Erzurum Baro Başkanı Faruk Terzioğlu, son günlerde cezaevlerinde yapılan açlık grevlerini değerlendirdi. Terzioğlu,70 cezaevinde 700’ü aşkın tutuklu ve hükümlünün cezaevi şartları ve kötü muamele gibi konuları ileri sürerek başlattıkları açlık grevinin masumanece olmadığını terör örgütünün kanlı eylem planlarından birisi olduğunu söyleyerek tutuklu ve hükümlülerin ne için açlık grevi yaptıklarının bilincinde olmaları gerektiğini söyledi.
Başkan Faruk Terzioğlu, İHA muhabirine yaptığı değerlendirmede, “Son günlerde ülkemizde bazı cezaevlerinde devam eden açlık grevleri değişik kesimlerce farklı amaçlarla değerlendirilmektedir. Öncelikle açlık grevlerinin uygulanmasını temin eden sebeplerin ne olduklarının iyi belirlenmesi lazım. Cezaevlerinde ki açlık grevleri terör örgütünün talimatıyla uygulanan bir grevdir. Terör örgütünün beslendiği kaynakların başında malumunuz kan gelmektedir. Mevsim itibariyle bundan sonra kırsalda dağlarda kan dökme amacına yönelik faaliyetler yürütemeyecekleri için hayatlarını devam ettirecekleri bu kanı cezaevlerinde açlık grevleriyle elde etmeye çalışıyorlar. Biz açlık grevlerinin masumanece isteklerce veya temel hak ve özgürlükler çerçevesinde veya cezaevi şartlarının iyileştirilmesine yönelik bir grev olduğunu düşünmüyoruz. Bu siyasi maksatlı teröre hizmet edecek bir uygulamadır. Yalnız burada dikkat etmemiz gereken üzerinde hassasiyetle durulması gereken konu cezaevlerinde devletin vicdanına, namusuna, adaletine emanet olan tutuklulardır. Suçu ne olursa olsun, hangi sebeple tutuklanmış olursa olsun her tutuklunun temel hak ve özgürlüklerinin özgürlükler çerçevesinde cezaevi prosedüründe cezaevi uygulamalarında ayrıcalıklı bir işleme tabi tutulmaması gerekir. Tüm hükümlülerin aynı işleme tabi tutulması gerekir. Herhangi birisine müspet veya menfi yönde bir ayrıcalık tanınmamalıdır. Biz cezaevinde ki hükümlülerin her hal ve şartta milletin şefkatiyle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Geçmişte bunun çok acı uygulamaları olmuştur. Hayata dönüş operasyonları ile cezaevlerine yapılan baskınlar çok ciddi yaralanmalara sebebiyet vermiştir toplum vicdanını yaralayan uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bizim hassasiyetimiz şudur; cezaevlerinde açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin ne için açlık grevi yaptıklarının iyi bilmeleri gerekir. Onların kendi ihtiyaçları için veya uygulanan insan hakları ihlali ile ilgili bir talepleri varsa bu konunun takipçisi olacak olan kurumlar kuruluşlar vardır. Kendilerinin böyle bir şeye alet olmamaları lazım. Dışarıdan talimatla kendi hayatlarına son verecek kadar ikna edilmiş düşüncesi, fikri bu yönde değişmiş insanların bir daha düşünmesi lazım. O insanlara gerçekten yazık oluyor. Bu durum bizi cidden rahatsız etmektedir. Yetkililerden özellikle şunu istiyorum oradakiler devletin namusuna vicdanına şefkatine emanet edilmiş insanlardır. Eğer oraıda insan haklarını ihlal eden davranışlar varsa bu biran önce giderilip greve son verdirilmelidir” dedi.