Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik Bölge Türkiye
Savunma Sanayisinde tarihi süreç
Savunma Sanayisinde tarihi süreç
Aliyev’den teşekkür
Aliyev’den teşekkür
Bakanlık bin 331 personel alacak
Bakanlık bin 331 personel alacak
Tekin’den öğrenci ve öğretmenlere sürpriz ziyaret
Tekin’den öğrenci ve öğretmenlere sürpriz ziyaret
14 Üniversiteye Rektör ataması
14 Üniversiteye Rektör ataması
HABERLER>ARAŞTIRMA
28 Kasım 2022 Pazartesi - 11:49

Özben: ‘Tüm dünyada öfke kol geziyor’

Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mevlüt Özben, tüm dünyada öfkenin kol gezdiğini belirterek, “Depresyon kitleselleşti” dedi.

Özben: ‘Tüm dünyada öfke kol geziyor’

Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mevlüt Özben, tüm dünyada öfkenin kol gezdiğini belirterek, “Depresyon kitleselleşti” dedi.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinlikleri çerçevesinde Aile ve sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Atatürk üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliği ile “Gençlerle şiddetsiz gelecek” konulu panel düzenlendi.
Panelde konuşan Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mevlüt Özben, nesiller arası aktarımı olan sosyal bir olgu olarak şiddetin daha çok güç ilişkileri içinde değerlendirilmesi gereken bir konu olduğunu ifade ederek, “Bir tarafın, diğer tarafın bedensel, maddi, kültürel ve simgesel bütünlüğüne zarar vermesi biçiminde tanımlanan şiddetle mücadelede güçlü bir farkındalık son derece önemlidir. Şiddet, kendini daha çok aşırılıkların olumsuzluk, fenalık içeren durumlarıyla ortaya koyar. Bu yüzden şiddet konusunda dikkat edilmesi gereken nüansların başında aşırılık gelir. Bu yönüyle şiddet, ölçüsüzlüğün olumsuzluğudur. Konu ne olursa olsun aşırılıkların şiddete dönüşme potansiyeli vardır. Örneğin sevgimizi bir erdemmiş gibi aşırıya kaçarak gösterdiğimizde sevgiden bile şiddet üretilebilir” dedi.
“Şiddet konusu incelendiğinde ilk göze çarpan hususlardan biri “yakın ilişki içinde şiddettir” diyen Prof. Dr. Özben, “Yakın ilişki içinde şiddet olgusunun kaynağının erkekler olduğu ileri sürülse de, bu saptamayı daha etraflıca değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü tarihsel bir sürekliliği olan evrensel bir konuyu erkeklere bağlamak büyük bir kolaycılık gibi geliyor bana Ben, erkekleri şiddete daha yatkın olmaya zorlayan eril kültürün erkeklere de şiddet uyguladığını düşünüyorum. Erkekler de tıpkı kadınlar gibi erkekler de varoluşsal bakımdan şiddetin mağdurlarıdır. Bu yüzden, erkekliğin şiddeti doğurduğunu değil, erkekliğin bazı koşullarda şiddet içeren eylemler yoluyla inşa edildiğini bilmek önemlidir.
Diğer taraftan şiddetle sahici bir mücadele açısından şiddetin her çeşidinin şiddet olduğunda mutabakata varmamız gerekiyor. Yani gelenektir, adettir, spordur, eğlencedir şeklinde, şiddetin savunusu yapılamaz. Tam da bu yüzden, hem henüz bilinç düzeyine çıkmamış hem de yeni şiddet türlerine karşı güçlü bir farkındalık geliştirmek bir bütün olarak şiddetle mücadele açısından son derece önemlidir.
Şiddet, kaynakları bakımından doğrudan, yapısal ve kültürel olarak sınıflandırılır. Biz farkındalık olarak doğrudan şiddete odaklandığımızdan çoğu kez diğer ikisini ıskalarız. Oysa hem yapısal hem de kültürel şiddet doğrudan şiddetin görünmeyen, analize muhtaç kaynaklarıdır. Üstelik kültür ve yapısal sistem farklı şiddet türlerini olumladığında şiddeti algılamak, ayırt etmek oldukça zorlaşır.
Şiddet konusu ile ilgili dikkatlerinizi çekmek istediğim bir konu var! Bir duygu biçimi olarak öfke de diğer duygular gibi bulaşıcıdır ve çok kolay şiddete evrilebilir. Günümüz dünyasında çeşitli nedenlerden dolayı öfke kol geziyor. Son birkaç on yıldır, neo-liberal sistemin en dikkat çekici yan etkilerinden biri de, daha çok insanın öfkeli ve mutsuz olması oldu. Yıllar önce Margaret Thatcher’ın neo-liberal itikadı “Toplum diye bir şey yoktur; yalnızca erkek-kadın bireyler ve aile vardır” cümlesiyle ilan etmesi bugünün mutsuz ve öfkeli kalabalıklarının habercisiydi adeta. Küreselleşme süreçleriyle başka bir seviyeye evrilen sermaye, devletten kenara çekilmesini ve her şeyi “görünmez elin” (piyasanın) kontrolüne devretmesini talep ettiğinden bu yana insanlar dünyanın büyük bir bölümünde piyasanın yapısal şiddeti ile karşı karşıyalar. Tüm dünyada adaletsiz gelir dağılımı, güvenlik ve dayanışma mekanizmalarındaki aşınmalar, uluslararası terörizm, göçmenler, yabancılar, çevre sorunları ve bir çok sorunla kişi olarak baş etmek zorunda kalmaları insanların mutsuz, endişeli, güvensiz ve öfkeli olmalarına neden oluyor.
Üstelik, insanlar öfkelerini yalnızca başkalarına değil, kendi kendilerine de şiddet olarak yansıtabiliyorlar. Bugün artık, başkalarına karşı şiddete bir de kendine karşı şiddet olarak değerlendirebileceğimiz kaygı verici bir durumla karşı karşıyayız. Örneğin, kişinin kendi içine yıkılmış şiddetin dışa vuruş biçimi olan depresyon kitlesel bir boyut kazanmıştır. Psikiyatrlar depresyonla yaşamayı öğreterek büyük bir iş başarıyor olmalarına rağmen, bu sorunu çözmüyor ne yazık ki Mutsuzluk, kaygı, korku, güvensizlik, yalnızlık vb olumsuzlukları oluşturan yapısal şiddet işlerlikte olduğu sürece, şiddetin daha yıkıcı ve korkunç sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalınacağı bir gelecek bekliyor bizi” şeklinde konuştu.

