Yakutiye Müftüsü Osman Yazıcı, selamlaşmanın insanlar arasında yayılması gerektiğini belirterek günümüzde orijinal selamlaşmanın çok az olduğunu söyledi.Yazıcı, “Selam sözlerin en güzeli, Allah’ın selamıdır. Müslümanların selam konusunu ihmal etmemeleri gereken önemli bir konudur. Selam, aynı zamanda yüce rabbimizin isimlerinden bir tanesidir. Selamette kılan, emniyetli kılan yüce rabbimizdir. Onun için biz selamı aldığımızda veya selam verdiğiz de yüce rabbimizin adını zikrettiğimizi bilmeliyiz. Selam veren kişi aynı zaman da Cenabı Rabbin adını ağzına almış ve onu zikretmiş olur. Allah’ı zikretmiş olmasından dolayı da sevap kazanmış olur. Ayrıca, Peygamber efendimiz selamı bize tavsiye etmiştir. Ölçüsünü, usulünü kimin kime selam vereceğini, selam verenin hangi kelimeyle selam vereceğini, selam alanın buna mukabelesinin nasıl olması gerektiğini efendimiz bize öğretmiştir. Biz bu sünnette öğretilen şekilde selam verdiğimiz takdirde sünnete uygun yapmış oluyoruz bu ibadeti. Başka kelimelerle de selamlaşmak belki mümkün olabilir ama sünnet olan selam Peygamber Efendimizin üslubuyla selam vermek esastır. Selam aynı zamanda da Kur’an-ı Kerim’de de yer almaktadır. Yüce rabbimiz ayeti kerimede, ‘siz bir selamla selamlandığınızda onun aynısıyla veya daha güzeliyle mukavele edin’ diye buyurmuştur. Selamın bize faydalarına baktığımızda; Birincisi, dediğimiz gibi başta Yüce Rabbimizin adını anıp onu zikretmiş oluyoruz. İkincisi, Peygamber efendimiz bize selamı emrediyor, tavsiye ediyor, tavsiyesine uymak süratiyle sünnet sevabı kazanmış oluruz. Üçüncü açıdan baktığımızda, karşımızdaki insanlara güven temin etme, emniyet verme anlamlarını içerdiği için selam insanlar arasında sevginin, kaynaşmanın, güvenin tesisine faydası var. Selam hem veren için hem de alan için karşılıklı bir duadır. Bu yönleriyle değerlendirdiğimiz zaman selamın be kadar değerli ve ehemmiyetli olduğu ortaya çıkmış oluyor. Efendimiz, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirini sevmedikçe iman etmiş olamazsınız.’ diye buyurduktan sonra ‘size bir şey haber vereyim mi ki, onu yaptığınız zaman birbirinizi seversiniz’ diye işaret etikten sonra ‘Selamı aranızda yayınız’ demiştir. Yani selamlaşmak Müslümanların birbirini sevmesine, birbirini sevmesi ise imana delalet eder. Hatta efendimiz, arkadaşınızla yolda giderken bir duvarla karşılaştınız ve biriniz duvarın bir tarafında birinizde diğer tarafında kalıp duvarın sonunda tekrar karşılaştığınız zaman bile selam versinler diye buyurmaktadır. Birbirimizle karşılaştığımız zaman, küçükler büyüklere, yürüyen oturana, Bir binek üzerinde olanlar yaya yürüyenlere, kişi evine gittiği zaman da ev halkına selam verir.” dedi.
ZAMAN, SELAMSIZ/SEVGİSİZ DÖNEM
Günümüz insanlarının artık birbirlerine ya selam vermediğini ya da doğru selamlaşmadığını belirten Yazıcı, “Günümüzde bu selam uygulamasına baktığımızda, selam kelimelerinin değiştiği, efendimizin zamanında olduğu gibi ‘Es Selamu Aleykum’ kelimesiyle selam vermek yerine insanlar birbirlerine merhaba demek suretiyle, iyi günler demek suretiyle birbirlerini selamlamaktadırlar. Belki karşılıklı iletişimi sağlar bu selam ama bu sünnet, dua, zikir olan selamı yerine geçmez. Bunun için inancımız gereği, kültürümüzden gelen ve Allah’u Telalanın bizden istediği ve Efendimizin bize öğrettiği selamın aslını bozmadan gerçekleştirmeli ve bunu da böyle ifade edip yaygınlaştırmalıyız ve ihmal etmemeliyiz. Günümüzde selam verme alışkanlığını kaybetmiş bir toplumda yaşıyoruz. Şimdi, Gençlerimiz, orta yaşlılarımız ve yaşlılarımız artık birbirlerine selam vermiyorlar. Oysaki selam bir dua, bir güven, bir sünnet, bir zikirdir o zamanda selamı orijinal halde selam verilmeli ve alınmalıdır.” diye konuştu.