79 yaşındaki İbrahim Kalyoncu, Darülaceze’de atkı üretip kurban parası biriktiriyor. Kurban ibadetini aksatmadan yapabilmek için aldığı 100 lirayı iktisatlı kullandığını söyleyen Kalyoncu, “Hamdolsun bu sene de kurbanımı kestim.” diyor.
Her bayram ziyaretçi yolu gözleyen Darülaceze sakinleri bu bayramda da misafirlerini hasretle bekliyor. Hallerine şükrediyorlar fakat evlat özleminin başka olduğunu söylüyorlar.
Darülaceze sakinlerinden İbrahim Kalyoncu, 9 yıldır bu kurumda yaşıyor. 79 yaşında ve Karabüklü olan İbrahim amca hiç evlenmemiş. İstanbul’da yeğenleri olmasına rağmen 9 yıldır sadece iki kere ziyarete geldiklerini anlatan Kalyoncu, “Çocuklarım yok fakat olmuş olsalar bile beni buraya bırakmayacakları ne malum. Bu yüzden evlenmediğim için hiç pişman değilim.” diyor. Darülaceze’de çalışarak atkı ürettiğini söyleyen İbrahim Amca, “Bize burada 100 lira veriyorlar. O parayı biriktirip kurban kesiyorum.” şeklinde konuşuyor. Darülaceze’deki bir gününü şöyle anlatıyor: Kalyoncu, “Sabah uyanıyorum camiye gidiyorum, Kur’an okuyorum. Burada zamanım güzel geçiyor. Bugün de bayram. Bize burada her şey veriliyor fakat bizim sizin tatlı sohbetinize ihtiyacımız var.” diyor. Okuma-yazması olmayan İbrahim amca küçük yaşlarında çobanlık yapmış. Hayat şartlarından okula gidemediğini söyleyen Kalyoncu, “Okula gidemedim fakat Kur’an okumayı iyi ki öğrenmişim. Tüm zamanım buradaki cami de geçiyor. Bayramlar bizim için hergünki gibi. Bu ancak yakınlarımızın bizi ziyaret etmesi ile değişir.”
Darülaceze’nin kimsesiz sakinlerinden biri de Hayriye Balıkçı (83). 2 ay öncesine kadar yeğeni Erdem Emin Küpoğlu ile yaşayan Hayriye nine de hiç evlenmemiş. Küpoğlu, “Buraya getirmeyi bizde istemiyorduk fakat sağlık problemlerinin fazla olması sebebiyle acil durumlarda yetişemiyorduk. Burada ona bizden daha iyi bakılıyor. Her hafta sonu mutlaka ziyaretine geliyorum.” şeklinde konuşuyor.
İşleri bozulduktan sonra Darü-laceze’ye yerleşen Mahmut Erkan (70) ise 4 yıldır burada yaşıyor. Bayramların kendisi için sadece hüznü ifade ettiğini anlatan Mahmut amca, “Her şeyim vardı. Evim, arabam işim... İşlerim bozulduktan sonra hayatta hiç kimsem kalmadı.” diyor.