Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz dünyanın neresinde olursa olsun hangi coğrafyada hangi ülkede olursa olsun yeni Kerbela'lar görmek istemiyoruz, yeni ölümlerle sarsılmak istemiyoruz. Pakistan'da, Afganistan'da, Lübnan'da, Irak'ta, İran'da, Yemen'de camilerde bombaların patlatıldığını duyduğumuzda elimiz ayağımız çözülüyor, kollarımız yana düşüyor ve o zaman dertleniyoruz. Müslüman’ın Müslüman’a kıydığını işittiğimizde inanmak istemiyor, yüz kere bin kere içimizde Kerbela'yı yaşadığımızı hissediyoruz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uzlaşı ve Toplumsal Kalkınma Vakfı'nın ATO Congresium'da düzenlediği Muharrem Ayı iftar yemeğine katıldı. Erdoğan, "Muharrem ayı özelikle de çarşamba günü idrak edeceğimiz muharremin 10. günü Museviler, Hristiyanlar özellikle de biz Müslümanlar için son derece önemli bir gündür. Rivayet odur ki Hz. Adem'in tövbesi bugünde kabul olunmuş, Hz. Musa denizi bugünde ikiye ayırmış, Hz. Yusuf kuyudan bu günde çıkmıştır. Hz. Nuh'un gemisinin Cudi'ye bir 10 muharrem günü vasıl olduğu, Hz. Eyüp'ün 10 muharremde hastalığından şifa bulduğu riayet edilir. Muharrem ayı bu ay içindeki aşure dediğimiz 10 muharrem günü İslam coğrafyasının tamamında mukaddes bir gün olarak kabul edilir. Öncesi ve sonrasında tutulan oruçlarla, yapılan ibadetlerle adeta temizlenmenin, tazelenmelerin, yeni başlangıçların vesilesi olarak en iyi şekilde değerlendirilir. Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v muharrem ayının ehemmiyetine her fırsatta dikkat çekmiş, bu ay içinde tuttuğu oruç ve yaptığı ibadetlerle hepimize istikamet belirlemiştir. Hicri 61 yılında yine bir 10 muharrem gününde Kerbela'da yaşanan o acı katliam 10 muharrem tarihini hepimizin hafızalarına acı bir hatıra olarak nakşetti. Hz. Hüseyin ve Ehli Beyd Kerbela'da önce susuzluğa mahkum edildiler, ardından da insanlığın en acı katliam manzarasını geride bırakacak şekilde şehit edildiler" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Hz. Peygamber torunları Hasan ve Hüseyin için ellerini semaya açmış ve Allah'ü Teala'ya şöyle dua etmiştir. 'Ya Rabb'i ben Hasan ve Hüseyin'i seviyorum, sen de sev. Onları sevenleri de sev'. Hz. Hasan'ı, Hz. Hüseyin'i sevmek Ehli Beydi sevmek Hz. Peygamber tarafından adeta bir ibadet gibi bildirilmiştir. Hz. Peygamberin öpüp koklamaya doyamadığı, üzerlerine titrediği, bizlere birer kutup yıldızı birer örnek şahsiyet olarak emanet ettiği Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ne acıdır ki biraz mazlum olarak katledildiler. Tesellimiz onların şehitlik mertebesine erişmiş olmalıdır" dedi.
"Onlar hayatları boyunca asla tefrikanın tarafında olmadılar. Müslümanların arasında tefrika çıkarmaya çalışanlara rağmen onlar vahdetten, birlikten, kardeşlikten asla taviz vermediler” diyen Erdoğan, “Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin mübarek hayatları boyunca nasıl vahdet içinde mücadele ettilerse şahadetleri ile vahdetin yani birliğin timsali oldular. Kim ki Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in vefatlarından tefrika üretiyorsa o peygamberi, peygamber torunlarını ve Ehli Beydi anlamamıştır. Kim ki Kerbela faciasından ayrılık, husumet, bir kutuplaşma üretmek istiyorsa biliniz ki o Hz. Hüseyin'in değil Yezid'in safında yer almıştır. Hz. Hüseyin Kerbela'da ümmetin birliği ve dirliği için susuzluğa direnmişti. Anneler gözyaşlarıyla çocuklarının susuzluğunu gidermeye çalışırken Hz. Hüseyin o çocuklar için ümmetin tüm çocuklarının istikbali için zulme direnmiştir. Hz. Hüseyin'in direnişi 1374 yıl boyunca bu topraklarda hak mücadelesinin ve zulme başkaldırının destanı olmuştur. Şu metanete, şu teslimiyete, kahramanlığa bakınız ki Hz. Hüseyin çığlığını duyduğu kardeşi Hz. Zeynep'in yanına gitmiş, Allah'a sığınarak ve bil ki yerde ve gökte ne varsa ölür demişti. 'Elveda Zeynep elveda' demişti" ifadelerini kullandı.
"KERBELA'DAN VE HZ. HÜSEYİN'İN ŞAHADETİNDEN HİÇ KİMSEYE TEFRİKA ÇIKMAZ"
"Kerbela'dan ve Hz. Hüseyin'in şahadetinden hiç kimseye tefrika fırsatı çıkmaz" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hiç kimseye ayrılık bahanesi çıkmaz. Buradan bir husumet asla hasıl olmaz. Hz. Peygamber s.a.v nasıl ki bizim hepimizin Peygamberiyse, Hz. Hüseyin de bizim hepimizin Hüseyin'dir. Hz. Hüseyin hepimizin mazlumu, şehidi, hepimizin kahramanıdır. Ben büyük kayınbiraderim Hüseyin, ikinci sıradaki kayınbiraderim Hasan'dır, diğer kayınbiraderim Ali'dir. Şimdi bir torunum geliyor isminin bir tanesi Ali olacak. Niye? Bunların hepsi bizim bir defa ortak mirasımızdır, birlik sebebimizdir. 1374 yıldır yüreklerimizde hiç dinmeyen sızı, bütün İslam coğrafyasının, bütün Müslümanların ortak acısıdır. Ben inanıyorum ki Hz. Hüseyin'in canı o mübarek kanı Kerbela'nın ateşten toprağına düştüğünde değil, Müslümanlar tefrikaya düştüğünde acımıştır. Hz. Ali üzerinden Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin üzerinden yürütülen her tefrika, ayrışma ve kutuplaşma girişimi en başta Hz. Ali efendimizin, Hz. Hasan ve Hüseyin efendilerimizin aziz ruhlarını incitmiştir. Birileri üzerilerine bombalarına yerleştirip Müslümanların camilerine gidip içlerinde çocuk, kadın olan cemaatin ortasında o bombayı patlatıyor, ister Şiilerin, ister Sünnilerin camisi olsun, ister kilise ister Budist tapınağı olsun bunu yapanlar kendilerine ister Şii ister Sünni desin ibadet eden masum canlara kastetmek Allah aşkına meşru görülebilir, onaylanabilir mi? Biz dünyanın neresinde olursa olsun hangi coğrafyada hangi ülkede olursa olsun yeni Kerbela'lar görmek istemiyoruz, yeni ölümlerle sarsılmak istemiyoruz. Pakistan'da, Afganistan'da, Lübnan'da, Irak'ta, İran'da, Yemen'de camilerde bombaların patlatıldığını duyduğumuzda elimiz ayağımız çözülüyor, kollarımız yana düşüyor ve o zaman dertleniyoruz. Müslüman’ın Müslüman’a kıydığını işittiğimizde inanmak istemiyor, yüz kere bin kere içimizde Kerbela'yı yaşadığımızı hissediyoruz."
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tamamı birer provokasyon olan Gazi Mahallesi'nde, Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Sivas'ta yitip giden canlarla birlikte Hz. Zeynep'in kardeşi Hüseyin için hissettiği sızıyı kardeş acısını biz de içimizde hissediyoruz. Hz. Peygamber de Hz. Ali de torunu Hz. Hasan ve Hüseyin de bize şunu öğrettiler, 'Can kutsaldır, azizdir. Kim ki bir cana kastederse bütün bir aleme kasteder'. İster mezhep, ister etnik köken, ideoloji adına masumlara kastetmek alçakça bir cinayettir. Kim ki Müslüman kardeşine, onun malına, ırzına, canına kastediyorsa kim ki Müslüman kardeşine zulmediyorsa o Hz. Hüseyin'in değil hiç tartışmasız Yezid'in tarafında yerini almış olur. Hangi mezhepten olduğunun hiçbir önemi yok, kendisine ister Sünni ister alevi desin masum kardeşinin canına kasteden Yezid'i sevindirmiş Hüseyin efendimizi üzmüştür. Kerbela hepimiz için kendisine Müslüman diyen herkes için tarihimizdeki en acı ama aynı zaman da en ibretlik derstir. Kerbela aslında bir zulme direniş dersidir. Bir sebad dersidir. Her şeyden öte bize kanla verilmiş birlik ve kardeşlik dersidir. Kerbela bize zalimin değil, mazlumun yanında hakkın yanında insani değerlerin yanında durmayı öğütleyen acı bir hadisedir."
Cumhuriyetin bir inancın bir mezhebin ya da etnik kökenin egemenliği üzerinde inşa edilmediğine işaret eden Başbakan Erdoğan, "Bu topraklar üzerinde yaşayan, nefes alan her bir ferdin ortak değerleri üzerine inşa edilmiştir. Sadece cumhuriyetimiz değil 1071'den bugüne kadar inşa edilen her devlet bizim Alevisi ile, Sünnisi ile hepimizin ortak eseridir. Hz. Peygamber, Hz. Ali ve Hz. Hüseyin nasıl ki bizim hürmetle takip ettiğimiz büyüklerimizse Hoca Ahmed Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli de aynı şekilde bizim hepimizin ortak değerleridir. Bizler asırlar sonra Kerbela'nın susuzluğunu gideren, Fırat'tan su kanalları inşa ederek Kerbela'yı suya kavuşturan Osmanlı torunlarıyız. Bizler muharrem ayını tuttuğumuz oruçlarla idrak eden tek bir milletiz" dedi.
"AYRIŞTIRICI SİYASETİN DİLİYLE KONUŞMAYACAĞIZ"
"Aramıza bizden olmayanların girmesine müsaade etmeyeceğiz” diyen Başbakan Erdoğan, “Yüzyıllardır konuştuğumuz gönül dilini terk edip, ideolojinin, ayrıştırıcı siyasetin diliyle konuşmayacağız. Her ne meselemiz varsa bunu ortak meselemiz olarak görecek birlikte çözeceğiz. Bize başkalarını istikamet çizmeyecek, biz birbirimize tavsiyede bulunacak, derdinin dert edinecek, istikametler çizeceğiz. Hiçbir meselemiz çözümsüz değildir ama aramıza nifak sokmaya, fitne sokmaya kışkırtmalar ve provokasyonlarla aramızı bozmaya çalışanlara karşı çok dikkatli olacağız. Yüzyıllardır bu topraklar üzerinde yeni Kerbala'ların yaşanması için çalışan, bunun için her türlü kışkırtmayı devreye sokmaya çalışanlar var. Hz. Hüseyin ve Hz. Ali hatırına bu kışkırtmaların hiçbiri bizi birbirimize hasıl eylemedi. Bundan sonra da asla başarılı olamayacaklar. Terör örgütlerinin, kimi çevrelerin, grupların hatta ülkelerin, hatta bazı milletvekillerinin bir çatışma çıkarmak için ortaya koydukları tüm kışkırtma ve tuzaklar 76 milyonunun hayır duasıyla hep bozuldu. Bundan sonra da asla hedefine ulaşamayacak. Konuşacağız, anlaşacağız. Gönülden muhabbet edeceğiz" diye konuştu.