AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya, "Alemlere rahmet olarak gönderilen efendimizin doğum yıl dönümünün ülkemiz için, İslam dünyası için ve bütün insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, Allah'a onun yolundan ayrılmamamız konusunda bir kez daha niyazda bulunuyorum. Allah onun yolunu yolumuz eylesin" diyerek başladı. Davutoğlu, terörle mücadelede şehit olanlara Allah'tan rahmet diledi.
İstanbul'da 9 Aralık'ta çok özel gördüğü ve önem verdiği kadına yönelik şiddetin sonlandırılması toplantısına katıldığını anımsatan Davutoğlu, bu toplantının anlamlı bir tevafukla Özgecan Aslan'ın katillerinin adalet nezdinde hak ettikleri cezayı buldukları günde gerçekleştiğini söyledi.
Hükümetin bu insanlık ayıbına karşı sergilediği kararlı duruşu ve etkin mücadeleyi kamuoyuna aktarma imkanı bulduğunu ifade eden Davutoğlu, "Şimdi sizlere bir kez daha tekrarlamak istiyorum; sevgili Özgecan kızımızın acısı daima yüreklerimizde olacak" diye konuştu.
Yargının katillere mevcut kanunlar çerçevesinde verilebilecek en ağır cezayı verdiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Bir daha kadına hiçbir el kalkmasın diye gerekli her türlü tedbiri alıyoruz, almaya da devam edecegiz. Kadınlarımız, çocuklarımız ve bütün halkımız şiddete karşı en güçlü şekilde direnci göstermeye kararlıdır" ifadesini kullandı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile aynı gün verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini anlatan Davutoğlu, Türkiye ile bölgesel yönetim arasında varolan dostane ilişkileri daha da ileri götürecek açılımları değerlendirdiklerini kaydetti.
"AK PARTİ SÖZ VERDİ Mİ MUTLAKA TUTAR"
Davutoğlu, seçim öncesinde taahhüt ettikleri vaatleri de içeren 2016 yılı eylem planını kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatarak, "Her zaman söylüyoruz AK Parti tutamayacağı sözü vermez, söz verdi mi de mutlaka tutar" dedi.
Bu temel ilke çerçevesinde yapacaklarını tek tek tarih vererek, kendilerini bağlayarak açıkladıklarını hatırlatan Davutoğlu, eylem planını ve reform paketini açıklarken 1 haftalık, 3 aylık, 6 aylık ve 1 yıllık takvimle yapacaklarını ilan ettiklerini söyledi.
"Şükürler olsun ki 'Sözümüz senettir' diye işbaşı yaptık" diyen Davutoğlu, bir haftada hayata geçirdikleri eylemleri şöyle sıraladı:"Bu çerçevede reformların izlenmesi ve geliştirilmesi için bir genelge yayınlayarak koordinasyon kurulu kurduk. Lisans öğrencilerinin 330 lira olan burslarını 1 Ocak'tan itibaren 400 liraya yükseltecek kararı aldık. Öğrencilerimize hayırlı, mübarek olsun. Gençlere proje karşılığı 50 bin lira karşılıksız nakdi destek verme imkanı sağladık. Bu konuda gerekli bütün prosedürel işlemler tamamlandı. Projelerimizin ilk müracaatlarını almaya başladık. Önümüzdeki haftada KOSGEB toplantısında bunu kamuoyumuzla bir kez daha paylaşacağız.
Gençlerde evliliğin teşvik edilmesi amacıyla çeyiz hesabı uygulamasını başlattık. Çeyiz hesabında biriktirilen paranın yüzde 20'si oranında destek bundan sonra genç evlilerimize sağlanacak. Esnafımıza 30 bin lira faizsiz kredi desteği uygulanması yolunda da gerekli adımları attık. Gençlerimize dönük bütün vaatler yerine geliyor. Gençlere 100 bin lira faizsiz kredi desteğiyle ilgili de ilk uygulamalar başladı. Bu krediye uygulanacak yüzde 85 kefalet imkanı kararı da Bakanlar Kurulu'ndan çıktı."
Davutoğlu, işletme büyüklüğü 5 dekar altındaki meyve, sebze, süs bitkisi, ıtri, tıbbi, aromatik bitki yetiştiriciliği yapan çiftçilere yönelik destekleme kredilerinin de çıktığını bildirerek, maliyetleri düşürmek amacıyla seralara ticarethane elektrik fiyatı yerine sulama suyu fiyatı uygulanacağını söyledi.
