Evde Sağlık Hizmetleri Derneği (EVSAD) tarafından Gençlik Parkı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sempozyumu"nda konuşan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu önceki bakanımız Recep Akdağ Bey'e gönülden teşekkür ediyorum. Gerçekten Türkiye'de sağlıkta 15 yıl önce hayal etsek bile inanamayacağımız çok önemli dönüşümlere imza attı. 'Ben de bir gün görevi teslim ederken, rabbim ona nasip ettiğini bana da nasip etsin' diyorum" dedi.
MÜEZZİNOĞLU'NDAN RECEP AKDAĞ'A TEŞEKKÜR
"Sağlıklı aileler olmazsa sağlıklı toplumlar oluşturma imkanımız ne yazık ki yok" diyen Müezzinoğlu, "Ben bu vesileyle önceki bakanımız Recep Akdağ Bey'e gönülden teşekkür ediyorum. Gerçekten Türkiye'de sağlıkta 15 yıl önce hayal etsek bile inanamayacağımız çok önemli dönüşümlere imza attı. 'Ben de bir gün görevi teslim ederken, rabbim ona nasip ettiğini bana da nasip etsin' diyorum" şeklinde konuştu.
Sağlık ve tedavi hizmetlerinde ve sağlık teknolojisine ulaşımda çok önemli mesafeler kat edildiğini anlatan Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Ama ailenin ve toplumun ruhen sağlıklı olabilmesi için bu dönem daha farklı projeleri hep birlikte geliştireceğiz. Çünkü biz bireyi ve aileyi halk sağlığı anlamında da aile ve ruh sağlığı anlamında da öncelikli veya paralel giden bir yapıyı kuramazsak rakamlarla ve ekonomik büyümelerle birçok şeyi ifade edebiliriz. Ekonomik olarak zengin olmak veya fiziken sağlıklı olmak gibi bir başarıyı yakalarız ama huzurlu olmak, güvenli olmak, geleceğe umutla bakmak, sağlıklı bir birey olmaktaki sorunlarımız artarak devam edebilir. Belki de fiziken ve ruhen sağlıklı olabilmeyi önümüzdeki dönemde hep birlikte güçlü hale getirmenin yolculuğunu yapacağız. Evde ailenin güçlenebilmesi, aile kültürünün geliştirilmesi ve bu anlamda dezavantajlı grupların gözardı edilmemesi gerekiyor. Biz de zaman zaman şu yanlışı yapıyoruz. Dezavantajlı grup kim; fakir, fukara, engelli, imkanı olmayan. Zaman zaman bir çelişki geliyor bana. Çok imkanı olup da çok dezavantajlı olanlar da var. Parası var, makamı var, imkanı var ama ya eşini ya çocuğunu ruh sağlığı anlamında sorunları nedeniyle bir bakıyorsun ki o çok imkanı olan aile çok dezavantajlı sıkıntılar çekiyor. Dolayısıyla dezavantajlı yalnız yardıma muhtaç olanlar gibi değil tam aksine maddi ve manevi bütünlüğe kavuşturabileceğimiz bir bakış açısını getirmemiz lazım. Sağlıklı bireyin fiziksel ve ruhsal sağlığını birlikte yükseltebilirsek sağlıklı bir birey, aileyi bir bütün olarak koruyabilirsek, geliştirebilirsek, sağlıklı bir aile kazanmış oluruz."
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, çocuğun fiziken ve ruhen sağlıklı olabilmesinin merkezinin aile olduğunu belirterek, "Aileyi merkeze almamız lazım" dedi.
Evde Sağlık Hizmetleri Derneği (EVSAD) tarafından Gençlik Parkı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sempozyumu"na Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve eşi Faize Müezzinoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Maria Christina Profili, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkan Yardımcısı Orhan Koç, Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürü Necmettin Tahiroğlu, EVSAD Başkanı Enver Verep ile vatandaşlar katıldı. Sempozyuma eşiyle birlikte katılan Yeni Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, bakan olarak ilk plaketini aldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, evde sağlık ve sosyal hizmetlerin, önümüzdeki süreçte Türkiye'nin gündeminde en çok olması gereken başlık olacağını belirtti. Sağlık alanında sağlığın tanımının "fiziken ve ruhen sağlıklı olma hali" olduğu dile getiren Müezzinoğlu, "Biz insanımızı hatta anne karnındaki bebeğimizi, yani doğmadan önceki ve doğduktan sonraki yaşamında bebeğimizin sağlığının yalnız fiziken sağlıklı kısmını ele alıp da onu olabildiğince yüceltmeyi veya yükseltmeyi ideale taşımayı bir tarafta çok önemseyip de onun ruhen gelişmesini 'ya koşullara göre' dersek kendisiyle barışık olmayan ve imkanları ne olursa olsun zorluklar çeken bir birey haline getirmiş oluruz. Dolayısıyla fiziken ve ruhen sağlıklı olma halini önce birey için, sonra da hemen aile için koymamız lazım. Çünkü çocuğun fiziken ve ruhen sağlıklı olabilmesinin merkezi ailedir. Aileyi merkeze almamız lazım" dedi.
