Tarihi İpekyolu canlandırılacak

BAKÜ (İHA) - Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla başladı.

Dönem başkanı sıfatıyla açılış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, "Gerçekten böyle muhteşem bir kongre sarayında, bu toplantıda sizlerle bir arada olmak, böyle bir ev sahipliğini görmek, bizler için de ayrı bir iftihar vesilesi. Bu zirvede iki yıl önce devraldığımız dönem başkanlığını bugün Azerbaycan'a devredeceğiz. Bildiğiniz gibi bizler, küresel ekonomik ve mali krizin tüm dünyayı olduğu gibi bölgemizi de olumsuz etkisi altına aldığı bir dönemde başkanlığı devraldık. Dönem başkanlığımız boyunca ECO vizyonunu genişletmek, işbirliği alanlarında somut ilerlemeler sağlamak ve teşkilatın yeniden yapılandırılmasına hız kazandırmak için büyük bir çaba gösterdik" dedi.

2015 ECO VİZYON BELGESİ

"2015 ECO Vizyon belgesinde öngörülen hedeflere ulaşabilmemiz için alınabilecek tedbirler konusunda tavsiyelerde bulunmak üzere İstanbul zirvesi sırasında akil adamlar grubunu tesis ettik” diyen Erdoğan, “Akil adamlar grubu özveri ile çalışarak bizler için yol gösterici olacağına inandığım bir rapor hazırladılar. Önümüzdeki dönemde teşkilatımızın bu tavsiyelerin ışığında sadece bölgesel düzeyde değil, küresel boyutta da adından söz ettiren önemli bir işbirliği platformu haline geleceğine inanıyorum" şeklinde konuştu.

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Bu noktada özellikle üye ülkelerin teşkilatı daha fazla sahiplenmeleri gerektiğine olan inancımı bir kez daha dile getirmek istiyorum. Bu amaçla teşkilat bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetlerle, bazı ECO uzmanlık kuruluşlarına bu ülkelerin ev sahipliği yapabileceklerini düşünüyorum. Azerbaycan'ın ECO Vizyonu'nu daha kapsamlı bir işbirliği zeminine oturtacak aktif bir dönem başkanlığı yapacağına ve teşkilatı daha da ileri taşıyacağına olan inancım tamdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu önemli misyonunun ifası sırasında her zaman olduğu gibi dost ve kardeş Azerbaycan ile bilgi ve tecrübesini paylaşmaya hazır olduğunu, özellikle vurgulamak istiyorum."

12. EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI DEVLET VE HÜKÜMET BAŞKANLARI TOPLANTISI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2. Dünya Savaşı sonrasında kurulan uluslararası sistemin günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi.

12. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) Devlet ve Hükümet Başkanları toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, "Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın kapsadığı coğrafyada son 20 yılda çok önemli siyasi ve ekonomik dönüşümler gerçekleşti. Bu değişim ve dönüşüm sürecinin bitmediğini, hala devam ettiğini görüyoruz. Yakın çevremizde yaşanmakta olan bu değişim ve dönüşüm süreci sadece demokrasi arayışları ile sınırlı değil, aynı zamanda eşit paylaşım taleplerini de kapsıyor. Bu talepler bölgemiz ve yakın çevremizle birlikte Afrika'dan Latin Amerika ve Asya'ya kadar dünyanın birçok bölgesinde dile getiriliyor" dedi.

Erdoğan, "2. Dünya Savaşı sonrasında kurulan uluslararası sistemin ekonomik ve siyasi ayaklarının uluslararası toplumun bugünkü ihtiyaçlarına cevap vermediği artık bariz şekilde ortadadır. Toplumların adalet ve hakkaniyet ilkeleri doğrultusunda ortaya koydukları taleplerin karşılanabilmesi için uluslararası sistemin günümüz şartlarına göre yeniden yapılanması gerekiyor. Bu yeniden yapılanma uluslararası sistemi sadece belirli ülke veya ülke gruplarının çıkarlarını yansıtmaktan çıkartıp, beklentilere küresel düzeyde cevap verecek şekilde tasarlanmalı" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan ayrıca, "Geçtiğimiz cuma günü açılış konuşmasını yaptığımız İstanbul Küresel Forumu'nda da belirttiğim gibi daha geniş, daha adil, daha etkin bir temsil niteliği kazanamayan uluslararası kuruluşların gelecekte varlıklarını ve işlevlerini sürdürebilmeleri giderek zorlaşıyor. Uluslararası düzende belirleyici konumda bulunan ülkelerin ve kuruluşların yapısal reformlarla beraber köklü bir zihniyet değişimine de ihtiyaçları bulunuyor. Bu iki süreç birlikte yürütülmediği takdirde daha adil bir küresel düzenin inşası mümkün olmayacaktır" şeklinde konuştu.

"EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI'NIN ETKİN ÇALIŞMASI EKONOMİK KRİZİN ÜSTESİNDEN GELİNMESİNE YARDIMCI OLACAK"

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın temsil ettiği yaklaşık 400 milyon nüfus ve 8 milyon kilometre alanla doğu ile batı arasında stratejik bir konumda bulunduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bu bölge çok değerli ve beşeri kaynaklara sahip olmanın yanında dünyanın önemli enerji ve ulaşım güzergahlarının merkezinde yer alıyor. 20. yılına ulaşan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı her açıdan olgunlaşarak bölge için önemli işbirliği potansiyelleri sunan bir örgüt haline geldi. Önümüzdeki dönemde teşkilatın gücünün ve etkinliğinin daha da artacağına inanıyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan, "Diğer yandan içerisinde bulunduğumuz bölgeyi de derinden etkileyen küresel ekonomik ve mali krizlerin sonuçlarına hep birlikte şahitlik ediyoruz. Küresel kriz, bölgemizde dayanışmanın, birlikte hareket etmenin, ticari ve ekonomik alanda işbirliğini geliştirmenin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bütün dünyada bölgesel bütünleşme hareketlerinin önemi her geçen gün artıyor. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkeleri olarak uygulayacağımız ortak politikalar, küresel ekonomik sorunlara karşı mücadelede işimizi önemli ölçüde kolaylaştıracaktır. Avrasya kıtasının tam merkezinde yer alan Türkiye olarak, biz bu coğrafyanın tamamında barış, güvenlik, istikrar ve refahın yaygınlaştırılmasını, her alanda işbirliğinin geliştirilmesini arzu ediyoruz. Bu amaçla bölgesel diyalog ve işbirliği mekanizmalarının oluşturulmasına ısrarla vurgu yapıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, "Aynı şekilde ulaştırma, iletişim, tarım ve enerji gibi alanlarda bölgesel işbirliği projelerini hayata geçirmeye gayret ediyoruz. Türkiye'nin üyesi olduğu bölgesel oluşumlar arasında ortak tarihi ve kültürel mirasa sahip olduğumuz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın özel bir yere sahip olduğunu belirtmek isterim" dedi.

"EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI POTANSİYELİNİN ÇOK ALTINDA"

Başbakan Erdoğan, "12. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı zirvesi bizlere ECO 2015 Vizyon Belgesi'nde öngörülen hedeflerin bir muhasebesini yapma fırsatı da sunuyor. Aradan geçen 7 yıllık sürede, 2015 hedeflerine ulaşmak için çok değerli adımlar atılmakla birlikte maalesef katettiğimiz mesafe mütevazi düzeyde kalmıştır. ECO'ya üye olan ülkelerin toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 1.7 trilyon dolarla dünya toplamının sadece yüzde 2.4'ünü oluşturuyor. Kişi başına düşen gelir ise, yaklaşık 4 bin dolar civarında seyrediyor. ECO ülkelerinin toplam ticaret hacmi 768 milyar dolar ile dünya ticaretinde sadece yüzde 2 gibi küçük bir pay alıyor. Bu rakamlar ECO'nun potansiyelini yansıtmaktan çok uzaktır. Ticaret, tüm ekonomik entegrasyon süreçlerinin en önemli vasıtasıdır. Tarife indirimler ve tarife dışı engellerin ortadan kaldırılması yoluyla ticaretin serbestleştirilmesi ekonomik işbirliği alanında yeni fırsatları beraberinde getiriyor" şeklinde konuştu.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"2003 yılında beş üye ülke arasında imzalanan ECO ticaret anlaşmasına rağmen bölgede ticaretin serbestleştirilmesi için öngörülen 8 yıllık geçiş süreci maalesef verimli değerlendirilemedi. ECO Vizyon Belgesi’nde 2015 yılına kadar bölgede bir serbest ticaret alanı kurulması öngörülmüşken, halihazırda bu hedefin çok uzağında bulunuyoruz. Halbuki araştırmalar, serbest ticaret anlaşmasının ECO bölgesinde tümüyle uygulanması halinde bölgede ticaretin sekiz kat artabileceğini gösteriyor. Bunun için hala anlaşmayı imzalamamış olan üyelerimizi buna taraf olmaya, anlaşmaya taraf üyelerimizi ise bir an önce anlaşmanın gereklerini yerine getirmeye davet ediyorum. Üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunacak önemli bir kurum da ECO Ticaret ve Kalkınma Bankası'dır. 2008 yılından beri İstanbul'da faaliyetlerini sürdüren bankanın ECO projelerinin finansmanına önemli katkı sağlamasını bekliyoruz. Türkiye, İran ve Pakistan'ın kurucu üyeleri olduğu bu bankaya Afganistan'ın katılım sözleşmesi imzalaması, Azerbaycan'ın da üye olma beyanında bulunması sevindirici gelişmelerdir. Bu vesile ile tüm üye ülkeleri ECO Ticaret ve Kalkınma Bankası'na ortak olmaya davet ediyorum."