Bu uygulamaların hayata geçmesiyle birçok kesimin derdine çare olduklarını dile getiren Davutoğlu, "En önemlisi de bir kez halkımıza gösterdik ki AK Parti'nin vaadi mutlaka gerçekleştirilecek vaattir. Hani 90'lı yılların başlarında seçim öncesinde 'İki anahtar vereceğiz' deyip halkın elindeki bir anahtarı dahi alanlar var ya o dönem işte eski Türkiye'ydi. Yeni Türkiye'de, bizim öncülüğümüzdeki yeni Türkiye'de söz verildi mi yapılacak. Bunu bir kez daha göstermiş olduk" dedi.
Millete verdikleri diğer sözleri de günü gününe gerçekleştireceklerini ve neticelerini paylaşaklarını vurgulayan Davutoğlu, "AK Parti'nin siyaset anlayışı budur. Biz söyleriz, söylediğimizi de eksiksiz yaparız Allah'ın izniyle. Bizim siyasetimizin ilk günden beri böyle bir ahlaki zemini vardır bundan da vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.
"PROF. DR. SANCAR BİLİM ADAMLARIMIZA ÖRNEK OLACAK BİR TAVIR SERGİLEMİŞTİR"
Davutoğlu, aldığı Nobel Ödülü ile milletin göğsünü kabartan Prof. Dr. Aziz Sancar ile sohbet etme imkanı bulduğunu söyledi. Bu vesileyle bir üzüntü ve sitemini paylaşmak istediğini de belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:"Sosyal medyada, kimi köşelerde, ekranlarda milletimize Nobel başarısının sevincini yaşamayı çok gören kimileri, hem bizi hem Aziz Sancar hocamızı üzdü. Bir öğretim üyesi olarak, bir meslekdaşı olarak Aziz Sancar Hoca'nın sadece Nobel Ödülü almasıyla değil, Nobel Ödülü aldıktan sonra gösterdiği vakur duruşuyla gurur duyduğumu ifade ettim. Hep gurur duyuyoruz, gurur duyacağız. Bilim adamı olmak demek sadece laboratuvarlarda ya da kütüphanelerde ilmi çalışma yapmak demek değildir, bilim adamı olmak tarihe, mekana karşı sorumluluk hissi içinde bir duruş sahibi olmak demektir ve bu konuda da Aziz Sancar bundan sonraki bilim adamlarımıza örnek olacak bir tavır sergilemiştir.
Aziz Sancar Hoca'mızı arzu ettikleri kalıba, o dar dünya görüşlerine sığdıramayanların sergiledikleri tahammülsüz tutum ibretlikti. Prof. Dr. Aziz Sancar sadece başarısıyla değil sergilediği tavırla kendi dar dünyalarına sıkışanlara da önemli bir mesaj vermiştir."
Davutoğlu, aynı nezaketsiz ve sevgisiz çevrelerin benzer hastalıklı tutumu birkaç gün önce de duayen fotoğrafçı Ara Güler'e karşı da sergilediklerini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünya çapında bir değer olan büyük fotoğraf sanatçısı Ara Güler, Cumhurbaşkanı'mızın fotoğraflarını çekti diye adeta linç edilmeye çalışıldı. Gerçekten üzülüyorum, bu nasıl bir tahammülsüzlüktür. Dünya çapında yetiştirdiğimiz değerlere karşı sadece ve sadece bu ülkenin değerlerine sadık kaldıkları için tepki göstermek nasıl bir tahammülsüzlüktür. Bu insanlar içlerindeki bu sevgisizliği, bu hoyratlığı ne zaman, nasıl biriktirdiler, büyüttüler ve bunu bir tavır haline dönüştürdüler, anlamakta zorluk çekiyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde sevgisizliğin yerini muhabbet alacak. Bu gönül köprülerini yeniden kuracağız ve karşılıklı saygı içinde dünya tarihine ve insanlığın değerlerine büyük katkılarda bulunacak yeni öncüler yetiştireceğiz. Bunlar bizim toplumumuza yakışan haller değil asırlarca bu topraklarda nasıl muhabbet iklimi yaşanmışsa yine yaşanacak."
EKONOMİNİN PERFORMANSI
Son dönemde ilan edilen bazı verilerin, doğru yolda olduklarını bir kez daha gösterdiğine işaret eden Davutoğlu, bu yıl beklentilerin üzerinde bir performans sergileyen ekonominin ikinci çeyrekte yüzde 3,8, üçüncü çeyrekte yüzde 4 büyüyerek, dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasında yerini aldığına dikkati çekti.
GÜNDEME İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 7 Haziran akşamı verdiği sözü bir kez daha tekrarlamak istediğini belirten Davutoğlu, "Bundan sonra AK Parti siyasetin içindeyken, hiç kimse kaos, kriz beklentisi içinde olmasın, biz buna izin vermedik, vermeyiz. 258 milletvekiliyle, çelik gibi bir grupla ama 258 milletvekiliyle tek parti iktidarı olma şansını kaybettiğimiz günlerde göstermediğimiz zaafı, 317 milletvekiliyle güçlü bir çoğunluğa sahipken hiçbir şekilde göstermeyiz. Milletimiz müsterih olsun. Her türlü kriz, kaos planına karşı dimdik duran AK Parti var, AK Parti dimdik durdukça milletimizin kaderi de inşallah hep hayırlı yolda ilerleyecektir" diye konuştu.
Davutoğlu, 2002 yılında yüzde 10,8 olan genel devlet açığının milli gelire oranını yüzde 1 seviyelerine gerilettiklerine işaret etti. Keşke bu kürsüden yaptığım çağrıya Anamuhalefet partisi olumlu çağrı verseydi de kalıcı bütçeyi bu ay içinde çıkarsaydık, ocaktan itibaren reform görüşmelerine başlasaydık" diyen Davutoğlu, muhalefetin buna izin vermediğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, "Küçük, kısır, siyasi hesaplar yaptılar. Olsun, biz sabırlıyız. İnşallah ocak ayı içinde kalıcı 2016 bütçesini yapacağız. Genel devlet bütçesini inşallah dengede kapatmayı hedefliyoruz. O bütçe açıkları dönemi geride kaldı. Hem vaatlerimizi gerçekleştireceğiz hem de bütçe dengesi konusunda hiçbir zaaf göstermeyeceğiz. AK Parti kadroları iki seçim arasında iş dünyasına ve millete güven verebilmiş, ekonomiyi siyasi istikrarsızlığa ve popülizme kurban etmemiştir. 2006 yılı ise inşallah çok daha iyi bir yıl olacak" ifadelerini kullandı.
Geçen hafta partisinin gençlik kolları kongresini yaptıklarını anımsatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"AK Parti olarak bizim en dinamik, en genç kadrolarında bile yenilenmeyi hakim kılan anlayışımız var. AK Parti kurulduğu günden itibaren siyaseti gençleştiren bir partidir. AK Parti'de hizmet bir yarıştır ve bu yarış hiç bitmez. Türkiye'nin, AK Parti hükümetleriyle yakaladığı dinamizmin ve art arda gerçekleştirdiği atılımların arkasında da bu sır vardır. Seçimleri kazandık, hiçbir rehavet içine girmedik. Büyük bir coşkuyla kadın ve gençlik kolları kongrelerimizi yaptık. Diğer partiler iç çekişmelerle, 'kurultay yapar mıyız, yapamaz mıyız' tartışmaları içine girmişken, AK Parti planladığı her şeyi, millet için de kendi için de vakti geldiğinde yapıyor.
DEMOKRASİ ŞÖLENİ
Geçtiğimiz pazar günü, Ankara'da gerçek bir demokrasi şöleni vermiş olan gençlerimize teşekkür ediyorum. Soğukta binlerce gencimiz salonun dışında bizi bekliyordu. Hepsi geleceğe aşkla, ümitle, sevdayla bakıyordu. Hepsinin gözlerinden öpüyor, AK Parti grubu adına yeni gençlik kolları yönetimine de hayırlı hizmetler diliyorum. AK Parti siyasetinde dinamizmin kaynağı gençliktir. AK Parti iktidarlarında en büyük yatırım gençliğe ve geleceğin Türkiye'sine yapıldığı içindir ki başarı çıtası hep yükselmiştir. Son 14 yılda büyük adımlar attık. Bu adımların her defasında hedefine ulaşması, bu hareketin gençliğe yaslanmasındadır, bu hareketin gençlikten güç ve enerji almasındadır. Bu anlamda, AK Parti siyasetinin asli taşıyıcı unsuru gençliğimizdir. Gençlik bizim gelecek davamızdır, geleceğe emniyet ve güven içinde, dava sahibi, fikir sahibi, dert sahibi gençlerimizle birlikte yürüyeceğiz. Davamız hukuk ve adalet davasıdır, davamız demokrasi ve özgürlük davasıdır, davamız bütün insanların hukukunun korunması davasıdır, davamız milletimizin bütün farklı unsurlarını kardeş kılma davasıdır, davamız Türkiye'yi kalkındırma Türkiye'nin geleceğini inşa etme davasıdır. Türkiye'nin hak ettiği seviyeleri yakalaması için yapacaklarımız henüz bitmedi. 1 Kasım'da halkımızdan aldığımız emanetin hakkını inşallah yeni dönemde yapacaklarımızla vereceğiz."
"KİMSEYİ YOK SAYMAYIZ, DIŞLAMAYIZ, ÖTEKİLEŞTİRMEYİZ"
Başbakan Davutoğlu, her vesileyle muhalefet partileriyle diyalogdan yana tutum sergilemeye çabaladıklarını ama benzer tavrı, anlayışı, medeni ve olgun siyaseti onlardan göremediklerini vurgulayarak, "Durum o kadar şirazesinden çıkmak üzere ki artık siyasetin içinde aynı dilden konuştuğumuz bile şüpheli hal aldı" dedi.
64. Hükümet olarak Meclisten güvenoyu aldıkları gün vatandaşların huzuru için muhalefete çağrı yaptıklarını anımsatan Davutoğlu, yapıcı eleştirilerini, önerilerini dikkate alacaklarını ve görüşlerinden yararlanacaklarını, tüm muhalefet partileriyle görüşme kanallarını açık tutacaklarını ifade ettiklerini söyledi.
Davutoğlu, bugün de bu söylediklerinin arkasında olduğunu dile getirerek, "Kapımız, ülkesinin menfaatini, vatandaşın huzurunu gözeten, şer odaklarına fırsat vermemek için mücadele eden herkese, siyasi görüşü ne olursa olsun açıktır. Biz önce vatandaşımızın sonra da vatandaşlarımızı temsil eden tüm siyasi partilerin bizden beklentilerini dikkate alırız, kimseyi yok saymayız, dışlamayız, ötekileştirmeyiz. Özellikle de coğrafyamızın sıkıntılar yaşadığı şu günlerde birlik içinde, Türkiye'nin her zaman gösterdiği o birlik ve beraberliği sergilemek durumundayız" dedi.
"(KURŞUNLU CAMİİ HAVADAN BOMBALANDI) DİYE İDDİA ORTAYA ATABİLİYOR"
Başbakan Davutoğlu, milletvekilleri olarak, hükümet-muhalefet demeden ülke için el ele, omuz omuza verilmesi gerektiğine işaret etti. Ancak muhalefet kanadında, yadırgadıkları, siyasi ahlaka aykırı anlayışla karşı karşıya bulunduklarını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:"Bu Mecliste siyaset yapan tüm partilerin hükümetimizi eleştirme hakkı tabii ki vardır. Bu, demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır. Ancak bizi şikayet edecekleri tek merci milletimizdir. Maalesef, muhalefet saflarında uluslararası basına ülkesi aleyhine demeç verenler, ülke ülke gezip Türkiye'yi şikayet edenler var. Milletimize gidip bizim hakkımızda konuşmaktan korkanlar, çekinenler; bizimle problemli ne kadar başkent varsa oraya gidip, onlarla işbirliği yapmaktan hiç çekinmiyorlar. Fırsatını yakaladığı her ortamda, yalanlar ve iftiralarla ülkesini karalayanlar, halkın zihnini bulandırmaya çalışanlar var. Bu ülkenin insanlarından oy almış, vekalet almış ve bu ülkenin değerlerini korumak üzerine yemin etmiş siyasetçilere bu tavırlar yakışmıyor.
