İsrail Başbakanı Netanyahu 22 Mart'ta Türkiye'den özür diledi. İsrail'in amacı özürle birlikte Türkiye ile ilişkileri düzeltmekti.
Türkiye'den hukuk dışı bir talepleri oldu. Hukuka aykırı oldukları için bu taleplere cevap verilmedi. Bu durum özür sonrası İsrail'de karın ağrısına dönüştü.
O günlerde İsrail medyasında sık sık "Türkiye bizi oyalıyor mu?" haberleri çıkmaya başladı. Başbakan Erdoğan'ın özürle istediğini aldığı yorumları yapıldı. Özellikle 12 Nisan'da Başbakan Erdoğan, İsrail heyetiyle yapılacak toplantıyı erteleyip, Kırgızistan ziyaretini gerçekleştirince, özür süreci İsrail için bir kabus oldu.
Yaptıkları katliamın ardından diledikleri özürle, üste çıkacaklarını sandılar. Bunun için kısa bir süre beklediler. Olmayınca düğmeye bastılar.
O süreçte boş durmadılar. Özürden bugüne gelinen noktada, Gezi Parkı olayları patlak verdi, püskürtüldü. Şimdi MİT üzerinden bir saldırı başlatıldı. İçine İran'la ilişkiler, Suriyeli muhaliflere verilen destek, Çin'den alınan füzeler konuldu.
İsrail Ahronot gazetesinde Noah Klieger imzalı bir makale yayınlandı. İsrailli yazar gündemdeki Hakan Fidan üzerinden yürütülen linç kampanyasının şifrelerini verdi.
"Türkiye artık eski Türkiye değil" dedi. "Biz elimizden geleni yaptık, özür de diledik ama olmuyor" diye yazdı.
1990-2000 arası İsrail-Türkiye ilişkilerine değinen gazete, "çok özel bağların olduğu bir dönemdi" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan sonrası bu özel ilişkilerin sona erdiğini vurguladı. Bundan sonrası için İsrail, Başbakan Erdoğan'ın gitmesini bekleyecekmiş. İsrail gazetesi bunu açık açık ifade etti. Yazar, "İsrail artık Erdoğan'ın hükümdarlığının sona ermesini beklemeli ancak ondan sonra Türkiye ile İsrail arasındaki yakın ilişkiler yeniden başlayabilir" dedi.
Özetle İsrail'in derdi Başbakan Erdoğan. Erdoğan öncesi her dediklerini yapan Türkiye'nin hayalini kuruyorlar. Bu hayali gerçekleştirmek için de ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.