Yine üye ülkeler arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesinde önemli diğer unsurun da yatırımların korunmasını ve teşvik edilmesini öngören anlaşma olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Bu anlaşmayı da bir an önce uygulamaya almamız gerektiğini düşünüyorum. Transit ticaret çerçeve anlaşmasının hayata geçirilmesi de üzerinde durmamız gereken bir diğer husus. Bu anlaşmanın uygulanması ECO üyeleri arasındaki ticaretin canlanmasına önemli katkı sağlayacaktır. Tarım alanında son yıllarda yürüttüğümüz bir dizi proje ile önemli hamleler yaptık. Ancak bu hamlelerin devamının getirilmesi ve mevcut projelerin başarıyla sonuçlandırılması gerekiyor. Türkiye olarak biz bu projelerin hayata geçirilmesi için gereken katkıyı vermeye hazırız. Koordinatörü olduğumuz ECO Bölgesel Gıda Güvenliği Programı’nın uygulanmasına yönelik gayretlerimiz devam ediyor. Programın uygulamasını yürütecek bölgesel koordinasyon merkezinin kuruluşuna ilişkin çalışmalar sürüyor. Bu programın başarıyla uygulanması ancak bu programdan yararlanacak tüm ülkelerin birlikte çalışması ile mümkündür. Bu vesile ile üye ülke tarım bakanlarını 13-16 Kasım 2012 tarihlerinde Antalya'da düzenlenecek olan 5. ECO Tarım Bakanları toplantısı ve 2. Donörler toplantısına davet ediyorum" dedi.

"TARİHİ İPEK YOLU’NU YENİDEN CANLANDIRMALIYIZ"

Başbakan Erdoğan, ulaştırma sektörünün her ülkenin kalkınmasında ve ilerlemesinde hayati öneme sahip olduğunu ifade ederek, “Günümüzde yeterli ulaşım hizmeti olmadan, sosyal ve ekonomik hayatı canlı tutmak mümkün değildir. Bu doğrultuda özellikle ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmek, Avrasya, Orta Asya ve Kafkasya bölgesinin potansiyelini geliştirmek için tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandırmalıyız. Geçmişte binlerce yıl kadim medeniyetler arasında köprü görevi gören tarihi İpek Yolu'nu canlandırmak için Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'na önemli görevler düşüyor" diye konuştu.

KITALARARASI TİCARİ KÖPRÜ

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:"Üç kıta arasındaki önemli ticaret yolları ve enerji güzergahlarının merkezinde yer alan bölgemizi yeniden eski ihtişamlı günlerine kavuşturmayı tarihi misyonumuz olarak görüyoruz. Bu çerçevede İslamabad-Tahran-İstanbul ve Kırgızistan-Tacikistan-Afganistan-İran güzergahlarının Ekonomik İşbirliği Teşkilatı bünyesinde iki ana karayolu koridoru olarak belirlenmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bugün burada ülkelerimiz arasında tüm işbirliği imkanlarının daha da geliştirilmesi konusunda fikir alışverişinde bulunarak geleceğe yönelik yapıcı kararlar alacağımızı umuyorum. Ticari ilişkilerimizin belkemiğini oluşturan uluslararası taşımacılığın kolaylaştırılması bu doğrultuda büyük önem taşıyor. Diğer taşıma türleri ile birlikte karayolu taşımacılığının da potansiyelini ve gelecek perspektifini irdeleyerek önümüzdeki döneme yönelik çözüm önerileri geliştirilmeliyiz. Bu anlamda Ekonomik İşbirliği Teşkilatı bünyesinde önemli kararların alındığı hepimizin malumu. Bilhassa transit taşımacılık çerçeve anlaşmasının uluslararası taşımacılığı kolaylaştıran kurallarının uygulanmasına yönelik projelere verdiğimiz desteği önümüzdeki dönemde de devam ettirmeliyiz."

BAKÜ-TİFLİS-KARS DEMİRYOLU

Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan en önemli işbirliği projelerinden biri olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesinin bölgenin refahına büyük katkı sağlayacağını ifade eden Erdoğan, “Diğer uluslararası kuruluş ve bölgesel oluşumlarla kuracağı ilişkileri, teşkilatın görünürlüğünün artırılması, bilgi ve tecrübe paylaşımı bakımından çok yararlı buluyoruz. Bu çerçevede BM ve BM ihtisas kuruluşlarıyla yapılan işbirliğini önemli görüyoruz. Yine üyelerimizin tamamının temsil edildiği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın daimi başkanlığını yaptığı İSEDAK ile olan ilişkilerimizi daha da geliştirmemiz gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu.