Bu arada teröre destek verenlerin yalanları, iftiraları da bitmek bilmiyor. Bunların eş başkanlarından birisi çıkıyor, 'Diyarbakır Sur'da Kurşunlu Camii havadan bombalandı' diye bir iddia ortaya atabiliyor. Modern çağdayız, bir cami eğer havadan bombalanmış olsa, Allah muhafaza, Türk Silahlı Kuvvetleri en büyük emanet olarak bu ülkedeki ve dünyada her yerdeki camileri koruyacak mekan olarak görür. Hiç unutmadığım bir hatıramdır: Kosova müdahalesi esnasında, Kosova'daki kardeşlerime zulmeden Sırp çetelerine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri müdahale yaparken, daha sonra Kosova'da o müdahaleyi izleyen Kosovalı kardeşlerimden dinlemiştim. Bu Sırp çeteler yığınaklarını sırf korunsun diye camilerin kenarlarına yapıyorlar ki bombalanmasın. Türk savaş uçakları gelir, caminin hemen yanında bile olsa camiye zerre zarar vermeden o çetelerinin yerlerini imha ederler. O zaman Kosovalı kardeşlerimiz şunu der, İşte Mehmetçik, adını Hz. Peygamber'den alan bir ordunun neferleri camiye bomba gönderir mi? Mehmetçiğin birinci ve öncelikli vazifesi Türkiye ve Türkiye dışında kutsal mekanlarımızı korumaktır."
"AL BAYRAĞIMIZIN KUTSİYETİNİ KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
"Bir kahraman kadınımızdan size bahsetmek isterim, Şırnak Kadın Kolları başkanımız Hatice hanım" diyen Davutoğlu, iki gün önce Hatice hanımın arabasını yaktıklarını ve ailesine saldırdıklarını söyledi.
Davutoğlu, gece, kadın kolları başkanını aradığını, "Hatice hanım yanınızdayız, sizinle beraberiz" dediğini belirterek, "O yiğit kardeşimiz, yiğit Kürt kadını dedi ki (bunlar ne yaparsa yapsın Sayın Başbakanım, bilin ki biz Şırnak'ta da Türkiye'de de her yerde de vatanımızın birliğini, al bayrağımızın kutsiyetini korumaya devam edeceğiz.)" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Mesele, bu terör destekçisi partinin eş başkanlarının, grup başkanvekillerinin dillerinde. Şimdi de bunlar herhalde yarın Moskova'ya gidecekler. Türkiye özgür bir ülke, herkes istediği yere, istediği şekilde gidebilir, istediği devletle görüşebilir, bunda hiç bir sıkıntımız yok. Ama neden iki ay önce, neden bir sene önce gitmediler? Neden, bu milletin hava sahasını ihlal ettikleri için kriz yaşadığımız bir ülkeye, tam da böyle bir zamanda gidiyorlar? Bunlar, milletle beraber hareket etmektense Türkiye ile kimin derdi varsa, onlarla işbirliği yapmayı kendilerine ahlak edinmişler. Bir grup başkanvekili de açıkça çıkıp hendekleri savunuyor, yüzü kızarmadan, 'vatandaş hendeklerle kendisini saldırılardan korumaya çalışıyor' diyebiliyor. Seçmenden aldığı oya ihanet eden bir yapı var karşımızda, millete ihanet ederek."
Terör örgütünün, Diyarbakır, Mardin ve Şırnak'ta, vatandaşların hayatını hiçe sayarak saldırılar gerçekleştirdiğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:"Terör örgütü, şehir merkezlerinde hendekler kazıyor, barikatlar kuruyor, camileri, okulları yakıyor, sivilleri kendine kalkan yapıyor. Güvenlik güçlerimiz ve vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeyi hedefleyen kirli bir tezgah peşindeler. Ben burada bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Şu ana kadar terör örgütünün bu tuzaklarına hiçbir vatandaşımız düşmedi. Vatandaşlarımız emin olsunlar, terör hayata düşmandır ve devletin görevi hayatı korumaktır. Herkesin hayat hakkını korumak devletin ve hükümetimizin asli vazifesidir. Türkiye hukuktan, demokrasiden, adaletten ve kamu düzeninden geriye hiçbir adım atmayacaktır. Vatandaş ile teröristi net olarak birbirinden ayıran bir dikkatle, bir özenle hareket ediyoruz. Vatandaşlarımızın emniyet ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacağız. Biz hükümet olarak diyoruz ki 'Hiçbir vatandaşımızı terörün, şiddetin kucağına, insafsızlığına bırakmayacağız'. Evlerini terk eden vatandaşlarımız, dükkanlarını açamayan esnafımız, okullarına gidemeyen öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz müsterih olsunlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetimiz daima yanlarındadır, yanlarında olacaktır."