla boylandıkları ve yapraklandıkları için tohum verimleri düşük olmaktadır.
YEM BİTKİLERİNDE TOHUMLUK ÜRETİMİ NASIL YAPILMALIDIR?
Tohum üretimi yapılacak tarlalara azotlu gübreler ve çiftlik gübresi çok fazla kullanılmamalıdır. Bu gübreler sadece ekimle birlikte az miktarda verilmeli daha çok toprakta eksikliği varsa fosforlu ve kalsiyumlu gübreler uygulanmalıdır.
Tohumu üretimi yapılan tarlalarda yabancı otlar büyük sorun oluştururlar. Yabancı otlarla mücadele için temiz bir tohum yatağı hazırlamak şarttır. Ekimden sonra çıkan yabancı otlar için biçme, sökme ve son çare olarak da ilaçlama yapılabilir. Yonca gibi bitkilerde en önemli yabancı ot cinsaçıdır. Cinsaçı bulaşık tohumla yayıldığı için mücadelesinde birinci kural temiz tohum kullanmaktır.
Sulu arazilerde yapılan yetiştiriciliklerde, ilkbahar yağmurları kesildikten sonra 8-10 günde bir sulama yapılmalıdır. Ancak çiçeklenme döneminde sulama yapmaktan kaçınmak gerekir. Çünkü bu dönemdeki sulama çiçeklerin ve meyvelerin dökülmesine ve tozlayıcı böceklerin uzaklaşmasına sebep olur. Meyve dolum döneminde tohumların daha dolgun ve iri tanelerin oluşması için çiçekler kuruduktan sonra bir su verilebilir. Bu dönemden sonra bitkilerin kuruması için sulama yapılmamalıdır.
Tohum hasadı yoncada gibi tohumunu dökmeyen bitkilerde yapraklar kuruyup, sapların kahverengileştiği, meyvelerin de yüzde75-80 oranında olgunlaştığı dönemde yapılmalıdır. Korunga ve fiğlerde ise tohum dökme olduğundan meyvelerin ¾’ünün olgunlaştığı dönemde hasat yapmak gerekir. Sonuç olarak yukarıdaki açıklamalar ışığında bölgemizde kamu kuruluşları ve özellikle de özel sektörün tohumculuk alanında karlı, pazarı bulunan ve bölgemizde istihdama katkıda bulunacak bir üretim modeli geliştirebilmek için yeterli potansiyel mevcuttur.”
Panelde daha sonra konuşan Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Üyesi S. Ahmet Bağcı ise Ülkemizde Tohumculuğun Gelişimi ve Erzurum konulu bir sunum yaptı.
Doç. Dr. Bağcı, Sertifikalı tohumluk kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini ifade ederek, “Sertifikalı Tohumluk için talep oluşturulmalı, Bölge içi Tohumluk Üretimi arttırılmalı, Organik Tohumluk Üretimine öncelik verilmeli, Son derece genç olan Milli Özel Tohumluk Sektörünün Rekabetçi gücünün arttırılması, 150-200 yıla karşı 15-20 yıl Tohumculuk Kanunu ile kurulan TÜRKTOB ve Alt Birlikler Sektörü düzenlemeli, Kamu icracı değil denetleyici görevini üstlenmeli” dedi.

 
Aksoy gözyaşlarıyla uğurlandı
 
Kaya'dan önemli uyarı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Çanakkale Zaferi ve İstanbul'un Fethi
Çelik tarafından "Çanakkale Zaferi ve İstanbul'un Fethi" konulu konferans verildi.
Diyanet Tv yayına başlıyor
Diyanet TV, 16 Haziran 2012 Cumartesi akşamı idrak edilecek Miraç Kandilinde ...
İstihdam sorununa UMEM yaklaşımı
UMEM Beceri'10 Projesi, Erzurum’da uygulanmaya devam ediyor.
 
Halaçoğlu tarihe ışık tuttu
Ermeni meselesi hakkında tarih uzmanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu “1915 ...
Bulgar Türklerinde1123 yıllık coşku
Tataristan'daki Bulgar Türklerinin topluca İslamiyet'i kabulünün 1123. yılı coşkuyla idrak edildi.
Nene Hatun şükran ve saygıyla anıldı
Milli kahraman, Nenehatun Ankara’da gerçekleştirilen bir etkinlikle anıldı.
 
TOBB 4 aylık sonuçları açıkladı
Erzurum’da bu yılın ilk dört ayında kurulan şirket sayısı geçen yılın ...
Tarih hafızamızı kaybediyoruz..!
Tarihi Erzurum evlerinin sayıları her geçen gün biraz daha azalıyor.
Görmez'den Müftü Tarifi
İl Müftüleri, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum Havalimaninin ismi ne olsun?

Recep Tayyip Erdogan
Nafiz Kotan
Palandoken
Saltuklu
Dadas

Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri