Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'de öz yönetim, söz yönetim yok. Türkiye'de 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi sadece ve sadece milli iradeye bağlı milli yönetim var. Tüm bu millet, bu milli yönetimin sahibidir. " dedi.
Davutoğlu, Ankara HiltonSA otelinde düzenlenen Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) 9. Divan Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, terör örgütünün aylardır Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşların huzurunu bozmaya yönelik faaliyetler yaptığını, örgütün hendek ve barikat terörünü de kullanarak şehirlerde, ilçelerde ve köylerde hayatı tarumar eden bir şiddet uyguladığını bildirdi.
TERÖR
Hiçbir vatandaşı terörün, şiddetin kucağına, insafsızlığına bırakmadıklarını, bırakmayacaklarını belirten Davutoğlu, evlerini terk eden vatandaş, dükkanlarını açamayan esnaf ve okullarına gidemeyen öğrencilerden müsterih olmalarını istedi. Başbakan Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetin daima yanlarında olduğunu, terörden, şiddetten mağdur olan vatandaşların gördükleri zararı karşılayacak güçte olduklarını kaydetti.
"Yürüttüğümüz terörle mücadelede bu millete savaş açan, bu ülkeyi bu ateş çemberinin içine sokmak isteyen o hainlerle verdiğimiz mücadelede, o namertlerle verdiğimiz mücadelede hiçbir engel, hiçbir barikat, hiçbir hendek tanımayacağız. Fakat bu mücadeleyi sürdürürken o hendeklerin, o barikatların baskısı altında mağdur olan vatandaşlarımıza da şefkat elimizi en müşfik şekilde uzatacağız" diyen Davutoğlu, terörden mağdur olan vatandaşların her türlü ihtiyaçlarını karşılayacaklarını, onları namerde muhtaç etmeyeceklerini, namerdin insafına da terk etmeyeceklerini vurguladı.
Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz hiçbir vatandaşımıza uzak değiliz. Hiçbir insanımızı yalnız, sahipsiz, kimsesiz bırakmadık, bırakmayız. Bu ülkede kimse sahipsiz değildir. Bu ülkenin toprakları sahipsiz değildir. Dağları, ovaları, ırmakları, şehirleri, köyleri, mezraları sahipsiz değildir. Bunlara sahip çıktık, çıkacağız. Mayın döşeyen, barikat kuran, insan hayatına kasteden teröristler mutlaka kaybedecek. Başta Kürt kardeşlerimiz, vatandaşlarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımız huzurla hayatlarını sürdürecekleri şartlar oluşana, esnafımızın üzerindeki baskılar kalkana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu ülkenin vatandaşları asırlardır kardeşçe yaşıyor. Allah'ın izniyle sonsuza kadar da birlikte yaşamaya devam edecek. Anadolu Aslanları bir araya geldiğinde dönüp sağına soluna sen Türk müsün, Kürt müsün, Sünni misin, Alevi misin, doğulu musun, batılı mısın, kuzeyli misin, güneyli misin diye sordu mu? Biz de Türkiye'nin her yerinin temsil edildiği Bakanlar Kurulu'nda otururken yanımızdakini de kardeş biliriz, sağımızdakini de, solumuzdakini de.
Bütün arkadaşlarım aynı heyecanla terörle mücadele iradesini sergiliyor, aynı heyecanla millete hizmet yolunda. İşte bizi farkımız bu, sormadık, sormayacağız, sorulmasına da izin vermeyeceğiz. Anadolu bir ana kucağıdır. Bu kucak içindeki her evladını bağrına basar. Asırlardır süren o kardeşlikle, o ana kucağında inşallah kıyamete kadar eşit vatandaşlar olarak hep birlikte huzur içinde yaşayacağız. Hiç kimse bizim muhabbetimizi, birliğimizi, dirliğimizi zedeleyemeyecek. Bu ülkenin başbakanı olarak Anadolu Aslanlarından isteğim şudur, teröre karşı, şiddete karşı sesinizi yükseltin. Nasıl 28 Şubat'ın zulmüne karşı sesinizi yükselttiyseniz, şimdi tam da teröre karşı, terör örgütlerine karşı sesinizi yükseltmenin vaktidir."
"BÖLGEYİ İNSANSIZLAŞTIRMAK İSTİYORLAR"
Doğu ve Güneydoğu'da zor durumda bulunan, terörden mağdur esnafla dayanışma içinde olunmasını isteyen Davutoğlu, "Her bir kardeşim Doğu'da, Güneydoğu'da bir başka kardeşimizi kendisine can dostu, kan kardeşi, helal aş kardeşi eylesin. Birbirleriyle alışverişlerinde bu ülkeyi bütünleştiren o güzel helal rızk çabasında omuz omuza versin" diye konuştu.
Babasının da bir tüccar olduğunu anımsatan Davutoğlu, onun dizinin dibinde ticaretin, helal, haram kavramlarının ve helal rızkın ne anlama geldiğini, ticaret üzerinden nasıl büyük dostluklar oluştuğunu öğrendiğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, "Şimdi seçim kampanyası için 81 vilayete gittiğimde bazen kalabalıkların içinden yaşlıca bir amca, 'Ahmet oğlum, babandan mal almıştım' dediğinde babamı görmüş gibi hissediyorum. Rahmetli vefat ettikten sonra da bu ticaret dostlukları üzerinden Türkiye'de ne kadar çok kardeş edindiğimi görüyorum. Onun için ticaret üzerinden, peygamber mesleği olan ticaret üzerinden dostluğunuzu pekiştirin. Özellikle bu günlerde Doğu'ya, Güneydoğu'ya yaptığınız ticarette daha da bir özen gösterin, daha fazla çaba sarf edin. Oralara yatırım yapın" diye konuştu.
Terör örgütünün, Doğu ve Güneydoğu'yu insansızlaştırmak istediğini, esnafın bölgeyi terk etmesinin istendiğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:"Hendeklerle, barikatlarla oradaki vatandaşlarımızın dermanını kesmek ve orayı insansızlaştırmak istiyorlar. Aynı şekilde orayı istikrarsızlaştırmak istiyorlar. Kurşunlu Camisi'ne, Fatih Paşa Camisi'ne yani Diyarbakır'ı fetheden ve sonra büyük Kürt alimi ve kanaat önderi İdris-i Bitlisi ile Bıyıklı Mehmet Paşa'nın camisine yaptıkları saldırılarla, camilerin minarelerinden ezan yerine kendi süfli marşlarını çalmalarıyla da o bölgeyi İslamsızlaştırmak istiyorlar. Çok açık söylüyorum, biz bu toprakları büyük bir ecdat mirasından, şehitlerin mirasından devraldık. Çok kolay elde edilmedi bu vatan toprakları. Bu toprakların insansızlaştırılmasına, İslamsızlaştırılmasına, istikrarsızlaştırılmasına kesinlikle izin vermeyiz. Diyarbakır'ın bütün mübarek minarelerinden, benim aşkla sevdiğim ve her gittiğimde Mescid-i Aksa kokusunu aldığım Ulu Camisi'nden kıyamete kadar sadece ve sadece Ezan-ı Muhammediye okunacak. Miras olarak ecdattan Sultan Selim Han'dan aldığımız, Bıyıklı Paşa ve Fatih Paşa ismini de o sebepten alır, Kurşunlu Camisi de dahil Diyarbakır'da zarar gören her ecdat mirası, aslına uygun şekilde, en iyi şekilde restore edilecek ve onlar da kıyamete kadar bu topraklarda yaşayacaklar.
Gözümün önünden hiç gitmiyor, iki mübarek Diyarbakırlı hanım, Fatih Paşa Camisi'ndeki o yıkımı, o tahribatı gördüğünde diyorlar ki 'Ah keşke evim yanaydı, ah keşke barkım yanaydı da seni böyle görmeseydim.' O Diyarbakırlı mübarek kadınların sözünü biz yerde bırakır mıyız? 'Ah evim yanaydı' diyor. Yüreği yanıyor. Hepimizin yüreği yanıyor."
"ARKALARINI KİMLERE DAYADIKLARINI BİLİYORUZ"
Büyük alimlerin, El Cezeri'nin memleketi Cizre'yi barikatlar, hendekler ve Suriye'deki şehir görüntülerine benzer şekilde görüntülere mahkum etmek isteyenlere seslenen Davutoğlu, "Evet, 23 Temmuz'da verdiğimiz talimatı 1 Kasım seçimlerinden sonra tekrar verdik güvenlik birimlerimize, bedeli ne olursa olsun, Türkiye'nin her dağı, her ovası, her vadisi, her ırmağı, her şehri, her ilçesi, her mezrası, her köyü temizleninceye kadar bu hainlerden hesap soracağız" dedi.
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Kimlerden destek aldıklarını biliyoruz. Arkalarını kimlere dayadıklarını biliyoruz. Bugünlerde nerelere gittiklerini de takip edin. Türkiye'ye neredeyse savaş açmış başkentleri nasıl gezdiklerini görün. Nasıl bir ihanet içinde olduklarını bilin. 93 harbinden bu yana o Doğu'yu bütün azametiyle koruyan Doğulu kardeşlerime, Güneydoğlu kardeşlerime sesleniyorum, nerelere gittiklerini, ne talimat aldıklarını takip edin ve arkalarındakileri de bilin. Dışarıdan aldıkları talimatla, bazen Doğu'dan, bazen Kuzey'den, bazen Batı'dan, aldıkları talimatlarla bu ülkeyi o ateş çemberinin içinden sokmak isteyenlere bir kez daha söylüyoruz, biz o ateş çemberinin içine bu ülkeyi sokturmayacağız. Bu ateş çemberine, bu yangına da en büyük suyu, o yangını söndürmek için de tüm gayreti Kürt vatandaşlarımızın gösterdiğinin de bilincindeyiz. Çok tuzak kurdular ve zannettiler ki halk onlara destek verecek, vermediler.
Türkiye'de öz yönetim, söz yönetim yok. Türkiye'de 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi sadece ve sadece milli iradeye bağlı milli yönetim var. Tüm bu millet, bu milli yönetimin sahibidir. Kimse farklı bir yönetim arayışı içine girmesin. Milli iradeye dayalı milli yönetim içinde herkes Meclis'te istediğini söyler, herkes özgürce demokratik siyaseti yapar ama kimse bu milletten almadığı bir hakkı kullanamaz. Geçmişte vesayet edenler kullanmaya çalışıyorlardı. Şimdi bunlar, paralel yapılar, öz yönetim benzeri hiçbir meşruiyeti, hukuki karşılığı olmayan iddialarla kullanmaya kalkıyorlar. Vesayete boyun eğmedik, bunlara da boyun eğmeyiz."
"Biz bu ülkenin biz bu Cumhuriyetin öz ve öz sahipleriyiz" diyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Birileri Cumhuriyetinin sahibi olup da gençlik onun bekçisi değil. Gençlik, bu cumhuriyetin sahibi. Birileri bu toprakların üzerinde operasyon yapma, bu toprakları parçalama iddiasına girmişse, onlara karşı da dimdik duracak olan bizleriz. Biz hükümet olarak vatandaşlarımızın emniyet ve refahı için çalışmaya iş dünyamızın önünü açmaya, iş ve yatırım ortamını iyileştirmeye devam edeceğiz. Türkiye'nin cazibesini arttıracak politikaları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Ülkemizin ekonomik ve demokratik kalkınma sürecine verdiğiniz büyük katkılardan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Bugüne kadar olduğu gibi yine sizlerle birlikte bu ülkeyi kalkındırmaya, milletimize istihdam kapıları açmaya devam edeceğiz."