Sosyal paylaşım sitelerinde geçirilen zaman ve paylaşımlar masum gibi görünse de büyük kul haklarını da beraberinde getiriyor. Zira gün içindeki konuşmalarda, yazılanlarda, paylaşılan yazılarda bir başkası için doğru olmayan hatta doğru olsa bile o kişinin hoşgörüyle karşılamadığı söylemlerin hepsi birer gıybet.
Sosyal paylaşım sitelerindeki paylaşımlar büyük kul haklarını beraberinde getirebiliyor. Kayseri İl Müftüsü Ali Maraşlıgil, bir insan hakkında söylenen sözler doğru bile olsa onun hoşuna gitmiyorsa bunun gıybet kapsamına girdiğini belirtiyor ve ekliyor: “75 milyonunun duyduğu bir gıybeti düzeltme adına çaba sarf etseniz bile tekrar 75 milyon insana duyurmanız mümkün olmayacaktır.” Söz yaydan fırlayan ok gibidir. Geri dönüşü yoktur. Bu sanal âlemde, günlük yaşamda, her yerde geçerlidir. 40 defa ölçüp bir defa biçmek gerekiyor. Diğer taraftan söz gümüşse sükût altındır. Bu Peygamber Efendimiz’in (sas) hadisinde vardır. Bunlar bir Müslüman’ın yapması ve yapmaması gerekenlerdir. Bir insanın hürriyetinin dairesi var. Bunun bittiği yerde başkasının hürriyeti vardır ve başlar.” diyor.
Sosyal paylaşım siteleri için ayrılan zamanın da sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Ali Maraşlıgil, sorumluluk ve hedeflere işaret ederek şu ifadeleri kullanıyor: “Hedef belli olmazsa, saptırırsanız ve treni kaçırırsanız bir daha o yere varamazsınız. Ben sosyal medya ve genel hayat olarak bunları örnek veriyorum. Bizim işlerimiz o kadar fazladır ki, insanlar nasıl oraya giriyor ve vakit buluyor onu anlamak zor. İnsanlar oraya kendisini adapte etmemelidir. Kendisine, işine, eşine, çocuklarına, topluma karşı sorumlulukları var. Bunların içinde vakit bulan varsa aşk olsun. Allah’a karşı ibadet sorumluluğumuz var. Bunları bir yere istif etmek çok da hoş değil. Bazen oluyor ki zamanı güzel kullanma adına da burada güzel bir iş yapılabiliyor.”
Her milletin, her insanın uyduğu kriterler olduğunu ve bir Müslüman’ın uyması gereken kriterlerin de Kur’an ve sünnet kriterleri olduğunu aktaran Maraşlıgil, şöyle konuşuyor: “Bir Müslüman’ın kriteri İslam değilse bu şık olmaz. Konuşmalar, davranışlar Allah’ın kitabına, Peygamber Efendimiz’in (sas) sünnetine uygun mu, değil mi? Bir defa bunu gözden geçirmeliyiz. Kişisel olarak bunu yapmak zorundayız ve bunlara dikkat edelim ki Allah’ın ve Efendimiz’in (sas) huzuruna vardığımızda boynumuzu bükmeyelim, mahcubiyet hissi duymayalım. Ötelerin ötesinde ebedi huzurumuzdaki saadetimizi kazanalım.”