 
‘Paylaşırsan Yenilenir’
 
Şehit Ahmed Cevad'a vefa
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Malkoç KDK vizyonunu paylaştı
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun Türkiye’nin en yeni ve en genç kurumlarından ...
Organic Letters dergisinde kapak oldular
Atatürk Üniversitesi bilim insanları tarafından hazırlanan bilimsel çalışmalar; ...
Türkiye Bilimler Akademisinden ETÜ’ye ödül
Türkiye Bilimler Akademisi Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanları (TÜBA-GEBİP) ...
 
DAG’da son süreç
Atatürk Üniversitesi Astrofizik Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATASAM) ...
Atatürk Üniversitesi Kariyer Fuarına hazırlanıyor
5-16 Mart 2023 tarihlerinde gerçekleşecek olan KUDAKAF'23 ile birlikte ...
Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi yayınlandı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, teknoloji girişimciliğinin gelişim ...
 
Atatürk Üniversitesi projelerle SAHA EXPO’da
Atatürk Üniversitesinin de yer aldığı, savunma sanayinin devleriyle Türk ...
Erzurum Bilim Şenliği başladı
Erzurum’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü öncülüğünde düzenlenen ‘Bilimin İzinde ...
TÜİK Ar-Ge verilerini paylaştı
Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2021 yılında 81 milyar 922 milyon TL'ye yükseldi.
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum Havalimaninin ismi ne olsun?

Recep Tayyip Erdogan
Nafiz Kotan
Palandoken
Saltuklu
Dadas

Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri