Kurtulmuş, Türkiye'de erken seçimi gerektiren bir durum söz konusu değildir. Türkiye'de istikrarlı bir şekilde yeni seçilmiş olan bir hükümet söz konusudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında bu hükümet görevine devam ediyor ve 2028 yılında Türkiye, normal vaktinde seçimlerini yapacaktır. ‘ dedi
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Japon İmparatoru Naruhito’nun kabulüne ilişkin, “Bu tabii Türkiye’ye verilen önemi gösteriyor, Türkiye’nin gücünü gösteriyor. Bundan dolayı da fevkalade memnun olduğumuzu ifade etmek isterim.” dedi.
Kurtulmuş, resmi ziyarette bulunmak üzere geldiği Japonya’nın başkenti Tokyo’da, NTV ve Haber Global’in canlı yayınlarına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Tokyo’da gerçekleştirdiği görüşmelerinde, Türkiye ve Japonya arasında tarihten beri gelen köklü ilişkileri, bunların üzerine oturtturulacak geleceğe ait müştereken neler yapılabilir bunlarla ilgili konuları gündeme getirdiklerini ifade eden TBMM Başkanı Kurtulmuş, görüşmelerinde, yeni dünyanın oluşumunda adaletli, hakkaniyetli yeni bir sistemin kurulması için müşterek neler yapılabilir ve derin, tarihi köklü ilişkileri olan, kültürel olarak halklarının birbirine çok benzediği bu iki ülkenin, gelecekte temaslarını nasıl daha sıklaştırabilir ve ortak projelerle dünyanın farklı bölgelerinde etkin hale gelebilirler üzerinde değerlendirmeler yaptıklarını söyledi.
Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu da görmekten çok büyük bir memnuniyet duydum. Yani bu ülkedeki yetkililer de Türkiye'nin yükselen gücünün farkındalar. Türkiye'nin bölgesel öneminin, nüfuzunun farkındalar. Özellikle büyük bir türbülans geçiren Orta Doğu coğrafyası, Balkanlar ve Kafkaslarda Türkiye'nin ne anlama geldiğini, Türkiye ile dostluğun ne anlama geldiğinin farkındalar. Bunu görmekten dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Esasında Türkiye, 2019'dan bu yana Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğiyle, ‘yeniden Asya girişimi’ adı altında bir atağa başladı. Yani Asya'daki bütün ülkelerle yakın ilişkilerimizi geliştirmek, var olan ilişkileri daha ileriye götürmek için adımları Türkiye çok güçlü bir şekilde atıyor. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanımızın nüfus ve ekonomik güçleri bakımından oldukça önemli olan Endonezya, Malezya ve Pakistan'ı ziyaretinin ardından bizim de tesadüfen Japonya ziyaretini gerçekleştirmiş olmamız Türkiye'nin Asya'daki etkinliğine de katkı sunacak temaslardır. İnşallah Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu yeniden Asya girişimi çok daha ileri noktalara gidecektir.”
“TÜRK MİLLETİ ADINA DA JAPON AFET YARDIM EKİBİNE ŞÜKRANLARIMIZI İFADE ETTİK”
6 Şubat 2023’te meydana gelen ve “asrın felaketi” olarak tanımlanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgeye giden Japon Afet Yardım Ekibiyle bir görüşme de yaptığını dile getiren Kurtulmuş, depremler sonrasında bölgeye ilk olarak Japon Afet Yardım Ekibinin geldiğini ve uzun süre arama kurtarma ve sağlık hizmetlerinde destekler verdiklerini ifade etti.
Bu görüşmede, duygu dolu konuşmaların yapıldığını ve hatıraların anlatıldığını aktaran Kurtulmuş, “Türk milleti adına da Japon Afet Yardım Ekibine şükranlarımızı ifade ettik.” dedi.
Yunus Emre Enstitüsünde el sanatları, Türkçe ve Türk musikisi kurslarına katılan Japon vatandaşlarıyla bir araya geldiklerini, aynı zamanda Diyanet Vakfı tarafından hizmete açık tutulan Tokyo Camii’nde Türk ve Japon vatandaşlarıyla sohbet ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, Tokyo’da ayrıca Japonya’daki Türk toplumunun varlığını ve Japonya’da İslam’ın yayılmasını temsil eden, büyük ilim insanı, dava adamı Abdürreşid İbrahim Efendi’nin kabrini ziyaret ettiklerini söyledi.
JAPON İMPARATORU NARUHİTO’NUN KABULÜ
Tokyo’da, hem Japonya Temsilciler Meclisi Başkanı Fukushiro Nukaga hem de Japonya Danışma Meclisi Başkanı Sekiguchi Masakazu ile bir araya geldiklerini aktaran Kurtulmuş, “Bugün bir araya geldiğimiz programda, Japonya Temsilciler Meclisi başkan yardımcısı ‘Çok nadirdir, ben hiç hatırlamıyorum, Japon İmparatoru ve İmparatoriçesinin herhangi bir meclis başkanını ağırladığı vaki değildir. Aynı şekilde Veliaht Prens ve Prensesin ağırladığı da vaki değildir.’ bedi. Bu tabii Türkiye’ye verilen önemi gösteriyor, Türkiye’nin gücünü gösteriyor. Bundan dolayı da fevkalade memnun olduğumuzu ifade etmek isterim. Dün Veliaht Prens Akishino ve Prensesle, bugün de Japon İmparatoru Naruhito ve İmparatoriçe Masako’yu eşimle birlikte ziyaret ettik. Türkiye-Japonya ilişkilerinin geleceğiyle ilgili konuları müzakere etme imkanımız oldu. Ümit ederiz ki kısa süre içerisinde İmparator da Türkiye'yi ziyaret eder.” ifadesini kullandı.
Türk-Japon ilişkilerinin tarihi bir geçmişinin bulunduğunu, iki milletin kültür olarak da birbirine çok yakın olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Sasakawa Vakfında ifade ettiğim gibi; önümüzde yeni bir dönem var. Dünya yeni bir sisteme doğru gidiyor. Bu, hiçbir ülkenin tek başına domine edebileceği bir sistem değildir; ne Amerika’nın ne Rusya’nın ne Çin’in ne Avrupa’nın ne de başka bir ülkenin ya da bölgenin tek başına yönetebileceği bir dünya sistemi olmayacak. Önümüzdeki dönemde çok kutupluluk ve çok kutuplulukla birlikte de çok merkezlilik, çok kültürlülük diyebileceğimiz bir dönemin kapıları açılmıştır. Dünyada bu perspektiften baktığımızda 4-5 ülke önemli hale geliyor. Bunlardan birisi Asya’nın en doğusundaki Japonya, bir diğeri ise Avrupa’nın en doğusundaki Türkiye. Bunu bütün muhataplarımızla paylaştık. Türkiye ve Japonya, ortak kültürel benzerliklerinden de istifade ederek gerçekten bölgelerinin iki önemli ülkesi, iki istikrarlı demokrasisi… Kapıları sonuna kadar açılmış olan yeni dünyada, dünyanın parlayan yıldızı olarak öne çıkabilirler.”
“TÜRKİYE’DE YENİ BİR ANAYASA ZARURİ OLDUĞUNA İNANANLARDANIM”
Kurtulmuş, bir soru üzerine, şimdiye kadar TBMM grubu bulunan siyasi partilerin temsilcilerini yurt dışı programlarında olmalarını arzu ettiğini dile getirerek, şunları söyledi: “İçeride siyasi farklılıklarımız olmakla birlikte yurt dışında hepimiz aynı ülkeyi, aynı bayrağı, en devleti temsil ediyoruz ve burada arkadaşlarımız Türkiye’nin gücüne müşahede ediyorlar. İçerideki siyasi rekabeti bir tarafa bıkarak, mesela ben burada muhataplarımızdan bu ilgili görürken, aynı şekilde bütün partilerden katılan milletvekili arkadaşlarımız da görüyorlar. Türkiye’ye verilen önemi görüyorlar. Türkiye’nin uluslararası alanda artan itibarını görüyorlar. Tabii ki dünya meselelerine karşı yol boyunca farklı konuları da konuşmak, buradaki toplantılar çerçevesinde de çok farklı konuları müzakere etmek imkanı oluyor. Ben zaten başından itibaren, bütün olumsuz fikirlere rağmen Türkiye’de yeni bir anayasa yapmanın mümkün olduğunu hatta mümkün değil zaruri olduğuna inananlardanım. Bunun için yeter ki fikrimizi en açık şekilde söyleyerek tartışmamızı en kuvvetli şekilde yaparak, birbirimizin fikrine saygı duyarak oturabilelim ve Türkiye’nin hayrına olacak yeni bir anayasanın da kapılarını açalım.”
“GAZZE'DEKİ OLAY, BÜTÜN İNSANLIĞI İLGİLENDİREN ORTAK BİR DAVA HALİNE DÖNMÜŞTÜR”
Sasakawa Vakfı’nda, Gazze konusunda yaptığı konuşmaya ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gazze'deki olay, sadece Filistinlileri ilgilendiren bir soykırım olmanın çok ötesinde, bütün insanlığı ilgilendiren ortak bir dava haline dönmüştür. Bu anlamda da dünyanın neresinde olursa olsun; hakkaniyet, insanlıktan, vicdandan, insaftan yana olanların Filistin halkının hakkını, hukukunu korumak için yeni fikirleri geliştirmesi, sadece Gazze özelinde değil bütün dünya genelinde hakkaniyeti, adaleti savunan bir küresel sistemi inşa etmesi için çalışması lazım. Bu sadece siyasetçilerin görevi olmanın ötesinde, bilim insanlarının, Sasakawa Vakfı gibi düşünce kuruluşlarının, dünyanın birçok yerindeki araştırma enstitülerinin de ortak vazifesidir. Artık bu anlamda dünyanın beşten büyük olduğunu somut olarak anlatmak, Cumhurbaşkanımızın her yıl neredeyse Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda tekrarladığı ve artık bir motto haline gelmiş olan bu konuyu, yani ‘Dünya beşten büyüktür’ gerçeğini artık ete kemiğe büründürerek bütün dünyanın farklı yerlerindeki ülkelerle birlikte çalışmak ve uluslararası sistemi değiştirmek mecburiyetindeyiz. Yoksa bu dünya, çivisi çıkmış bir vaziyettedir. Bundan sonra eğer böyle giderse dikiş tutması mümkün değildir. Güce sahip olanın, silaha sahip olanın, paraya sahip olanın istediği şekilde dünyayı dizayn edeceği bir dönem geride kalmalıdır. Bunun için de bütün gücümüzle mücadele edeceğiz.”
Görüşmelerde, Suriye konusunda ele alınan konulara ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, buraya gelmeden önce de Ankara’da görüşmelerinin olduğunu, Suriye konusunda değerlendirmeler yaptıklarını anlattı.
Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Bu görüşmelerde şunu gördük; Avrupa ülkeleri, Suriye özelinde nasıl hareket edeceklerini, Suriye’deki gelişmelerin nasıl seyredeceğine dair bir belirsizlik ve endişe içerisindeler. Oradaki gelişmeleri çok yakından takip edemiyorlar, bu kadar hızlı bir şekilde rejimin nasıl değiştiğini anlamakta güçlük çekiyorlar. Halbuki buradaki muhataplarımızla konuştuğumuzda da aslında yeni, ani bir şey olmadı. 61 yıldır devam eden bir diktatörlük var, damlaya damlaya bir yerde taşıma noktasına geldi ve Suriye'de, Suriye halkının gerçekten yeni bir umuda doğru yol almasını mümkün kılan bir dönem başladı.
Bu çerçevede Japon dostlarımızın da Suriye özelinde ama genel olarak Orta Doğu'da neyin nasıl olup bittiği konusunda endişeleri, belki anlayamadıkları bazı hususlar var bunları kendileriyle açık bir şekilde konuşma imkanımız oldu.”
“TÜRKİYE'DE ERKEN SEÇİMİ GEREKTİREN BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Muhalefet partilerinin artık bir bir cumhurbaşkanı adayları isimleri üzerinde konuşmaya başladığının hatırlatılmasının ardından bu konudaki öngörüsü ve neden anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğuna ilişkin soruya yanıt veren Kurtulmuş, “Muhalefet her zaman erken seçim talep edebilir, bu çok doğal bir muhalefet tarzıdır ve beklentisidir. Ancak erken seçimin konuşulabilmesi için erken seçimi gerektirecek siyasal şartların olgunlaşması lazım. Şu an gördüğümüz Türkiye'de erken seçimi gerektiren bir durum söz konusu değildir. Türkiye'de istikrarlı bir şekilde yeni seçilmiş olan bir hükümet söz konusudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında bu hükümet görevine devam ediyor ve 2028 yılında Türkiye, normal vaktinde seçimlerini yapacaktır. Dolayısıyla talep etmek başka bir şey, muhalefetin talep ettiği erken seçimin gerçekleşmesi için siyasal şartların, artı sayısal şartların oluşması bambaşka bir şeydir. Şu anda böyle bir imkanın olmadığını, böyle bir siyasal atmosferin ve sayısal gücün söz konusu olmadığını ifade etmek isterim.” şeklinde konuştu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin eksiklerinden birisinin; tam manasıyla sivil, katılımcı, demokrat, özgürlükçü, güçler ayrılığı prensibini esas alan ve yargı bağımsızlığı prensini de güçlü bir şekilde gerçekleştirmiş yeni bir anayasa ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Kurtulmuş, “Meclis Başkanı olarak başından beri yapmaya çalıştığım, gerçekten demokratik ve olgun bir müzakere sürecini yönetmektir, yönlendirmektir. Sadece partilerin, milletvekillerinin değil üniversitelerin, akademi çevrelerinin, yargı çevrelerinin, geniş anlamda hukuk çevrelerinin ve sivil toplum kuruluşlarının sepetindeki pamuğu ortaya koyması gerekir.