"SU SESİYLE RUH HASTALARINI TEDAVİ EDEBİLEN MEDENİYETİN MENSUPLARIYIZ"
Müezzinoğlu, medeniyet anlamında çok zengin bir millet olduğumuzu belirterek, "Ben Edirne milletvekiliyim. Edirne'de sağlık müzesi olarak kullanılan, 1400'lü yıllarda ruh ve akıl hastaları için yapılmış olan mekanı, herkesin gidip orayı görmesi lazım. O günkü koşullara baktığımız zaman Batı akıl hastalarını ahırlara bağlıyordu veya beyinlerini tahrip ederek onların zarar vermesini engelleme mücadelesi verirken, orada su sesiyle, müzik sesiyle, bitki kokularıyla ruh hastalarını tedavi edebilme medeniyetinin mensuplarıyız. Oradaki fiziki mekanı gördüğünüzde bugün bir hekim olarak samimiyetle söylüyorum; dünyanın hiçbir ülkesinde ruh hastaları için bugün bile öyle bir fiziki mekan yok" diye konuştu.
Müezzinoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e çağrıda bulunarak, yerel yönetimlerde sosyal politikalara yapılan 200 milyon lira gibi bir harcamanın yakışmadığını ve bu rakamın önümüzdeki dönemde 400 milyona çıkarılması önerisinde bulundu.
"400 BİN VATANDAŞA HİZMET VERİYORUZ"
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, toplumsal huzur ve barışın sürdürülebilir kalkınmadan geçtiğini belirterek, "Sürdürülebilir kalkınmayı başarabilmemiz için de sosyal devlet anlayışını güçlendirmemiz gerekiyor" dedi.Evde bakım konusunun yıllar önce ortaya koydukları "aile temelli çocuk, yaşlı ve kadın politikası"nın temel unsularından birisi olduğunu ifade eden Şahin, "Modern dünya test etti, gördü ve tekrar geriye döndü ki aileyi dağıtmadan derli toplu götürmemiz, bugün yaşadığımız bir çok sorunun panzehiri olarak karşımızda duruyor. Bireyi güçlendirmek, aileyi zayıflatmadan bireyi aile içerisinde güçlendirmenin yükselen bir değer olduğunu görüyoruz" diye konuştu.Aile temelli politikaların bütün dünyada yükselen bir değer olduğunu anlatan Şahin, "İşte o yüzden biz şu anda 400 bin kişiye hem yaşlımıza hem engellimize evde bakım hizmeti veriyor ve net asgari ücretin ellerine geçmesini sağlıyoruz. Sosyal devlet olarak yaptığımız çalışmanın doğru olduğunu biliyoruz" dedi. Bir taraftan özel rehabilitasyon sistemini diğer taraftan da devletin rehabilitasyon sistemini alternatifler olarak ortaya koyduklarını belirten Şahin, "Gündüz bakım sistemini de güçlendirmeye çalışıyoruz. Yani her bir bireyin yaşamını mutlu kılacak alternatifleri sunmak bizim temel görevlerimizden bir tanesi" diye konuştu.
"120 BİN KİŞİ YENİ HİZMETTEN İSTİFADE ETMEK İÇİN BEKLİYOR"
2022 Sayılı Kanun'un primsiz ödemeler kısmının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlandığını hatırlatan Şahin, "Bağlanan kısmın bilgi ve teknolojik alt yapısı, bütünleşik sistemle uyumlu hale getirildi. TÜBİTAK'la en güçlü çalışan bakanlıklardan birisiyiz. Bilgi ve teknolojiyi kullanıyoruz. Şu anda 120 bin kişi bu yeni hizmetten istifade etmek için beklemektedir. Önümüzdeki dönemde bu kişilerin ekonomik ve sosyal analizleri yapılarak hak ettikleri yardımı hızlı bir şekilde alacakları sistemi hayata geçireceğiz" dedi.
Şahin, sosyal devlet sisteminin talep odaklı çalıştığını anlatarak, "Yani birisi talep edecek. Oysa Sayın Başbakanımızın söylediği, 'benim fakirim, fukaram hakkını aramayabilir, siz gidip onu bulacaksınız' diye bir farklı bakış açısı var. Bunun da yolu ASTEP dediğimiz önemli bir projeden geçiyor. Vatandaş gelip başvuru yapmadan gidip onu bulacağımız bir sistemi hayata geçirmek için Kırıkkale ve Karabük'te önemli bir pilot çalışmayı yaptık. 25 bin aileyi tek tek uzmanlarımız takip etti" dedi.
Bakan Şahin, ayrıca sosyal yardım ve hizmet sistemini mutlaka birleştirmeleri gerektiğini sözlerine ekleyerek, şunları kaydetti:
"Zaman birlikte hareket etme zamanı. 'Ben yaptım oldu'yla artık devlet yönetilmiyor. Biz birlikte ne yapabiliriz, gücümüzü nasıl birleştirebiliriz, insanımızın mutluluğunu, iyinin iyisini nasıl yakalarız diye yolumuza devam ediyoruz. Üzerimizde büyük bir bedel var, emanet var, büyük bir sorumluluk var. Fatih'in torunlarıyız, büyük bir vakıf medeniyetinden geliyoruz. Kanuni'nin torunlarıyız, önemli olan bu vakıf medeniyetini torunları olarak, sosyal devlet anlayışıyla birleştirmek, 2023'e dünyanın en büyük 10 ekonomisi girme hedefine ulaşırken güçlü toplumu yakalamak. Güçlü toplum da engellisiyle, yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, erkeğiyle kucaklamak ve onların yaşam kalitesini yükseltmekten geçiyor."
Konuşmaların ardından Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na günün anısına plaket verildi. Bakan Müezzinoğlu, ilk plaketini aldığını belirtti.