"Bunlarla birlikte birçok açıdan teşkilatımıza benzeyen ASEAN ile kurulan ilişkilerin derinleştirilmesinin tüm üye ülkelerin ortak menfaatine olduğunu düşünüyorum" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2010 yılında İstanbul'da gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı zirvesinde kurulmasına karar verdiğimiz Akil Adamlar Kurulu şimdiye kadar sekiz toplantı yapmış ve raporunu tamamlamış bulunuyor. Sözkonusu raporda yer alan teşkilatın yeniden yapılandırılması, sekretaryanın verimli bir işleyişe kavuşturularak profesyonel kadrolarla desteklenmesi önerilerini yerinde görüyoruz. Yine raporda işaret edilen üye ülkelerin teşkilata yönelik aidiyet duygularının geliştirilmesi, işbirliği projelerinde zaman israfını önleyecek şekilde seçici davranılması gibi önerileri de destekliyoruz. 2010 yılı Aralık ayında devraldığımız dönem başkanlığımız sırasında bu anlayışla ECO vizyonunun geliştirilmesine ve bazı kurumsal eksikliklerin giderilmesine özel önem verdik. Önümüzdeki iki yıl dönem başkanlığını yürütecek Azerbaycan'ın da bu görevi teşkilatı daha ileri götürecek bir vizyon ve inisiyatifle gerçekleştireceğine inanıyorum. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı bünyesinde sürdürülen çok boyutlu işbirliğinin bir yansıması olarak Ankara'da ECO Eğitim Enstitüsü'nün faaliyete geçmesi, bizi ayrıca memnun ediyor. Enstitünün üye ülkeler arasında eğitim alanında işbirliğinin geliştirilmesine önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum. ECO 2012 ödülünü almaya layık görülen değerli tüm yazar, sanatçı ve tarihçileri tebrik ediyorum. Bu çerçevede ECO 2012 Edebiyat Ödülü'nü kazanan değerli şair ve yazarımız Sezai Karakoç'u da ayrıca tebrik ediyorum."

"KKTC'NİN GÖZLEMCİ STATÜSÜNÜN ONAYLANMASI BİZLERİ GERÇEKTEN MEMNUN ETTİ"

Başbakan Erdoğan, "Türkçe konuşan ülkelerle ilgili olarak dün yapılan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Bakanlar Konseyi toplantısında, Türkçe Konuşan Ülkeler Konseyi'nin Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'na gözlemci statüsünün onaylanmış olmasını çok büyük memnuniyetle karşıladığımı ifade etmek isterim. Aynı şekilde 1979'dan beri İslam İşbirliği Teşkilatı'na gözlemci olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'na Kıbrıs Türk Devleti adı altında gözlemci statüsünün dün Bakanlar Konseyi tarafından onaylanmış olması bizleri gerçekten çok sevindirmiştir" dedi.

"MALALA'YA YAPILAN SALDIRININ BAĞIŞLANIR, AFFEDİLİR TARAFI YOK"

Erdoğan ayrıca, "Bir diğer konu uluslararası terörle alakalı. Özellikle az önce de değerli kardeşim Zerdari'nin de ifade ettiği gibi hayati bir önem taşımakta. Ve adeta bir sembol haline gelmesi noktasında bizim için önemli. O da, sevgili kızımız Malalay'a yapılan terör eyleminin bağışlanır, affedilir hiçbir yanı yok. Benzer bir olayı da iki gün önce maalesef biz de İstanbul'da üniversiteli bir kızımızla yaşadık. Buraya da yine maalesef eve giren yine bir vahşi, hem orada öldürüyor, bir de tabi taciz ediyor, tecavüzde bulunuyor. Bu olaylar her geçen gün ne yazık ki dünyamızda artıyor. İşte Norveç'te geçen yıl yaşanan olay da bunun bir başka boyutu. Tüm bunlara karşı bizlerin hem kendi bünyemizde, hem de bunu BM Genel Kurulu'nda, BM Güvenlik Konseyi'nde ve gerekirse uluslararası kurumlar oluşturmak suretiyle bu işin üzerine gitmeyi hem insani, hem İslami bir görev olarak telakki etmemiz lazım" diye konuştu.

Erdoğan, "Bildiğiniz gibi bu arada 11 Ekim'i, BM Güvenlik Konseyi'ne Dünya Kız Çocuklar Günü ilan etme teklifini yaptık. Bu da Dünya Kız Çocuklar Günü olarak ilan edildi. Bu konuda tüm desteklerini veren, biliyorsunuz Azerbaycan şu an geçici üye olarak BM Güvenlik Konseyi'nde bulunuyor, aynı şekilde Pakistan ve bütün destek veren dost ve kardeş ülkelere de teşekkür ediyoruz" diye konuştu.